CANALTAY
UBP Milletvekili Resmiye Canaltay, engelliler konusunda güncel konuşma yaptı. Engelliler Haftası’nın geçtiğimiz haftalarda kutlandığını anımsatan Canaltay, pandemi sürecinde engellilerin ruh hallerine işaret etti.
Sosyal mesafe kurallarının engellilere bakanlar ve engelliler arasında çok da uygulanamadığını söyleyen Canaltay bu kişilerin yaşadıkları sorunlara dikkat çekti. 
Özel eğitme muhtaç çocukların her geçen gün arttığının bir gerçek olduğuna işaret eden Canaltay, Özel Eğitim Yasası’nın komiteye getirildiğini, özel eğitimin en yüksek seviyeye getirilmesinin amaçları olduğunu söyledi.
Erken çocukluk dönemi olan 0-3 yaş döneminin çok önemli olduğuna, ancak bu yaş grubu için sadece Gazimağusa’da bir okul bulunduğuna dikkat çeken Canaltay, her bölgeden insanların bu okullardan hizmet almasının önemine işaret etti. 
Canaltay, özel eğitime muhtaç çocukların kaynaştırma sorunu yaşadığını, devlet okullarının özel eğitim konusunda yeterince bilgi sahibi olmaması nedeniyle bir takım sıkıntılar yaşandığını kaydetti. 
Ailelerin çocuklarının özel eğitime ihtiyacı olduğunu kabullenmemesinin bir başka sorun olduğunu vurgulayan Canaltay, AÖA’da çok uzun zamandır özel eğitim dersi olmadığını ve staja gitme zorunluluğu olmadığını, bunun değiştirilmesi gerektiğini söyledi. 
Canaltay, Milli Eğitim Bakanlığı’nın pandemi sürecinde  özel eğitim için de uzaktan eğitim çalışmalarının çok başarılı olduğunu ifade ederek, KKTC Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımının başarılarına dikkat çekti ve takımın desteklenmesi gerektiğini aktardı. 
Gerek meclis çalışmalarında, gerek televizyonlarda, gerekse iş yerlerinde engellilerin yeterince düşünülmediğini vurgulayan Canaltay, engelli vatandaşların eğitimlerine göre barem içi artış almasının önünün açılabilmesi için yapılan yasa çalışmaları hakkında bilgi verdi. 
ÇAVUŞOĞLU
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu da, engelliler için bir çok çalışma yapıldığını, ancak vizyonlarının sahaya yansımasında bazı sıkıntılar olduğunu, fiziki yapılarda bir takım eksiklikler bulunduğunu kaydetti. 
Çavuşoğlu, engellilerle ilgili yasa çalışmalarının devam ettiğini, ilgili yasanın Meclis kapanmadan geçmesi için gerekenin yapılmasını temenni etti. 
ŞAHALİ 
CTP Milletvekili Erkut Şahali de, COVİT 19 salgını süresinde ekonomik önlemler ve Kalkınma Bankası’nın durumu konusunda konuşma yaptı. 
Covit 19 sürecinin devamının söz konusu olduğu dönemde, hazırlık konusunun önemli olduğuna ve ekonominin çarklarının dönecek şekilde çalışmaların yapılmasının önemine işaret eden Şahali, dönem başında açıklanan önlemleri anımsattı. 
Bankalar konusunda açıklanan önlemlere dikkat çeken Şahali, realize olan kredilerin tutarı hakkında bilgi sağlayan olmadığını kaydetti, 1 milyarın ne kadarının piyasaya aktarıldığını sordu. 
Kalkınma Bankası tarafından hazırlanan 50 milyonluk işe devam kredisi konusunda da sorular yönelten Şahali, Kalkınma Bankası’nın mevzuatına uygun olmayan bir şekilde kredi verdiğini ifade etti ve krediler tüzüğünde yer alan maddelere dikkat çekti. 
Yönetim Kurulu kararı olmaksızın kredi kullanılmasının mümkün olmamasına rağmen, yönetim kurulu kararlarının uygulanmadığını savunan Şahali, bu konuda gerekli denetimin sağlanması için gerekenlerin yapılmasını istedi. 
Sektör ayrımı gözetilmeden krediler kullanıldığını söyleyen Şahali, faaliyetleri durdurulmayan sektörlerin kredi kullanmasının kabul edilemez olduğunu kaydetti. 
Yasal takipte olanların kredi kullanmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden Şahali, krediyi kullanmış olan bir bakan yakını ve yönetim kurulu yakını bulunmasının izaha muhtaç olduğunu söyledi ve etik değerlendirmenin yapılmasını istedi. 
