İnternet medyası her zaman olduğu gibi ilk duyuran oldu…
Kıb-Tek’te yönetim kurulu başkanı ile 3 üyenin istifasını!

Dün de gazetelerimizin bir çoğu istifa haberlerini ön sayfadan verdi…

Oysa ki Bakan Taçoy istifa olmadığını ama sıkıntılar bulunduğunu söylediği halde!

İşin ilginç yanı ise Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Onurhan’ın istifa haberlerine rağmen dünkü 24 saatlik sürede istifa haberlerini yalanlamaması oldu…

Dün öğleden sonra kendisine ulaştık, Perşembe günü yapılan rutin yönetim kurulu toplantısındaydı, nezaket gösterip toplantı sonrası arayarak istifanın olmadığını ama büyük sıkıntılar olduğunu teyit etti!

Sıkıntılarını anlatmak için Başbakandan randevu talep etmişler, gidip anlatacaklar ve bizim anladığımız kadarıyla sıkıntılar giderilirse göreve devam edecekler, aksi halde de istifaları geçerli olacak…

Sonrası da tufan tabi ki!

Sayın Onurhan ile kısa bir telefon görüşmesi yaptık, sıkıntıları bizimle paylaşmasını istedik biraz üstü örtülü konuştu…

Ama yapılan son grevden de söz etmeden edemedi!

Büyük ihtimalle de şahsına yapılan ithamlar gücüne gitmiş olacak bunu bir kenara yazmış…

Hatırlarsanız o gün bir mucize yaşanmış ve ülke genelinde sözde elektrik kesintileri yaşanmış ve ülke karanlığa bürünmüştü!

Sendika da özellikle bir bölgede elektriklerin kesilmesini Onurhan’ın istediğini açıklamıştı…

Küçümsenmeyecek bir iddiadır bu!

Ama iddiadan öte ortaya çıkarılması gereken…

Burada soru şudur tabi ki;

Hadi diyelim Onurhan talimat verdi ve Lefkoşa’da bir bölgenin elektriğini kestirdi…

Ya ada genelinde diğer bölgeler!

Sendika da bunun hesabını vermelidir ya da kendisinden bu konuda hesap sorulmalıdır…

Hele de Ercan gibi stratejik önemi çok büyük olan bir yerde arıza olup saatlerce jeneratörlerin devrede olması geçiştirilecek bir durum değildir…

Sendika Onurhan’ı suçladı bu suçlama manşetlere taşındı ama ya diğer yerlerdeki kesintiler…

Bu konuda soruşturma başlatıldı mı?

Sorumlular bulundu mu, hesap sorulacak mı?

Bizde nedense hesap sorulması gereken bir çok konuda hep sadece boş hayallerle bekleriz…

Ta ki unutuluncaya kadar!

Onurhan zaten uzun bir süredir ihaleye çıkılması büyük tartışmalar yaratan jeneratör konusuna sıcak bakmadığını sosyal medyada ifade ediyor…

Dünkü telefon görüşmemizde de bunu tekrarladı, bu konuda niye acele davranıldığını ifade etti!

Belli ki bu konuda onun bildiği ama bizim bilmediğimiz çok şey yaşanıyor perde gerisinde…

Kendi ağzıyla ifade etmediyse de zaten ortalıkta uzun bir süredir konuşulan bazı ‘avanta’ iddiaları var!

Ve büyük ihtimalle de işin en tepesinde olduğu için bazı bilgilere sahip…

İddialar öyle büyük ki ihale işine bakanların içinden bazılarının bile karıştığı artık yüksek sesle konuşulmaya başlandı!

Olayın vahameti bizim tahmin ettiğimizden de büyük olabilir ki son olarak da dün YDP Milletvekili Bertan Zaroğlu ihalenin gerçekleşmesi halinde Bakanlar Kurulu’nun şaibe altında kalacağını belirten bir açıklama yaptı…

Onurhan da acaba sıkıntı derken bunu mu kastetmişti diye düşünmemek elde değil!

Onurhan’ın da dediği gibi artık top Başbakan Ersin Tatar’ın kucağındadır…

Randevuyu verdiği anda Onurhan ve istifa ettiği söylenen 3 yönetim kurulu üyesi Tatar’ın önüne kucaklarındaki taşları dökecek ve yaşanan sıkıntıların giderilmesini isteyeceklerdir…

Kabul görmezse de istifaları gerçeğe dönüşecektir!

Cumhurbaşkanlığı adaylığı artık kesin olan Tatar için aslında büyük sınav şimdi başlamaktadır!

Masada şaibelerle dolu bir devlet kurumu vardır ki artık yara olmaktan çıkan kangren olmuş bir yapıya dönüşmüştür…

Ülke hayrına ne olacaksa da olacaktır!

Tabi ki Kıb-Tek konusunda hükümetin büyük ortağının başı Kudret Özersay’ı da unutmamak gerekiyor…

Bu konuda herkes konuşmakta ama nedense Kudret hoca belki de şimdilik susmayı tercih etmektedir ki böyle bir lüksü de yoktur!

Sonuçta Erdal Onurhan ve 3 üye dünkü toplantıya girdikleri için belki şimdilik istifaları geçerli değildir ama iki ortak bir masa etrafında oturup konuyu çözmezlerse, kurumun iyileştirilmesi ve şaibelerin giderilmesi için bir çalışma başlatmazlarsa istifaların geçerliği olacağını he de perde gerisinde yaşananların dillendirilmesiyle daha ciddi kaoslar yaşanabileceğini garanti edebiliriz!

Burada bir devlet varsa bu kadar sessiz kalması anormal ötesi bir durumdur…