Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde YSK kararlarını ihlal ederek yapılan resmi açılışlar ve ortak basın toplantılarının o dönemde de Halkın Partisi olarak doğru olmadığını dile getirmiş, hatta sadece dile getirmekle kalmayıp özellikle kapalı Maraş'a dair açılımın koalisyon ortağı olarak bizlere bilgi verilmeksizin ve YSK kararları hilafına yapılmasına tepki olarak su temin projesinin açılış töreninin de yapıldığı 6 Ekim 2020 günü UBP-HP hükümetinden çekilme kararı almıştık.

Evet suç teşkil eden talep ve talimatları kamu görevlileri yerine getirmeme sorumluluğu taşırlar, bu çok temel bir prensiptir. Ancak Meryem hanım örneğinde BRTK'nın bağlı olduğu o dönemki Başbakanlığın ve dönemin BRTK Yönetim Kurulu'nun Meryem hanımdan bu yayınları BRT'den verme talep ve talimatı oldu mu bunun da netleştirilmesi gerekir. Meryem hanımın açıklaması bunun olduğunu gösteriyor. Seçim yasaklarını ihlal etme talimatını kim verdi ya da bunu kimler talep etti? Bazı adaylara avantaj sağlayacak bu yayınların yapılmasını kim istedi? Asıl bu soruların cevaplanması gerekir.

Bu olayından hareketle Yargı kararını eleştirmek hatta fırsat bilerek mahkemelerimize yüklenmek isteyenler olacaktır, buna kimsenin izin vermemesi gerekir. Seçim dönemlerinde seçim yasaklarına sadece açılış ve törenler bağlamında değil yayınlanan anketler bağlamında da aykırı davrananların YSK Kararlarını hiçe sayarak aslında devleti hiçe saydıklarını hiç akıldan çıkarmamamız gerekir. Bakıyorum da o dönemde siyasi olarak bu olayda muhtemelen sorumluluğu olan bazı yetkililer şimdi softa şaşırtması ile mahkemelerimizi hedef göstermeye çalışıyorlar. Oysa Meryem hanım yapmış olduğu açıklama ile o dönemde görevde olan bazı siyasilerin kendisinden bunu bizzat talep ettiğini madem ki ima ediyor o zaman seçim yasaklarını ihlal anlamına gelen bu talimatın veya talebin kime ait olduğunu konuşmak lazım.