Müracaatların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Şahali, 20 Nisan tarihinde yapılan bir müracaatın da hala değerlendirilmemiş olmasını eleştirdi. 
Güney Kıbrıs ve KKTC arasındaki geçişlerin durması nedeniyle, Güney’de çalışanların yaptığı eylemlere dikkat çeken Şahali, tüm veriler derlendiyse ve 10 Temmuz itibarıyla TC’den tarifeli seferlerin başlayacağı açıklanmışsa, bu çalışanların istemlerine de duyarsız kalınmaması gerektiğini, gerekli teknik düzenlemenin yapılması gerektiğini vurguladı.
Güney’de çalışanların, Güney Kıbrıs’taki sosyal güvenlik kurumlarına şu anda ulaşımlarının mümkün olmadığına işaret eden Şahali, şartların bu çalışanları Güney Kıbrıs’taki sosyal güvenlik güvencesine soksa da, iş güvencesinden koparacağını kaydetti. 
Şahali, krediye erişilebilirlik konusunda yeterli esnekliğin gösterilmemesi durumunda, yasal olarak finans kuruluşu olmayan yerlerin türemesinin ve sıkıntı yaratmasının büyük bir olasılık olduğuna dikkat çekti. 
ÖZERSAY 
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay da, benzincilere kredi konusunda yanıt verirken, benzin istasyonları ve benzincilerden, “sokağa çıkma yasağı varken kim benzin alacak” talep ve şikayeti üzerine, bu kredilendirme sürecine sonradan dahil edildiklerini anlattı, herhangi bir sektöre direkt bir tavır içinde olmadıklarını kaydetti. 
Özersay, takipte olan kişi veya firmaların onaylanması süreci konusunda, mevzuat bağlamında herhangi bir ters dönem olması durumunda ise, Şahali’den bilgi alıp bu durumun değerlendirileceğini söyledi. 
Özersay, koalisyon protokolü içinde bakanların birinci derece yakınları için bir takım düzenlemeler yapıldığını anımsatarak, bütün kriterleri yerine getirip de bu durumda olanlar için bir şey yapılmamasının da ayrı sıkıntıları olduğunu belirtti. 
Kriterlerin esnetileceğini daha önce Meclis kürsüsünden dile getirdiğini, ancak sadece bir kişi için ayrıcalık yapıldıysa bunu araştıracağını ifade eden Özersay, Güneye geçişlerle ilgili yapılan eleştirileri de yanıtladı. 
Devletin kendi üzerine düşenleri üsteleneceğini her fırsatta ifade ettiğini belirten Özersay, sosyal yardım tüzüğünde bir değişiklik yaparak, ihtiyaçlı kişilere bir dokunuş yapmaya çalıştıklarını kaydetti. 
Özersay, bugün eylem yapan kişilerle bir görüşme yaptıklarını, bunların içinde işini kaybetme durumuyla karşı karşıya olanlar bulunduğunu, ama herkesin aynı durumda olmadığını, 1 Temmuz’u bekleyemeyecekler için ise PCR imkanı sağlayarak, birkaç hafta Güney’de kalabilecek olanlara bir imkan yaratılacağını aktardı. 
Ortaya koyulan talebin haksız olmadığını, çok olağanüstü bir durum olmaması halinde 1 Temmuz’da karantinasız olmak ve test imkanıyla Güneye geçişi açacaklarını dile getiren Özersay, öte yandan Kuzey’de işi olanların işlerini kaybetmemeleri için, 55-60 kişi civarında olanlara ise yarından itibaren imkan sağlanacağını aktardı. Özersay, bu kişilere PCR testlerinin yapıldığını söyleyerek, İngiliz yetkililerden bir sıkıntı çıkması halinde ise yapabilecekleri bir şey olmadığını kaydetti.   
AMCAOĞLU
Maliye Bakanı Olgun Amcaoğlu da, 33 maddelik ilk önlemler paketinin sağladığı katkılara dikkat çekerek, bunların 4’ü haricinde gerisinin hayata geçirildiğini söyledi.  
Bugüne kadar 102 milyarlık kredi imkanı sağlandığını ifade eden Amcaoğlu, 30 Haziran’da ilk pakete müracaatların sona ereceğini ve ikinci destek paketine kredi başvurularının başlayacağını aktardı. 
Müracaat kriterleri hakkında bilgiler veren Amcaoğlu, ilk paketin bir belirsizlik ortamından çıkmadan hazırlandığına dikkat çekti ve ikinci paketin ise gerekli hazırlıklar tamamlandıktan sonra açıklanacağını aktardı. 
