Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu, “DAÜ’de siyaset yapmadıklarını, DAÜ’nün ülke ve üniversite alanı için vazgeçilmez olduğunu” ifade ederek, “DAÜ kendi geleceği için en doğru seçimi yapacaktır” dedi.

Çavuşoğlu, DAÜ’de rektörlük, ekonomik tedbirler ve gelecek kaygısı tartışmaları olduğunu ifade ederek, “DAÜ’de yeni bir sistemin tartışılması gerekiyor. DAÜ hepimizin. Gelen artış yapacak, giden artış yapacak, devlet de karşılayacak… Yok öyle bir şey! Denk bütçe yapılacak. DAÜ’yü maceraya sürükleyecek bir siyasi adım atmamı benden kimse beklemesin” diye konuştu.

ARIKLI: “DAÜ’DE TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR”

Cumhuriyet Meclisi İç Tüzüğü’nün 62. maddesine göre söz alan YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, DAÜ’deki gelişmelere değindi. Arıklı, DAÜ’de yaşananların kendilerini derinden üzdüğünü ifade ederek, ülke ve Mağusa için hayati önem taşıyan DAÜ’nün diğer üniversitelerden geri kalmaya başladığını ve DAÜ için tehlike çanlarının çaldığını savundu.

Arıklı, siyasileri DAÜ’de partizanlık yapmakla suçlayarak, “Necdet Osam’ın rektörlüğe siyasi darbe ile geldiğini ve siyasi darbe ile gittiğini” savundu. Arıklı, DAÜ VYK Başkanı Erdal Özcenk’in orada partizanlık yapılmayacağını söylediğini ama DAÜ’nün KTHY gibi yapılacağını savundu.

DAÜ’de birçok değişik işbirlikleri yapıldığını, acente sistemi ile üniversitenin zarara uğratıldığını ifade eden Arıklı, DAÜ’nün üniversite alanında amiral gemisi olma özelliğini kaybetmeden bu sıfatı yeniden üstlenmesi gerektiğini kaydetti.

Arıklı, “DAÜ’de seçimlere müdahil olmayın, partizanlık yapmayın” diyerek, konuşmasını tamamladı.  

ÇAVUŞOĞLU: “DAÜ’NÜN SİYASETLE GÜNDEME GELMESİ YANLIŞ”

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu da, DAÜ’nün siyasetle gündeme gelmesinin yanlış olduğunu, tartışmaların DAÜ’nün yaşatılması, geliştirilmesi ve daha iyiye götürülmesi amacıyla olması gerektiğini ifade ederek, DAÜ’de geçmişte birçok sorunlar yaşandığının unutulmaması gerektiğini, o gün ekonomik akılla adımlar atılmasaydı bugün DAÜ’nün olmayacağını kaydetti.

Çavuşoğlu, DAÜ’de bulunan maddi kaynakların sadece maaşları karşılayacak bir ücret olduğunu ifade ederek, DAÜ’ye siyaseten bakmadıklarını, ülkenin lokomotifi olması gerektiği görüşüyle tamamen üniversite sektörüne örnek olacak şekilde yaşamını sürdürmesi amacıyla baktıklarını vurguladı.

“DENK BÜTÇEYLE GELMEZSE BU BÜTÇEYİ GEÇİRMEYECEĞİM”

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Çavuşoğlu, “DAÜ eğer bütçe denk bütçe hedefiyle bana ulaşmazsa hiçbir şekilde bu bütçeyi geçirmeyeceğim” diyerek, DAÜ’de tamamen kendi kendine yeten bütçeye geçilmezse bütçeye katkı vermeyeceğini, DAÜ’nün kendi kendine yetecek bir şekilde çalışması gerektiğini, “deliklerini” kapatması gerektiğini kaydetti.

Acente sisteminin açtığı yaraların büyük olduğunu, DAÜ’de “ben harcayayım, sıkışınca devlet bir şekilde öder” diye bir şeyi kabul etmediğini ifade eden Çavuşoğlu, “DAÜ’de rektör krizi oldu ama siyaset karışmadı. ‘DAÜ’yü doğru yönetin’ dışında bir söz olmadı. Bazı kişiler kendilerini korumak için siyaseti içine çekmeye çalışıyorlar ama biz her zaman DAÜ’den taraf olduk. DAÜ’de kim siyaseti alet ediyorsa kendi yerini korumak için yapıyor. Biz DAÜ’de yapılması gerekenlerin farkındayız ama yöneticilerini geleceği için kendi seçmek zorundadır. Biz bu işe dahil olmamalıyız.” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, siyasetin DAÜ’de profesör seçimi veya başka bir seçim için taraf olmadığını, etik kurulların seçimine karışmak gibi bir ihtiyaçları olmadığını, DAÜ’nün kendi içinde seçimini yapacağını ifade etti.

