Genel Kurulda söz alan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, temelini yanlış buldukları tasarı için ne kadar iyi niyetli davrandıklarının herkesin farkında olmasını istedi ve arayı da o nedenle istediklerini ancak ilerleme kaydedilmediğini “yeniden saatlerce komite toplantısı mı yapacağız” cevabı aldıklarını söyleyerek, değişikliklerin genel kurulda değil de komitede yapılmasının niye kabul edilmediğini anlamadıklarını belirtti.

"Siz bir inat uğruna belediyeleri tarumar etmeyi göze alıyordunuz” diyen Erhürman, metni utandığı için okumadığını ancak artık okuyacağını utanacak olanın kendisi olmadığını söyleyerek metinden bölümler okudu.

"Tanımların anayasaya aykırı olduğunu dilinin de Türkçeye uygun olmadığını" söyleyen Erhürman, bu tasarının amacının bile ifade edilmediğini bundan sonra nezaketle davranmayacaklarını kaydetti.

 Tasarının içinden çıkılmaz olduğunu yineleyen Erhürman, “doğru olmayanları koyarken sorun yoktu şimdi düzeltmek için komitede oturamam yok” dedi.

Erhürman, “böyle bir garabetin geçmesi söz konusu değil” diyerek, belediyelerin devri konusunda bile yeterli açıklık olmadığını belirtti.

“Tasarı bu gece geçse ne olacak, mahkemeye gideceğiz…bu devleti batırmak için daha ne yapacaksınız” diyen Erhürman, tasarıların direkt meclise değil komiteye gitme sebebinin bilirkişilerin yanlışlıklarının düzeltmesi olduğunu, 8 maddenin Genel Kurul’da düzeltilemeyeceğini söyledi.

“Sabaha kadar burada oturacağız ve sabaha doğru değişiklik önerileri sunulacak sonra bu şeyi (elinde gösterdiği tasarıyı) anayasa mahkemesine gideceğiz geçiremeyeceksiniz” diyen Erhürman, marifet yasa geçirmek değil ülkenin işine yarayacak adımlar atmak olduğunu vurguladı.

10 maddeyi doğru ve Türkçe yazamayanlara halkın nasıl güveneceğini soran Erhürman, “bunun altından hiç kimse hiçbir belediye altından kalkamaz” dedi

Komitede işaret ettikleri hataları sıralayan Erhürman, kimsenin bu tasarının niye illa ki bugün geçmesi gerektiğini de açıklayamadığını vurguladı.

“Ben sizi böyle bilmedim tanımadım” diyen Erhürman, “siz belediyeleri mahvetmeye biz de korumaya çalışacağız” dedi.

Bu metni kim yazdı ve gönderdiyse tanımak ve bilmek istediğini çünkü bu kişilerle çalışılmaması gerektiğini dile getiren Erhürman, sabaha doğru görecekleri değişiklik önerilerinin de aynı oranda saçma olacağını çünkü zeminin bile anlaşılmadığını söyledi.

Tasarıda yazanların niye hayata geçemeyeceğini madde madde anlatan Erhürman, komitedeki uyarılar dikkate alınmadan Genel Kurul’da görüşülen tasarının bugün nasıl doğru hale geleceğini hala anlayamadığını belirtti.

Erhürman, komite tutanaklarının ellerinde olduğunu ve diğer arkadaşlarının bunlar üzerine konuşacağını ve orada belirtilen yanlışların hala önlerindeki metinde yer aldığını ifade ederek, sabaha kadar konuşacaklarını kimsenin kendilerini dinlemeyeceğini bildiklerini yanlışın arkasında durma tavrının memleketi nereye götüreceğini merak ettiğini söyledi.

6 aydır etrafta dolanan tasarı metnini komitede ilk kez görenler olduğunu kaydeden Erhürman, kimsenin okumadığı metnin anayasa mahkemesinden dönünce mi düzeltileceğini sordu.

-Töre'nin  konuşma süresini aştığı hatırlatması üzerine  CTP milletvekilleri de kürsüye Erhürman'ın yanına geldi 

Siyasetin bir şey olmak için değil bir şey yapmak için olduğunu söyleyen Erhürman, Töre’nin iç tüzüğe göre konuşma süresini aştığını hatırlatması üzerine, “Anayasaya uymayan ülkenin iç tüzüğe mi uyacağını" sordu

Erhürman’nın konuşması sırasında diğer CTP milletvekilleri de kürsünün önüne gelerek konuşmayı öyle dinledi. Erhürman’a "tehdit mi hissettiniz" denmesi üzerine muhalefet olmanın sorumluluğuyla bunları yapmak durumunda kaldıklarını kaydetti.

"Süreyi geçtim mi evet, tüzükte ne yapılması gerektiğini ben biliyorum Zorlu Bey ne yapacak kimden yardım alacak göreceğiz” diyen Erhürman, konuşması sırasında Genel Kurul’u terk eden iktidar milletvekillerini eleştirdi.

Meclis Başkanı Töre de “meclisin çalışma düzeni bozulmuştur ben sükûnetin sağlanmasını bekleyerek konuşmayı dinliyorum kimsenin kürsüye çıkışını engellemiyorum” dedi.

Erhürman da "o zaman benim sesim kısılana kadar devam edeyim sonra sırasıyla diğer arkadaşlarım söz alır " diyerek tasarıda hayata geçemeyeceğini savunduğu ve yanlış bulduğu maddeleri okumaya devam etti.

"Bugünkü mücadele zannedildiği gibi parmak hesabıyla onlar onayladı oldu olmayacak" dedi.

