Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği, Kıbrıs Türkü’nün adadaki varlığını sonlandırmak için Rumlar tarafından hazırlanan Akritas Soykırım Planı’nın hayata konmasının yıldönümü vesilesiyle “21 Aralık 1963 Vahşet Dolu Rum Saldırılarının 57’nci Yıldönümünde Halkımıza Uyarı” başlıklı açıklama yaptı.

Bildiride, Kıbrıslı Rumların adayı tamamen ele geçirme hayalinden vazgeçmediği, savaşmadan masada pek çok kazanımlar elde ettikleri Girit adasında olduğu gibi, Kıbrıs’ı tamamen ele geçirmeden de hayallerinden vazgeçmeyecekleri kaydedildi.

Açıklamada, “Eğer bugün bu Ada’da barış, huzur ve güven içerisinde yaşıyorsak, nefes alıyorsak, tüm dünya varlığımızın bilincinde ise bunun tek haklı nedeni, yıllar boyu sürdürdüğümüz haklı ve onurlu mücadele, TMT’nin varlığı ve daha sonra 1974’te Mehmetçikle birlikte omuz omuza direnişimizle bağımsız bir devlete kavuşmamızdandır” denildi.

Rumların Kıbrıs Türk halkına uygulamaya koyduğu vahşet dolu olayların hatıralarda olduğu kaydedilen bildiride, şu ifadelere yer verildi:

“Aradan 57 yıl geçmesine rağmen karşımızdakilerin hala daha ayni zihniyette olduklarını görmekteyiz. Savaşla, terörle, korkutma ve tehditle elde edemediklerini değişik yöntemlerle elde etmeye çalışıyorlar. Bizleri içten çökertmeye, bizleri birbirimize düşürerek, bizleri haklı, meşru ve vazgeçilmez devletimizden ve de onun kopmaz bir parçası olduğumuz Anavatanımızdan ayırmaya yönelik eylem ve projeleri dış güçlerden aldıkları destekle hayata geçirerek hedefe ulaşmak istiyorlar” 

Açıklamada, adada 1955’lerden 1974’e kadar Kıbrıslı Rumların Kıbrıslı Türklere yönelik saldırılarına ve 1974 sonrası Kıbrıs Rum yönetiminin tavrına da değinildi. 2004’te çözüm planı için yapılan referandum sürecinde, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıslı Türklere uygulanan ambargonun kaldırılması önerisinin neden dikkate alınmadığı ve sunulan tüm çözüm planlarının Rumların reddedip neden sıfır asker ve sıfır garantide ısrar edildiğinin unutulmaması gerektiği kaydedildi.

Avrupa Birliği’nin de gelişmelerde tarafsız olmadığı, kendi üyesi olan Rumların tarafında olduğu, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin ve KKTC’nin haklarının savunulmasında Rumların tarafında olduğu belirtildi.

“Bütün bunları bil ve bilmeyenlere hatırlat ki tarihin acı sayfalarının yeniden tekerrür etmesini istemiyorsan gerekli dersi çıkar” denilen açıklamada, 1964' ten itibaren Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin aldığı tüm kararların Kıbrıs Türklerine karşı düşmanca tavır içerdiği belirtildi.

İki devletli çözümün savunulduğu bildiride, “Şu anda var olan durum yani iki ayrı devlet durumunun nesi kötü? Şu anda var olan durum sayesinde savaş olmamış, kavga olmamış, ölen olmamış, çocuklar babasız kalmamış” denildi.

Birleşmiş Milletler ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararlarından doğan kriterler temelinde sürdürülen görüşmelerin artık bir antlaşmaya temel olamayacağı belirtildi.

Açıklamada, “ Geleceğimizin tek güvencesi olan KKTC'nin varlığı ve bekası için, egemenliğimiz için, özgürlüğümüz için, geleceğe, çocuklarımıza ve torunlarımıza güvenli, onurlu ve gururlu bir vatan hediye etmek için, her türlü mücadeleyi sonuna kadar sürdürme azim ve kararlılığındayız” denildi.