ŞAHALİ 
Yeniden söz alan CTP Milletvekili Erkut Şahali de, pandemi sürecinde   hükümetin çıkardığı kararnamelerin 70’i bulduğuna dikkat çekerek, bunun kabul edilebilir olmadığını kaydetti. 
Sürecin gidişatına göre kriterlerde esneklikler gösterilmiş olabileceğinin söylenmesi üzerine ise Şahali, Kalkınma Bankası’nın yasal ve idari takipte olmayı dikkate almamasını eleştirdi. 
Finansal kaynaklara erişim konusunda mevzuatın değiştirilerek, düzenlemeye gidilmesi gerektiğini vurgulayan Şahali, bunun ciddi sorunlara yol açabileceğini yineledi.
ŞAHİNER
CTP Milletvekili Salahi Şahiner, Madencilik geçmişinden çıkarılması gereken dersler konusunda, yaptığı konuşmada, ülkede madenciliğin geçmişinin iyi hatırlanması gerektiğini, bundan sonra atılacak adımlarda ise bu geçmişin kılavuz olması gerektiğini kaydetti.   
Bu konudaki tarihsel süreç hakkında bilgiler veren Şahiner, CMC’nin geriye dönük bıraktığı zararları anlattı ve Lefke topraklarının zehirlendiğini kaydetti. 
Zehirlenen topraklarda 50 yıldır ot bitmediğini ve 12 milyon ton atık bırakıldığını anımsatan Şahiner, yerleşim yerlerinin CMC atıklarının içinde kalığını, bu atıkların içinde kuyu kazılıp sulama yapıldığını ve siyasi iradenin ise bu duruma sesiz kaldığını söyledi. 
Yapılan araştırmalara göre, bu atıkların değerinin 400 milyon dolara yaklaştığına dikkat çeken Şahiner, atık havuzların içinde yer alan madenler ve miktarları hakkında bilgiler verdi. 
Bin dönümlük arazinin temizlenmesi için bir fon yaratılarak, en kısa zamanda işe başlanması gerektiğini vurgulayan Şahiner, hangi adımların atılması gerektiğinin bilimle sonuçlandırılması gerektiğini söyledi. 
Şahiner, Lefke’yi madencilik adına neler beklediğini sordu.
OĞUZ
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz da, Şahiner’in konuşmasına cevaben yaptığı konuşmada, “keşke bugüne kadar gelen hükümetler böyle bir fonu yapmış olsaydı” dedi.
Daha önce  yapılan çalışmalara değinen Oğuz, Port İsbi ile yapılan sözleşmenin iptalinin Bakanlar Kurulu tarafından açıklandığını anımsattı. 
Arama izni verilmesi demenin, maden izni verilmesi anlamına gelmediğine işaret eden  Oğuz, ilgili firmanın mükellefiyetini yerine getirmemesi dolayısıyla sözleşmesinin iptal edildiğini kaydetti. 
Devlet imkanlarına göre buranın temizlenmesinin mümkün olabileceğini ifade eden Oğuz, bunun ne zaman olabileceği konusunda şu an için bir şey söyleyemeyeceğini kaydetti. 
ÖZYİĞİT 
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Eğitimin geleceği konusunda yaptığı konuşmada, ilgili bakanların Meclis’te olmamasını eleştirerek, iç tüzükte bir düzenleme yapılarak, benzer konuların arka arkaya konuşularak, ilgili bakanın cevap verebilmesine olanak sağlanabilmesi talebini aktardı. 
Özyiğit, Korona virüsün ülkede görülmesi ile ülkede yeni bir sürece girildiğini, 10 Mart’tan itibaren eğitime ara verildiğini, özel okulların örgün eğitimi sürdürebilmek için bir düzenek kurduklarını, Milli Eğitim Bakanlığı’nın da bu sürece dahil olduğunu ve üniversitelerin de benzer bir sistem içine girdiğini söyledi. 
Süreç içinde eğitimin ne kadar devam ettiğini, ne kadar sağlıklı verimli olduğunu soran Özyiğit, kayıpların giderilmesi için sürecin iyi takip edilmesi gerektiğini vurguladı. 
“Haziran ayında yapılacak sınavlar için, belli sınavların hızlandırılmış veya kurs nitelikli olarak 19 Mayıs veya bayram sonrası açılamaz mıydı?” diye soran Özyiğit, “maalesef durduk ve seyrettik. Bu çerçevede bu eğitme devam edilebilirdi diye düşünüyorum” dedi.  
