Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, çalıştayda KKTC’nin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüye dayanan çözüm vizyonu anlatıldı.

TC İletişim Başkanlığı ve Türkiye’deki Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından Türkiye-Avrupa Birliği stratejik iletişim ve kamu diplomasisi projesi çerçevesinde Ankara’da “Doğu Akdeniz, Kıbrıs Meselesi ve Güvenlik Çalıştayı” düzenlendi. Çalıştaya katılan Prof. Dr. Hüseyin Işıksal, Türkiye-Avrupa ilişkilerinde yeni bir strateji oluşturmak amacıyla Türkiye’deki akademisyenlerinin katıldığı çalıştayda Türkiye ve Avrupa Birliği’nin Doğu Akdeniz ve güvenlik politikalarının örtüşen ve ayrışan yönlerinin konuşulduğunu belirtti. Işıksal, tarafların birbirlerinden beklentilerinin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Kıbrıs politikasının güçlü ve zayıf yönlerinin ve Türkiye’nin AB ile güvenlik ve dış politika konularında yaşadığı temel sorunların detaylı bir şekilde tartışıldığını ifade etti.

Hüseyin Işıksal, bu çalıştayda Kıbrıs Türk tarafının Cenevre’de ortaya koyduğu egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüye dayanan yeni çözüm vizyonumuzu detaylı bir şekilde anlatma fırsatı bulduğunu belirtti. Işıksal, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın seçildiği günden itibaren Kıbrıs meselesinin sürdürülebilir bir çözüme kavuşturmanın öncelikli hedefi olduğunu ve Rum tarafının 1963 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti'ni işgaliyle yaratılan haksız ve sürdürülemez statükonun ancak tarafların baştan var olan egemen eşitlik haklarına saygı duyulması ve siyasi denkliğin sağlanmasıyla yıkılabileceğini vurguladı. 

Kapalı Maraş konusunda Kıbrıs Türk tarafının Güvenlik Konseyi kararlarına ters düşmediğini ifade eden Işıksal, tam tersine bu kararlarda öngörülen esas amaca uygun olarak Kapalı Maraş'a ilişkin hak taleplerine Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığıyla çare bulunmasına olanak sağlandığını vurguladı.

Hidrokarbon konusunda da Kıbrıs Türk tarafının yapıcı iş birliği önerisinin hâlâ masada olduğunu söyleyen Işıksal, Kıbrıs Türk halkı üzerindeki çağdışı izolasyon ve kısıtlamaların kaldırılmasının önemine de vurgu yaparak tüm bu haklı argümanlarımızın Türkiye-Avrupa Birliği stratejik iletişim ve kamu diplomasisi projesinin önemli bir parçası olması için çalışmaya devam edeceğini ifade etti.