Daha sonra CTP Milletvekili Erkut Şahali kürsüye çıkarak Töre’ye "tüzük ihlali ediyoruz gereğini yapın" dedi Töre de "size meram anlatamayacağım ama ben düzeni sağlamalıyım" dedi.

CTP Milletvekili Erkut Şahali, tasarının sakıncalarını Erhürman’nı tane tane anlattığını söyleyerek, bu tasarının hayata geçmesinin "ülkede çöp dağları oluşmasına sebep olacağını" kaydetti.

"18 saat süren komitede 18 cümle kuramayan Başbakanın ülkeyi kaosa sürüklemesine izin vermeyeceğiz" diyen Şahali, "emekçilerin şuan kendi emeklerine sahip çıkmak için polisten dayak yediğini, aklı evvel bir bakanın meclis önünde çalınan kornanın çevre kirliliği gerekçesiyle susturulmasını önerdiğini" öne sürdü.

-Halka Meclis önüne gelme çağrısı... 

Evinde oturanların yarın başına gelecekleri bilmesi gerektiğini söyleyerek ülkede hayatına değer veren her bireyin meclis önüne gelmesi çağrısında bulundu.

Daha sonra söz alan Sıla İncirli, “siz kimsiniz ki belediyeleri karanlığa gömmeye çalışıyorsunuz” diyerek haftalardır yapılmaya çalışılanın belediyeleri karanlığa gömmek olduğunu, bu tasarının hedefinin yerel yönetimleri güçlendirmek olması gerektiğini hatırlattı.

Bu tasarıyla belediyelerin bir kısmının yok hükmünde olacağını ve ülkenin "göre göre kaosa sürüklendiğini" söyleyen İncirli, yerel yönetimlerin ortadan kaldırarak insanların en temel haklarının ellerinden alınmaya çalışıldığını söyledi.

İncirli, Erhürman’ın sabahtan beri neyin niye olamayacağını anlattığını bu kaosun nasıl düzeltileceğini de kimsenin bilmediğini belirtti.

Halka en yakın hizmeti götüren belediye emekçilerinin aylardır tedirginlik içinde olduğunu, ne iş yapacaklarını ve kimin neyi yöneteceğinin bilinmediğini kaydeden İncirli, bunun demokrasiye vurulan bir darbe olduğunu söyledi.

CTP Milletvekili Asım Akansoy, bu mücadelenin sadece CTP’nin değil Kıbrıslı Türklerin varoluş mücadelesi olduğunu ifade ederek, meclisin demokrasinin en iyi çalışması gereken kurum olduğunu, ben yaparım olur yaklaşımının "demokrasinin katlini" başlattığını dile getirdi.

Belirli kesimlerin CTP'nin reformlara karşı olduğu söylemlerinde bulunduğunu kendilerinin insanların çok daha güzel çağdaş yaşayabilmesi için mücadele ettiklerini ve yine bu nedenle reformları desteklediklerini söyledi.

Akansoy, UBP’nin niye bu reformda bu kadar ısrarcı olduğunun sorulması gerektiğini, burada anlamsız bir zorunlulukla hareket edildiğini belirtti.

 CTP’nin önerisinin yerel yönetimlerin merkezi hükümetten daha değerli kurumlar olduğunu, katılımcı anlayışla yönetildiğinde halkın daha mutlu olduğunu söyleyen Akansoy, toplumun büyük kısmının bu yasaya karşı olduğunu ve bir kez daha aklı selime davet ettiklerini belirtti.

CTP Mİlletvekili Doğuş Derya, "bu yapılanlar konuşma değil sivil itaatsizliktir" diyerek, yerel yönetimlerin başındakilerin ülkenin seçilmiş kişileri olduğunu ve hiç borcu olmayan çöp arabasını başkanın kullandığı belediyelerin kapatılmak istenmesine anlam veremediklerini söyledi.

“Kurultayda 5. Geldiği halde atamayla Başbakan olan kişi hala jet skandalıyla alakasını açıklayamamıştır” diyen Derya, “bu arkadaşların yaptığını EOKA bile yapmadı” ifadesini kullandı.

"Demokrasiyi, ekonomiyi, ülkeyi yok etmek için adımlar atanlar, protokollere imza atarak, her türlü hakların geriletilmesine sebep olanlardır bunlar” diyen Derya, ülkede sanki tek parti sistemi varmış gibi polis barikatı kurarak çevik kuvveti yığanların demokrasiden bahsetmesinin normal olmadığını kaydetti.

Derya, memlekete yapılan bu kötülüğe karşı herkesin birlik olması gerektiğini söyleyerek, “sağlık hizmetini bile belediyelerden destek alıyorsunuz… kimsiniz siz” dedi.

CTP Milletvekili Filiz Besim, 2008’den beri belediye reformundan bahsedildiğini ancak UBP’nin bu konuda hiç çalışma yapmadığını yeni öğrendiğini söyleyerek, ülkenin yasa yapma konusundaki başarısızlığını dile getirdi.

Tasarının tarihçesini anlatan Besim, bunların siyasi karar olmadığını, tüm vatandaşları etkileyecek yasalar olduğunu hatırlattı.

Besim, bu yasanın birleştirme yasası değil reform yasası olması gerektiği konusunda direttiklerini ve çağdaş dünyadan örnekler alarak hazırlanmasını, paydaşların dinlenmesini önerdiklerini ve komite kurulduğunu anlattı.

    Tasarıyla ilgili eleştirilerini dile getirerek, "yapılması gereken uzlaşı kültürünün yerleşmesini sağlamakken 'bizim 27 vekilimiz var ne istersek yaparız mantığı güdülüyor' şeklinde konuştu.