Hükümet, elektrik borcu olanlara af getirme hazırlığında.

Devlet gelirlerini artırmaya yönelik yapılan zamlara karşı toplumsal tepki dinmeden UBP-HP Hükümeti tarafından elektrik borçlarına af getirme hazırlığı yapılmasının açıklanabilir bir yanı yok.

Şayet, sözü edilen tam bir af getirmeden öte, elektrik borçlarının faizlerinin silinerek ana borç miktarının taksitlendirilmesi değilse.

Devlet alacaklarından makul indirimlere gidilerek hiç alınamayacak bir borcun tahsil edilme yolunun seçilmesi, dünyanın her yerinde uygulanan bir yöntem.

Ancak kamuoyunu meşgul etmeye başlayan elektrik borçlarına af getirilmesi olasılığı top yekün bir affı kapsıyorsa, UBP-HP Hükümeti açıklanmakta epeyi zorlanacağı bir icraatı ile karşı karşıya, Kıbrıs Türk toplumu.

Ve eğer, elektrik borçlarına af getirilmesi yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik popülist bir seçim hamlesi olarak kurgulandıysa, UBP-HP Hükümetinin vay haline.

Elektrik borçlarının silinmesine sevinecek kadar kızacak olan hatırı sayılı bir kesimin de toplum içerisinde varlığını, bir kez daha düşünmesi gerek Hükümet ortakları.

Özellikle de Cumhurbaşkanlığı seçimine aday olan Hükümet ortaklarının parti başkanlarının.

Popülist politikalar ve af siyasetinin, günü kurtarma başarısı karşısında geleceğimizi ipotek altına alma tehlikesini unutmamalı, göz ardı etme lüksü olmamalı, siyaset kurumunun kanaat önderlerinin.

Sebebi her ne olursa olsun. 

Elektrik borcunu düzenli ödeyen gerek bireysel kullanıcı gerekse işletmeler ve tüzel kişiliklerin tepkilerinden daha ötesi bir öfke hali egemen, toplumsal vicdanda.

Kıbrıs Türk toplumu artık kendi faydasına bile olsa sorgulamaya başladı, popülist politikaların uygulamalarını.

Ve sokaktaki insanın, popülist politikaları sorgulamasının da tek, güçlü ve haklı bir nedeni var ;

Gelecek kaygısı.

Günü kurtaran, sorunlara kalıcı çözümler getirmeyen, kişilere “iyilik !” diye gösterilerek daha büyük borçların affedilerek Devletin gelirlerinden mahrum bırakılmasının acısının, çocuklarımız tarafından çekileceğinin farkında çünkü Kıbrıs Türk’ü.

Ve soruyor, sokağın sesi;

Nereye kadar sürecek af siyaseti?

Ne zaman sonu gelecek kamu yararı adına yapıldığı kandırmacası ile uygulanan popülist politikaların?

Ve Devlet olmayı ne zaman becereceğiz?

Devlet’e yakışan bir ciddiyet ile ne zaman kamu faydasına yönelik politikalar ortaya konulacak?

Top yekün bir af ise yapılacak, neden ve kapsamı ne olacak?

Elektrik affından kimlerin ne oranda faydalandığının listesi kamuoyu ile paylaşılacak mı?

Şayet, alınan karar biriken elektrik borçlarının faizlerinin af edilerek ana borcun taksitlendirilmesi ise kapsamının ne olacak, kimleri kapsayacak?

Elektrik borçlarına af getirmeye hazırlanan UBP-HP Hükümetinin soruların cevaplarından önce kamu vicdanındaki yaranın büyümemesi adına bir açıklama yapma borcu bulunmakta.

Elbette Devlet demir bir yumruk ile yönetilmemeli.

Devletin öznesi olan halkın sosyal ve ekonomik refahı için şeffaf ve objektif af uygulamaları yürürlüğe de konulmalı elbet.

Ancak af siyasetinin ve popülist politikaların esiri olmadan, Devletin alacaklarından feragat edilerek siyasi partilere ve kanaat önderlerine siyasi rantlar sağlayacak sonuçları doğurması güdüsü ile yapılmamalı, elektrik borçlarına getirilmesi düşünülen af.

Halk için, şeffaf ve objektif bir değerlendirme ile Devleti de zarara uğratmadan uygulanacak bir af, toplumun her kesiminden hatta tamamından destek görecektir.

Ve en önemlisi de “Devlet, insan içindir” prensibinin varlığının toplum tarafından hissedilmesi olacaktır.

Ve emin olun ki, Kıbrıs Türk’ünün elektrik borçlarının af edilmesinden öte Devlet erkini elinde tutanların kamu yararına ortaya icraat koyduğuna inanmaya daha çok ihtiyacı bulunmakta.

Ve  unutulmamalı ki, icraat yapmaktan daha zoru, kamu vicdanına yapılan icraatın doğruluğu ve gerekliliğini anlatabilmedir.

Görev ve tüm sorumluluk ise bugünden sonra UBP-HP Hükümetinin.