KIBRIS MANŞET-ÖZEL

Kıbrıs Türk halkı küresel güçlerin iştahını kabartan Doğu Akdeniz’in zenginliklerinin adeta üzerinde otururken günlük dertler ve ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor. Geçim sıkıntısı yüzünden zamlara odaklanan halkımız çevremizde olup biten gelişmeleri sabırla seyrediyor.

Doğu Akdeniz’de kirli hesaplar dönerken Türkiye Cumhuriyeti de başta Rum Yunan ikilisi olmak üzere tüm aktörlerin attığı stratejik adımlara misliyle karşılık veriyor, hem Türkiye’nin hem KKTC’nin haklarını koruyor.

Kıbrıs Türkleri, emperyalist güçlerin tüm planlarına karşı Anavatan Türkiye’nin hamlelerinin yanında duruyor, her zaman olduğu gibi kader birliği yapıyor. 

Dünya devletleri arasında Doğu Akdeniz’de hidrokarbon yer altı zenginlikleri üzerinden yaşanan “Soğuk Savaş” devam ederken dün tüm gözler Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Ankara’ya yaptığı resmi ziyaretteydi.

Kritik ziyarette Rusya’nın Mersin limanının Rus gemilerinin kullanımına verilmesini talep ettiği iddiası siyasi gözlemciler tarafından ortaya atıldı.

ABD’nin 1987 yılından beri Güney Kıbrıs Rum Yönetimine uyguladığı silah ambargosunu kaldırma kararının ardından Rum yönetiminin yeni stratejik ortak olarak ABD ile yakınlaşması Rusya’nın Türkiye’den liman talebinin nedenleri arasında gösteriliyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in çantasında bulunan Mersin limanı talebine olumsuz cevap vermek istemeyen ancak NATO ile ilişkilerinde yeni bir kriz de istemeyen Türkiye’nin, sürece ülke çıkarları ve bölge dengeleri temelinde nasıl yön vereceği merakla beklenirken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nın uluslararası tanınırlılığı bulunan Gazimağusa ve Gemikonağı limanlarından birinin de gündeme geldiği siyasi kulislerde konuşuluyor.

Dünya devletleri arasında Doğu Akdeniz’de hidrokarbon yer altı zenginlikleri üzerinden yaşanan “Soğuk Savaş” devam ederken tüm gözler Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Ankara’ya yaptığı resmi ziyaretteydi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin 2020 yılının ilk yüz yüze temasını gerçekleştirdi.1 buçuk saat süren görüşmede İki lider ABD-İran gerilim ile Suriye ve Libya'daki gelişmeleri ele aldı. Ziyaretin nedeni Türk Akımı Projesi'nin açılışıydı ama iki lideri bölgesel konuları da konuştu. Görüşme basına kapalı olarak gerçekleşti.

Türkiye, Rusya, Fransa, İtalya, İngiltere, ABD, Mısır, Hollanda, İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve AB, dolayısıyla Almanya başta olmak üzere dünya devletleri , Akdeniz’in doğusunda yer alan doğal gaz ve hidrokarbon yataklarını paylaşmak ve pay kapmak için kıyasıya bir soğuk savaş içerisindeyken Doğu Akdeniz’deki dengeler üzerinden sıcak savaş ise Suriye topraklarında taraflar arasında yaşanıyor.

SURİYE’DE NELER OLUYOR?

Türkiye Cumhuriyeti ve Libya arasında imzalanan mutabakat metni, hidrokarbon alanlarındaki egemenlik haklarının korunmasından öte Doğu Akdeniz’deki tüm dengeleri değiştirirken Suriye’de yaşanan sıcak çatışmaların perde gerisinde Akdeniz’deki hidrokarbon yer altı zenginliklerinin paylaşılmasına dair bir güç savaşı yaşandığının da ispatı.

