Kıbrıs’ın ilk sivil havalimanı.

Lefkoşa Uluslararası Havaalanı, Türkçe adı.

Şu anda kullanan, Birleşmiş Millet Kıbrıs Barış Gücü, resmi sahibi değil.

Resmi sahibi, Kıbrıs Cumhuriyeti de değil.

1930’lu yıllarda, İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri tarafından askeri amaçlar ile inşa edilmiş.

Kıbrıs’ta konuşlanan İngiliz silahlı güçleri tarafından kullanılmaya başlanmış.

2. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası’nın işgal ettiği bazı Doğu Avrupa ülkelerinin bombalanmasında Amerikan Hava Kuvvetlerine de hizmet vermiş.

2. Dünya Savaşı sonrası sivil uçuş faaliyetlerine de açılmış.

1949 yılından 1968 yılına kadar çeşitli bölümler eklenerek büyütülmüş.

1960 yılında sivil havacılık faaliyetleri için yeni kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti Devletinin kullanımına verilmiş.

1968 yılında 1 milyon yüz bin İngiliz pound’u harcanarak bugünkü şeklini almış.

Bu paranın 500 bin pound’luk bölümü, İngiltere tarafından finanse edilmiş.

1974 yılında gerçekleşen Yunan darbesinin ardından Kıbrıs’a barış getirmek amacıyla çıkan Türk birliklerini İngiliz askeri kuvvetleri ile karşı karşıya getirmiş.

İngiltere, Türk askerlerinin havalimanını almasını engellemek için meşhur “gurka” birliklerini ada’ya nakletmiş.

BM çatısı altındaki İngiliz askerleri ile Türk askerleri çatışmanın eşiğinden dönmüş.

1974 Barış Harekatı sırasında, Yunan Hava Kuvvetlerinin ikmal yapma girişimlerini durdurmak için, Türk Hava kuvvetleri tarafından pisti bombalanan Lefkoşa Uluslar arası Havaalanı’nın sahibinin kim olduğu çoğu kimseler tarafından pek bilinmez.

Ve 1974 öncesi, sivil havacılık faaliyetleri için Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kullanımına verilen ve Rumların kontrolünde hizmet veren Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’nın resmi sahibi, bilindiği ve sanıldığı gibi, Kıbrıs Cumhuriyeti değil.

1974 Barış Harekatı sırasında Türk-İngiliz savaşının çıkma olasılığı karşısında bile havalimanının İngilizlerce savunulmasının ve sonrasında da Kıbrıs Cumhuriyeti adına Rumların havalimanını kullanmayı sürdürememesinin nedenleri bugün daha iyi anlaşılıyor.

Havaalanı’nın resmi sahibi, Birleşik Krallık Savunma Bakanlığından başkası değil.

Ve, Birleşik Krallık yani İngiliz Savunma Bakanlığı’nın malı olan, Lefkoşa Uluslar arası Havalimanı bugün yine gündemde.

1974’te Türkiye ile İngiltere’yi savaşın eşiğine getiren ve o günden bugüne kadar da kullanılmayan havaalanı, CTP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman tarafından yeni bir boyutu ile tartışmaya açıldı.

“Maraş yanında Lefkoşa Havaalanı’nın açılmasını da konuşmalıyız” açılımı ile Tufan Erhürman stratejik bir hamle ile konuyu Maraş tartışmalarının tam da ortasına ustaca yerleştirdi.

BM’nin geçmişte yaptığı bir öneriyi yeniden masaya getirerek Kıbrıs Türk halkının açık hava hapishanesinde yaşamaya mahkum eden  haksız ambargoların neden olduğu doğrudan ticaret ve direkt uçuş engelini de gündeme taşırken, daha önemli bir diplomatik atak yapmakta, Tufan Erhürman.

Kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm’e dair her iki toplumun ortaya yeni irade koymasına yönelik politik bir davet, aslında Tufan Erhürman’ın söylediği.

Maraş ile birlikte Lefkoşa Uluslararası Havaalanın birlikte tartışılması ve kullanıma birlikte açılması, stratejik diplomatik bir hamleden öte Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile İngiltere’ye çözüme katkı yapmaları adına bir davet.

İngiltere’nin bu noktada siyaseten bir pozisyon almasında hatta yapılan davete destek olmasında bir engel olmamakla birlikte çözüme ve Kıbrıs sorununun kalıcı çözümüne dair yapabileceği katkı için diplomatik bir fırsat aslında.

Fakat, sürecin düğümleneceği yer veya dananın kuyruğunun kopacağı adres yine değişmiyor; Kıbrıs’ın güneyi.

Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’nın ortak kullanıma açılmasının da tartışılması gerektiği önerisi içerisinde Maraş ile ilgili çok önemli bir mesaj veriyor, Tufan Erhürman.

Hem de UBP-HP Hükümetinin başlattığı Maraş açılımını büyük bir diplomatik ustalıkla doğru zemine çekip rayına oturtarak.

Bilindik ezberleri yinelemeden, eskimiş politikaları yeniden ısıtıp ısıtıp Kıbrıs Türk’ünün önüne koymadan yeni bir şey daha söylüyor, Tufan Erhürman.

BM ve Kıbrıs Rum toplumunun sürecin dışına itilmeden ve Uluslar arası Hukuk zemininden kopmadan tüm samimiyeti yanında ortak akıl ve diplomasi becerisi ile Maraş konusunda da taşı tam gediğine koyan bir Cumhurbaşkanı adayı olarak, yoluna devam ediyor, Tufan Erhürman.

Görüşmeler veya oluşturulacak komiteler de ilerleme olmadığı takdirde, Lefkoşa Uluslararası Havaalanı tartışmalarının ışığında Taşınmaz Mal Komisyonu’nda izlenmiş yöntemle Maraş’ı açacağını tüm dünyaya ilan eden bir Cumhurbaşkanını izliyor, Kıbrıs Türk toplumu ve Güney komşumuz ile birlikte tüm dünya.

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeki adaylar arasındaki olası tartışma ve önerilerin çıtasını, Maraş ve Lefkoşa havaalanı önerisi ile şimdiden yükselten Tufan Erhürman’ın seçimleri kazanma olasılığı karşısında Rum lider Anastasiadis’in de uykuları kaçma noktasında.

Üstelik Anastasiadis’in seçimleri, Mustafa Akıncı veya Ersin Tatar’ın kazanması için dua etmeye başladığını söylemek için de kahin olmaya hiç gerek yok.