Devrimci İşçi Sendikası (DEV-İŞ) başkanlığına yeniden Mehmet Seyis seçildi. Seyis, hükümeti, sorunlara karşı duyarsız kalmakla suçlayarak, tek dertlerinin koltuk olduğunu söyledi.
   Dev-İş’in 11. Olağan Genel Kurulu dün Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) salonunda yapıldı.Genel Kurulda, Genel Başkanlığa yeniden Mehmet Seyis seçilirken, Yönetim Kurulu’na, Hasan Felek, Ömer Naşit, Beyzade Karayalçın, Hakan Taşlıovalı, Koral Aşam, Hüseyin Devaşan, Ogün Öneri ve Mahmut Hamdi seçildi. Denetim Kurulu, İsmail Özbarış, Taner Aydın ve Hayrullah Çolak’tan oluşurken, Onur Kurulu’na da Civan Mert, Sevgül Uludağ ve Ali Kahveci seçildi.Genel Kurula, KKTC’den siyasi parti ve sendika temsilcileri ile Türkiye, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’tan bazı sendikaların temsilcileri katıldı.
  

DEV-İŞ’in mücadele tarihini anlatan sinevizyon gösteriminin ardından divan oluşturuldu ve konuşmalara geçildi. Konuşmaların tamamlanmasından sonra raporlar ve üç karar tasarısı oylamaya sunuldu. Yönetim Kurulu, Genel Başkan, Denetim Kurulu ve Onur Kurulu üyelerinin seçimine geçildi.

Felek: Emekçiler saldırı altında

   Hasan Felek, konuşmasına DEV-İŞ’in kuruluşunu, verilen mücadeleleri anlatarak başladı.“Dünyada ve KKTC’de emekçilerin haklarının saldırı altındadır” diyen Felek, Ulusal Birlik Partisi (UBP) hükümetini eleştirdi.UBP’nin uyguladığı politikaların Kıbrıslı Türkleri yok oluşa sürüklediğini savunan Felek, “Bu kadar tutarsız, teslimiyetçi, yalan söyleyen bir hükümet bugüne kadar gelmemiştir” iddiasında bulundu. UBP politikalarına karşı direndiklerini ve direnmeye devam edeceklerini belirten Felek, baskı ve tehditlerin onları inandıkları yoldan çeviremeyeceğini söyledi.

Seyis: Mücadeleyi yükseltmeliyiz

   DEV-İŞ Genel Başkanı Mehmet Seyis ise, ülkede birçok olumsuz yaşandığını, çalışanların alım güçlerinin yarıya düşürüldüğünü, yasalardan kaynaklanan kazanımların yasa değişikliği ile ortadan kaldırıldığını, Toplu İş Sözleşmelerine bile müdahale eden yasalar geçirildiğini söyledi.Hükümetin yaşanan sorunlar karşısında duyarsız kaldığını savunan Seyis, sorunları ortadan kaldırmak yerine pembe tablolar çizildiklerini, masallar anlattıklarını iddia etti.Seyis, “Olumsuzlukların hiçbiri hükümetin gerçek anlamda sorunu bile olmadı. Çünkü onların daha büyük dertleri vardı. Koltuk derdi” diye konuştu. “Son dönemde yaşanan bir diğer gelişme herkesin her zaman bildiği fakat egemenlerin açığa çıkmaması için özen gösterdiği Türkiye hükümetinin iç işlerimize yaptığı müdahalelerin normalleştirilmeye çalışılması oldu” görüşünü dile getiren Seyis, mücadelenin yükseltilmesi için çalışanların ve örgütlerin bu olumsuz psikolojiden kurtulması gerektiğini söyledi.


   Hükümetin eylemcilerde tazyikli su, gaz ve boya atan Toma aracı için ihaleye çıkmasını eleştiren Seyis, “Açıkça ‘karşı duranı döveriz’ demeye getiriyorlar. Bu halkı tanımamışlar, 2003 yılında en büyük miting meydanda bomba bulunduğunun söylendiği gün oldu. Bombadan korkmayan halk, Tomalardan mı korkacak” dedi.
   DEV-İŞ’e ait sendika binasını bütünüyle kullanılabilir hale getirmek için tamirat ve ilaveler yapıldığını söyleyen Seyis, çevre düzenlemesi, 100 kişilik toplantı salonu ve donanımlarla üyelere yakışır bir kompleks yaratıldığını belirtti.
   Seyis, toplantı salonuna Kıbrıs işçi sınıfının önder isimlerinden Ahmet Sadi’nin adının verildiğini ifade etti.
  
