Halkın Partisi’nden verilen bilgiye göre Özersay, katıldığı televizyon programında değerlendirmelerde bulunarak, şu ifadeleri kullandı:

“Hükümet ile devlet arasında çok temel bir fark olmasına rağmen hükümet bağlamında yapılanlar devleti yıpratıyor. Bizim en büyük endişemiz budur. Biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’ni önemsiyoruz. Kıbrıs Türk halkının iradesini yansıtacağı, temsil edeceği yapı devlettir. Bu nedenle, mevcut döneme ilişkin en büyük rahatsızlığım devletin yıpratılıyor olmasıdır. Hükümetin yaptıklarıyla, hukuksuzluklarıyla, kırdığı potlarla kendini yıpratıyor olmasıyla ilgilenmiyoruz; devlete verdiği zararlar ilgileniyoruz.”

“MECLİS DE HÜKÜMET DE ARTIK HALK İRADESİNİ YANSITMIYOR, İRADE YENİLEMESİ ŞART”

“Demokrasi, hoşgörüdür, iradenin yansımasıdır. Azınlığın görüşlerini ortaya koyabileceği, belli yaşamsal hassasiyetlerin yok sayılmadığı, çoğunluğun da belirli dönemlerde iradesini ortaya koyabileceği uyumlu bir yapıdır. Hükümeti eleştirebilirsiniz, bir süre sonra söyleyecek söz bulamazsınız, söz tükenir. Bugün gelinen noktada çizgi o kadar aşıldı ki, artık tarif edecek kelime bulmakta zorlanıyoruz” diyen Özersay, sorulması gereken sorunun “2018’deki seçimlerde ortaya çıkan halkın iradesi böyle bir hükümet yönünde miydi? Halkın iradesini yansıtan bir hükümete sahip miyiz?” olduğunu belirtti.

“BU HÜKÜMET, ÜLKEYİ SEÇİME GÖTÜRECEK HÜKÜMET OLMAMALI”

Devletin ve devlete olan inancın yıpratılmaması gerektiğinin altını çizen Kudret Özersay, halkın iradesine yeniden başvurmak gerektiğini, seçimi daha fazla geciktirmenin kimseye bir faydası olmadığı gibi devlete zararı olduğunu söyledi.

Özersay, “Her hükümet gelip geçicidir, belli bir ömrü vardır. Bu hükümet aslında aylar önce ölmüştür, konuşulan sadece ne zaman defnedileceğidir. Başbakan ‘Meclis açılır mı açılmaz mı bakacağız’ derken; koalisyonun diğer ortakları hükümetin ömrüyle ilgili bir şey söylemeyeceklerini ifade ederken bir hükümetten, ortaklıktan bahsetmek çok gerçekçi değildir. O yüzden halkın iradesine başvurulmalıdır. 2018’de halkın iradesinin ortaya koyduğu aritmetik zaman içinde değişti. Kritik soru; ülkeyi seçime kimin götüreceğidir. Memleketi seçime bu hükümet götürecekse durum vahim demektir. Çünkü geri dönülmez başka zararlar da ortaya çıkacaktır. Salgın krizini yaz aylarında bile yüzüne gözüne bulaştıran yapı, kış aylarında bizi çok daha zor bir duruma sokabilir. Hatta kontrolsüz bulaş nedeniyle seçim bile sekteye uğrayabilir. O yüzden memleketin menfaatine, halkın yararına olan, herkesin şapkasını önüne koymasıdır; herkes seçime kadar partizanlık yapmadan, rant dağıtmadan, kimsenin ölümüne sebep olmadan memleketi kimin seçime götüreceğini düşünmelidir. Bu konu oturup konuşulmalıdır, adı seçim hükümeti olan ama icraat hükümeti olmaya çalışan bir yapıyla karşı karşıya kaldık. Bu değişmelidir” ifadesini kullandı.