Suriye Esad güçlerinin Türk gözlem noktalarına karşı saldırılarını artırması ve Türkiye’nin İdlib ve çevresinde yalnızlaştırılmasının nedenlerine dair çeşitli iddialar siyasi gözlemciler tarafından resmi olmasa da diler getirilirken Rusya’nın Suriye ve Libya’daki duruşu da başta Türkiye olmak üzere diğer ülkeler tarafından dikkatle  takip ediliyor.

Türk-Rus ortak devriye anlaşmasına rağmen Esad güçlerinin Türk gözlem noktalarına karşı yoğun saldırılar içerisine girmesi, Doğu Akdeniz üzerinden yaşanan diplomatik pazarlıklarda tarafların elini zayıflatma veya güçlendirme hamlesi olarak yorumlanırken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ankara ziyaretinde ajandasında ne olduğuna dair bilgiler de gün yüzüne çıkmaya başladı.

PUTİN, ANKARA’DAN MERSİN LİMANININ KULLANIMINI TALEP ETTİ Mİ?

Türk Akımı, Doğu Akdeniz ve Suriye’de yaşananlar yanında ikili görüşmelerde Rusya’nın Mersin limanının Rus gemilerinin kullanımına verilmesini talep edeceği iddiası siyasi gözlemciler tarafından ortaya atılırken Rusya’nın talebinde ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimine silah ambargosunun kaldırması karşılığında Rus gemilerinin Rum limanlarından lojistik destek almamasını şart olarak öne sürmesinin de etkili olduğu iddialar arasında.

ABD’nin 1987 yılından beri Güney Kıbrıs Rum Yönetimine uyguladığı silah ambargosunu kaldırma kararının ardından Rum yönetiminin yeni stratejik ortak olarak ABD ile yakınlaşması Rusya’nın Türkiye’den liman talebinin nedenleri arasında gösterilmekte.

NATO-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE YENİ KRİZ KAPIDA

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Suriye’de Esad güçleri ile Libya’da isyancı Hafter güçleri karşısında da Rusya’nın Türkiye’ye destek vermesi karşılığında Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’dan Mersin limanı veya başka bir limanın Rus gemilerine açılmasını talep edeceği iddiası gündeme bomba gibi düşerken Rus gemilerinin Türk limanlarını kullanmasına Ankara tarafından izin verilmesinin S-400 alımı ile Türkiye-ABD arasında yaşanan krizin daha da derinleşeceği ve Türkiye’nin NATO içerisinde etkisizleştirilmesine neden olacak yeni bir krizin ayak sesleri olarak yorumlanmakta.

SURİYE VE LİBYA ÜZERİNDEN RUS RULETİ Mİ OYNANIYOR?

Suriye’de Esad güçlerine ve Libya’da Hafter güçlerine karşı Türkiye’nin yalnızlaştırılmasına Rusya’nın kayıtsız kalmasının, Ankara ile Moskova arasında gerçekleşecek resmi görüşmede masada yer alacak konulara dair Rusya’nın elini güçlendirmeye yönelik bir hamle olduğu da iddialar arasında yer alırken “Rus Ruleti”nin bölgedeki dengelerin kaderini değiştireceği ortada.

KUZEY KIBRIS LİMANLARI GÜNDEMDE

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in çantasında bulunan Mersin limanı talebine olumsuz cevap vermek istemeyen ancak NATO ile ilişkilerinde yeni bir kriz de istemeyen Türkiye’nin, sürece ülke çıkarları ve bölge dengeleri temelinde nasıl yön vereceği merakla beklenirken Kuzey Kıbrıs’ın uluslar arası tanınırlılığı bulunan Gazimağusa  ve Gemikonağı limanlarından birinin de gündeme geldiği siyasi kulislerde konuşulmakta.

Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC arasında varılacak bir mutabakat ile ortaya yeni formüllerin konulabileceği de gündemde yerini korurken Rus gemilerinin Kuzey Kıbrıs limanlarını kullanma olasılığı ABD-Rum stratejik ortaklığına karşı bir hamle niteliğinde.