LAÜ’de “İnsan Hakları Bağlamında Kadın: Durum, Sorunlar ve Çözüm Önerileri” ele alındı

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Öğrenci Dekanlığı ve Sosyal Hizmet Kulübü tarafından, “İnsan Hakları Bağlamında Kadın: Durum, Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı panel düzenlendi. LAÜ Rauf Raif Denktaş Eğitim Kompleksi Konferans Salonu’nda gerçekleşen panele Şiddete Karşı Diren Proje Direktörü ve Avukat Mine Atlı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Hizmetler Dairesi merkez sorumlusu Dr. Berna Arifoğlu konuşmacı olarak katıldı.



Panel Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü öğrencisi Ayşegül Karakulak’ın insan hakları bağlamında kadına yönelik şiddet olgusu üzerine yaptığı konuşma ile başladı.

Atlı: Her 3 kadından biri şiddet görüyor

“Şiddete Karşı Diren” projesi hakkında bilgi veren Atlı, Kadından Yaşama Destek Derneği’nin (KAYAD), 1998 yılında kadının toplumdaki rolünü güçlendirmek için kurulduğunu ve KKTC’de yürütülen ‘Şiddete Karşı Diren Kadına ve Çocuğa Yönelik Aile İçi Şiddeti Önleme Projesi’nin nihai hedefinin, aile içi şiddet direnişçileriyle çalışan tüm meslek örgütlerinin kapasitesini arttırarak aile içi şiddeti önlemek olduğunu söyledi. Projenin veri tabanı oluşturma, eğitim, farkındalık ve yasal mevzuat adli yardım olmak üzere dört aşamadan oluştuğunu belirten Atlı, ev içi şiddetin cinsiyeti veya cinsel yönelimine bakılmaksızın, 16 yaşını doldurmuş aile üyeleri ve/veya aralarında özel ilişki yaşamış ve/veya yaşayan kişiler arasında gerçekleşen, tehditkâr, şiddet içerikli, baskıcı veya bireyin özgürlüğünü kısıtlayıcı durum ve/veya olay ve/veya olayları anlattığını, ayrıca psikolojik, fiziksel, cinsel ve ekonomik şiddeti de içerdiğini dile getirdi.

Şiddete Karşı Diren anket sonuçlarını paylaşan Atlı, evlilik yaşının 21.66, ilk çocuğunu doğurma yaş ortalamasının 22.69 ve katılımcıların %77.39’u çocuk sahibi olduğunu dile getirdi. Ankete göre her 3 katılımcıdan birinin fiziksel şiddet gördüğünü, her 4 kadından 1’inin ise eşinin onu başkalarının önünde aşağıladığını ve yaklaşık her 3 kadından 1’inin doğum kontrol yöntemlerini kullanmama konusunda baskı hissettiklerini dile getiren Atlı, anket sonuçlarında katılımcıların %17.82’sinin şiddet yaşıyor olmanın ilişkiyi bitirmek için gerekli bir neden olmadığını düşündüğünü, %64.5’inin etraflarında şiddet yaşayıp ilişkilerini bitirmeyen kişiler olduğunu, bu oranın yüksek olmasının ise kadınların şiddetle iç içe yaşamayı kabul ettikleri veya etmek zorunda oldukları gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdiğini dile getirdi.

Arifoğlu: Kadına yönelik şiddet ağır bir insan hakkı ihlalidir

“Kadına Yönelik Şiddet” konusunda sunum yapan Arifoğlu, şiddeti bireylerin yaralanmasına, sindirilmesine, öfkelenmesine veya duygusal baskı altına alınmasına yol açan

davranış veya yaklaşım olarak açıkladı. Şiddetin, insana insan olduğunu unutturan, kendisinin bile anlayamadığı karmaşık duygular hissettiren bir durum olduğunu ifade eden Arifoğlu, şiddet yaşayan bireylerin yetişkinlere karşı duygularında karışıklık yani sevgi ve nefreti aynı anda hissetme, terk edilmekten, duygularını ifade etmekten ve yaralanmaktan korkma, yaşamındaki şiddet ve karmaşa nedeni ile kızgınlık duyma, depresyon, aşırı mutsuzluk, çaresiz ve güçsüz hissetme gibi duygusal değişimler yaşıdıklarını dile getirdi.

Kadına yönelik şiddetin gelir, sınıf ve kültür farkı gözetmeden kadınları etkilediğini ve tarih boyunca, kadına yönelik şiddet, kadınları hem ailede hem de toplumda kontrol etmenin bir yolu olarak kullanıldığını belirten Arifoğlu, “kadınla erkek arasında çağlardır süregelen eşit olmayan güç ilişkilerinin bir yansıması olan kadına yönelik şiddet ağır bir insan hakkı ihlalidir” dedi. Kadına yönelik şiddetin ciddi bir toplumsal sorun olarak kültürel, ekonomik, coğrafi sınır tanımaksızın tüm dünyada varlığını sürdürmekte olduğunu söyleyen Arifoğlu, “ne şekilde yaşanırsa yaşansın kadına yönelik şiddet; kadının yaşamını korku ve güvensizliğe sokmakta, fiziksel ve ruhsal sağlığını olumsuz yönde etkilemekte, toplumsal yaşama katılımını engellemektedir” diyerek, kadına yönelik şiddetin bir kadın sorunu değil, toplumsal bir sorun olduğuna dikkat çekti.

Arifoğlu, sunumunda dünyada şiddeti önlemeye ve şiddete maruz kalanı koruma ve desteklemeye dönük tıbbi, hukukî, kolluk hizmetleri ve sosyal hizmetlere ilişkin masraflar, KKTC’de kadına yönelik şiddet, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, Sosyal Hizmetler Dairesi’nde kadına yönelik yürütülen çalışmalar ve kadına yönelik şiddetle mücadele Ulusal Eylem Planı Hedefleri hakkında da bilgi verdi.

Panel, LAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ruhi Selçuk Tabak tarafından katılımcılara teşekkür belgesi takdim edilmesi ile son buldu.

BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