Meclis Yüzümüzü Güldürmüyor, Sorunların Çözümünde Yetersiz Kalıyor!

Demokrasilerde meclis insanların temsil edildiği, sorunlarına çözüm bulunduğu ve geleceklerinin planlandığı yerdir.
Meclis bu bağlamda halkın bugünü ve yarını ile ilgili sorumluluk üstlenmiş ve de seçilmiş milletvekillerinden oluşmaktadır.
Her şeyden önce kabul edilmesi gerekir ki şu anda görev başındaki meclis bir önceki meclise nazaran özellikle nisap sorunu ve meclis oturumları açısından gözle görülür bir şekilde düzenli ve de disiplinlidir.

Ancak aynı şey sosyal, ekonomik ve siyasal anlamda hem verilen sözleri yerine getirilmesi noktasında hem de halkın yaşamış olduğu sıkıntıların ortadan kaldırılması noktasında ihtiyaca cevap verebilir durumda değildir.
İnsanlarımızın can ve mal güvenliğini korumada, toplumda giderek kaygı ve paniğe neden olan artan çeşitli suçlara karşı caydırıcı önlem almada meclis yetersiz kalmaktadır.
Özellikle gençlerimizi zehirleyen ve kötü yollara girmesine vesile olan uyuşturucu ve kumar gibi kötü alışkanlıkların önlenmesine yönelik çalışmalarda meclisimiz yetersiz kalmaktadır.

Toplumun genelini ilgilendiren ve gelen geçen hükümetler tarafından yaşamın her alanda ve toplumun tüm kesimlerini etkileyecek şekilde yapılan zamlar büyük bir kesimi yok oluşa sürüklemiştir.
Ekonomik alanda dar ve orta gelir seviyesindeki insanlarımızın bu topraklarda insanca yaşayabilmeleri için gerekli alt yapıyı ve düzenlemeleri yapmakta meclis yetersiz kalmaktadır.
Reel sektör üzerinden sürdürülebilir ekonomik gelişmeyi sağlamada ve kamu reformuyla birlikte hantal yapıyı ortadan kaldırarak daha verimli bir kamu oluşturmada ve istihdam olanakları yaratmada meclis yetersiz kalmıştır.

Hükümet programında vaat edilen reformların yerine getirilmesinde, ‘ilk altı ayda gerçekleştirileceği’ söylenen seçim sisteminin değiştirilmesi gibi vaatlerin yanı sıra iç siyasal ve demokratik zafiyetleri ortadan kaldıracak adımların atılmasından meclis yetersiz kalmıştır.

Kıbrıs konusuna yönelik ‘durum değerlendirmesi’ ve ‘karşılıklı suçlama’, ‘temenniler’ dışında ne Kıbrıslı Türklerin yaşamış olduğu ambargolara yönelik somut bir adım atma noktasında nede müzakere sürecinde ilerleme sağlanması bağlamında meclis somut alternatif politikalarıyla değişime imza atamamıştır.

Unutulmaması gerekir ki, bugün dört partinin hazırladığı ve referanduma sunduğu ‘anayasal değişikliklerin’ halk tarafından ezici bir çoğunlukla reddedildiği bir meclisimiz vardır.
Katılımcı, veriye dayalı ve performansının halk tarafından somut olarak görüleceği ‘soframızdaki üç zeytinin dört zeytin’ olduğunu yaşadığımız reformlara imza atan ve gerçek manada sorun çözen bir meclis insanlarımızın hakkı ve talebidir.

Bunun görülmesi ve anlaşılması şarttır.
Aksi halde erken seçim kaçınılmazdır.

Anıl Kaya
AYH Başkanı