“Kıbrıs sorunu zaman kaybetmeden çözülmelidir”

   Kıbrıs sorununun zaman kaybedilmeden çözülmesi gerektiğini belirten Seyis, zamanın çözüme katkı koymadığını kaydetti.
   Seyis, gençlerin gelecek endişesi ve belirsizlik nedeniyle ülkeden göç ettiğini, demografik yapının değiştiğini söyledi.
   Son dönemde Kıbrıs çevresinde hidrokarbon yataklarının varlığı konusuyla ilgili gelişmelerin endişe verici olduğunu belirten Seyis, “Geçmişte ülkemiz madenleri yabancılar tarafından sömürülmüştü. O yıllarda yapılan çalışmaların insan sağlığına ve çevreye olumsuz etkileri bugün hala sürüyor” dedi.

Kiritsis: Her zaman dayanışma içinde olacağız

   PEO Genel Sekreteri Pambis Kiritsis, PEO’nun sınıfsal bilince sahip Kıbrıslı Türk ve Rum emekçilerin ortak eseri olduğunu söyleyerek konuşmasına başladı.
   Kiritsis, Güney Kıbrıs’ta yaşanan ekonomik kriz ve sendikal mücadeleyi anlattığı konuşmasında, PEO’nun Pazar gün yapılacak başkanlık seçimlerinde Stavros Malas’ı desteklediğini söyledi.
   Kiritsis, “Mücadelelerinizi yakından izliyoruz ve yaşadığınız güçlükleri ve zor koşulları biliyoruz. Her zaman sizinle dayanışma içinde olacağız” dedi.
 
Öztaşkın: Dünyanın gözü hidrokarbon yataklarına çevrildi

   Türkiye Petrol İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Türkiyeli işçiler ile KKTC’deki işçilerin sorunlarının ortak olduğunu söyledi.
   Kıbrıslı Türklerin Türkiye ile imzalanan protokollere karşı onurluca direndiğini söyleyen Öztaşkın, “Bu mücadelede her zaman yanınızdayız” dedi.
   Doğu Akdeniz’de önemli bir miktarda doğalgaz ve petrol rezervi tespit edildiğini anımsatan Öztaşkın, “Bu durum emperyalist ülkelerin gözünü bu coğrafyaya dikmesine yol açtı” diye konuştu.
   Öztaşkın, kaynakların barışın sağlanmasında araç olarak kullanılması gerektiğini ifade etti.
 
Orfanos: Doğalgaz konusunda doğru politika uygulanmalı

   Güneydoğu Avrupa Enerji Sendikaları Ağı Genel Sekreteri Nikos Orfanos, ekonomik krizin bölgeyi çok ciddi şekilde etkilediğini belirterek, enerji sektöründe yaşanan gelişmelere dikkat çekti.
   Orfanos, doğalgaz rezervleri konusuna sendikaların dikkat çekmesi gerektiğini söyleyerek, doğru bir politikanın izlenmemesi halinde zenginliklerin halkların elinden alınarak, uluslararası şirketlerin eline geçeceğini söyledi.

Yurtseven: Eylemlerinizi yakından izliyoruz

   DİSK sendikası adına konuşan İsmail Yurtseven ise, Kıbrıslı işçi ve emekçilerin eylemlerini yakından izlediklerini, özellikle Lefkoşa Türk Belediyesi çalışanlarının mücadelesini takip ettiklerini ve destek verdiklerini belirtti.
   İşçi sınıflarının dayanışmasının büyük önem taşıdığını söyleyen Yurtseven, tüm dünya ülkelerinde işçi sınıfları ile bağların güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Bıçaklı: Ülke yok olma sürecine girdi

   Sendikal Platform adına konuşma yapan TÜRK-SEN Genel Başkanı Arslan Bıçaklı, ülkenin neredeyse yok olma sürecine girdiğini, işçilerin sermayeye peşkeş çekildiğini, işçilerin hükümet edenlerin yasalara uyması için grev yapar hale geldiğini iddia etti.
   Özelleştirmenin toplumun malını satmak anlamına geldiğini savunan Bıçaklı, “Özelleştirme işçilerin işsiz kalması demektir. Bu hükümet bunları yetkisiz yapıyor. Halktan bunun için yetki almamıştır” dedi.
   Bıçaklı, Toma aracı almak için çıkılan ihaleyi eleştirerek, “Bunun yerine itfaiye helikopteri, hastaneye tomografi cihazı alın. Yazıklar olsun” diye konuştu.