“DAÜ’YÜ MACERAYA SÜRÜKLEYECEK BİR SİYASİ ADIM ATMAMI BENDEN KİMSE BEKLEMESİN”

Çavuşoğlu, DAÜ’de yeni bir sistemin tartışılması gerektiğini de ifade ederek, “DAÜ hepimizin. Gelen artış yapacak, giden artış yapacak, devlet de karşılayacak… Yok öyle bir şey! Denk bütçe yapılacak. DAÜ’yü maceraya sürükleyecek bir siyasi adım atmamı benden kimse beklemesin” diye konuştu.

ANGOLEMLİ KORONAVİRÜS TAHLİLİNİN ÜLKEDE YAPILMAMASINI ELEŞTİRDİ

TDP Gazimağusa Milletvekili Hüseyin Angolemli de, koronavirüsle ilgili konuşarak, hükümeti, “bu hastalığın tahlilinin bile ülkede yapılamaması” konusunda eleştirdi. Şüpheli vakada tahlilin Ankara’da yapıldığını hatırlatan Angolemli, “Çin’e gönderseydiniz” dedi.

Angolemli, ülkede birçok yabancı öğrenci ve çalışan olduğunu, bu konuda ne gibi çalışmalar yapıldığını, ne gibi önlemler alındığını sordu. Prof. Dr. İbrahim Benter’in koronavirüse çare olacak çalışmalarıyla ilgili açıklamalarını anımsatan ve Ankara’ya çağrıldığını ifade eden Angolemli, hükümetin bu profesörle konuşup konuşmadığını sordu.

Hüseyin Angolemli, bu konuda gerekli önlemlerin alınması gerektiğini ifade ederek, Sağlık Bakanı’ndan salgına karşı alınan önlemleri açıklamasını istedi.

PİLLİ: “DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ ÖNERDİĞİ İÇİN ANKARA’YA GÖNDERDİK”

Sağlık Bakanı Ali Pilli de, bakanlık olarak koronavirüse karşı her geçen gün daha ileri tedbirleri aldıklarını ve bu tedbirleri artırdıklarını ifade ederek, hastanede tüm ekiplerin bu tip vakalara karşı oluşturulduğunu kaydetti.

Pilli, koronavirüs tahlili için ülkede gerekli araç ve kitlerin bulunduğunu ancak olası vakaları Dünya Sağlık Örgütü’nün de önerdiği bir merkez olan Ankara Hıfzısıhha'ya gönderme kararları olduğu için oraya gönderdiklerini anlattı. Pilli, “İnşallah olmaz ama olursa bundan sonra burada yapabiliriz” dedi.

Hastaneye bu şüpheyle ilgili gelen hastanın tüm tetkiklerinin hızlı bir şekilde yapıldığını, 24 saat içinde de sonuca ulaştırıldığını anlatan Pilli, bu süreçte bakanlık ve hastane olarak hızlı bir şekilde hareket ettiklerini, bundan sonra da vaka gelmesi durumunda DSÖ’nün önerilerine göre hazırlanan odalarda her türlü sağlık hizmetini vermeye hazır olduklarını vurguladı.

İVEDİLİK TEZKERESİ ONAYLANDI

Konuşmaların ardından “Çıraklık ve Meslek Eğitimi Yasa Tasarısı’nın” ivedilikle görüşülmesine ilişkin tezkere okundu ve oy birliğiyle kabul edildi.

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Çavuşoğlu, yasa tasarısının gerekçesinin okunmasının ardından söz alarak, mevcut yasa ile değiştirilmesi istenen maddeleri milletvekillerinin gündemine getirdi.

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit de, Çıraklık ve Meslek Eğitimi Yasası’nın önemli bir yasa olduğunu ifade ederek, yerel işgücünün artırılması için bu tip yasaların önemine işaret etti.