Sınıf geçme konusunda yapılan toplantıyı anımsatan Özyiğit, 1. Dönem notlarının esas alındığını, ilkokullarda kanaat notu kullanılabileceğini, ancak üniversitelerin sınav yapmak yerine lise notlarına göre öğrenci alacaklarını açıkladıklarını dile getirdi, “ama belki de ikinci dönem öğrencilerin bu notlarını yükseltebilmek için gayret gösterdiyseler, bu çocuklara not yükseltmek için bir fırsat verilmesi gerekmez miydi” diye sordu. 
Özel okulların ülkenin kanayan yarası olduğuna dikkat çeken Özyiğit, özel okul ücretleri konusunda ilgili bakanlığın tavrının ne olduğunu, “buyurun bütün öğrencileri almaya hazırız” deyip demediğini  sordu. 
Bunun olabilmesi için tam gün eğitimin gündeme getirilmesi gerektiğini vurgulayan Özyiğit, devlet okullarında kayıt sırasında alınan katkı konusunda da eleştirilerde bulundu. 
Önümüzdeki dönemde Yüksek Öğrenimin nasıl devam edeceğini, online devam edecek dersler sonrasında öğrencilerin ülkeye nasıl getirilebileceğini de soran Özyiğit, hizmet satın alma konusunda ülkeye ciddi bir katkısı olduğunu, bu sebeple bunların doğru bir zeminde irdelenmesi gerektiğini aktardı. 
ÇAVUŞOĞLU
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu da, Özyiğit’in meclis konuşmalarının düzenlenmesi talebine katıldığını söyledi. 
10 Mart’ta okullar kapatıldığında uzaktan eğitimin başlatılması için çalışma yapıldığını, ancak tüm kamunun kapatılmasıyla uzaktan eğitimin de sıkıntıya girdiğini aktaran Bakan Çavuşoğlu, daha sonrasında yapılan çalışmalarla 500’ün üzerinde öğretmenin uzaktan eğitime katkı koyduğunu aktardı. 
Çavuşoğlu, Online eğitim konusunda bir takım araştırmalar yaparak, bir firmayla anlaştıklarını ancak bunun pandemiye takıldığını, liselere online eğitimin verilebildiğini söyledi. 
Günün sonunda hala devam eden dersler olduğunu belirterek, öğrencileri bu derslerden sorumlu tutamamalarının sebebinin, online eğitim sağlayamadıkları çocuklar bulunması olduğunu söyleyen Bakan Çavuşoğlu, bir yıl içinde bütün eğitim kayıplarını gidermek hedefinde olduklarını kaydetti. 
Kapanmanın ilkel ama etkili bir yöntem olduğunu ifade eden Bakan Çavuşoğlu, açılma sürecinde ise eğitim kayıplarının konuşulduğunu belirtti. 
Hızlı bir telafi konusuna değinen Bakan Çavuşoğlu, yıl  içinde bütün kayıpların giderilmesini amaçladıklarını vurguladı. 
Sadece lise son sınıfların kayıpları olacak gibi görünse de bu kaybın sadece 15 gün civarında olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, yeni süreçte müfredatlara ortak ders planı konulacağını söyledi. 
Sınıf geçme tüzüğünün birlikte hazırlandığını dile getiren Çavuşoğlu, pandeminin özel durumuna binayen ve istatistiklere bakılıp geçici olarak oluşturulduğunu, bu kadar kolaylaştırılmasını doğru bulmadıklarını, dolayısıyla gelecek yıldan itibaren ise kalıcı bir tüzük oluşturulacağını kaydetti. 
Yeterlikler konusunun bir an önce çözülmesi gerektiğini ifade eden Bakan Çavuşoğlu, lise son sınıfların not yükseltmeye girebilmesine olanak sağlamak gerektiğini düşündüğünü, ancak buna sivil toplum örgütleri dahil herkesin karşı çıktığını anımsattı. 
Özel okulların fiyat artışının kabul edilebilir olmadığını vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, özel okulların yetkilileri ile görüştüğünü, ancak bir yere varamadıklarını, pandeminden sonra özel okullar ile de yeni bir dönem başlayacağını söyledi. 
Bakan Çavuşoğlu, kayıt ücretleri ile ilgili soruşturma açılan bir okul görmediğini, kayıt ücreti alan çok okul olduğunu, bu konuda da yeni dönemde bir takım çalışmalar yapılarak, sorunun çözüleceğini belirtti. 
Bakan Çavuşoğlu, Öğretmen nakillerinin 3 Temmuz’a kadar tamamlanacağını ve münhallerin de yapılacağını sözlerine ekledi.