Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Özel Eğitim Öğretmenliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Ataman, “Uluslararası Engelliler Günü” dolayısıyla açıklamalar yaptı.

Engelliler Günü, bir farkındalık günüdür

   “Engelliler Günü, 1976 yılından itibaren düzenlenen bir gün olmasına karşın 1992 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 47/3 sayılı kararı ile resmen ilan edilen ve tüm dünyada düzenlenen konferans etkinlikler ile kamuoyunun dikkatini yetersizlikten etkilenen bireylerin sorunları üzerine odaklandığı bir farkındalık günüdür. Kutlama olarak yorumlanmaması gerekmektedir” diyen Ataman, bireyin yetersizliğe uğramasının ve toplum tarafından konulan ötekileştirici durumlarla engelli konuma düşmesinin kutlama değil, ciddi biçimde sorgulamaların yapıldığı bir gün olarak ele alınması gerektiğini vurguladı.

Covid-19 pandemisi sırasında en fazla yetersizlikten etkilenmiş bireyler ve aileleri etkilendi

  “Küreselleşmenin hızla artması sonucu özellikle Covid-19 pandemisi sırasında en fazla yetersizlikten etkilenmiş bireyler ve aileleri etkilenmiştir” diyerek açıklamasına devam eden Ataman, “Bunun yanı sıra doğal afetler, bölgesel savaşlar özellikle çocuklar arasında sağlıksız beslenme, eğitim, barınma, bakım hizmetlerinden yoksun olma, ekonomik açıdan yetersizlik gibi durumlar engelli birey sayısının artmasına neden oluyor. Pandemi sırasında eğitimden uzak kalan tüm çocuklar içinde yetersizlikten etkilenen çocukların eğitiminin kesintiye uğraması hem çocuklar hem de aileleri için büyük sorunlar oluşturmuştur” dedi. Ataman, her ne kadar tıbbi gelişmelerin, doğumsal ve kalıtsal nedenlerin büyük bir bölümünü önleyecek düzeye ulaşmış olsa da toplumu oluşturan bireylerin çoğunluğuna benzemediğini düşündüğü farklı gelişen bireylere karşı ötekileştirmelerinin azalma yerine daha sınırları kesinleşmiş bir biçimde gündemde ilk sıralarda yer aldığının gözlemlendiğini belirtti.

   “Üzerinde henüz yeterince odaklanmadığımız bir diğer konu engelli bireylerin istihdamı, yetişkin hayata geçişi, bağımsız yaşama, evlilik, çocuk sahibi olma hakları konusunu bir türlü tartışmaya açıp, çözüm üretemememizdir. Temel insan haklarının tümünden yetersizlikten etkilenmiş bireylerin nasıl yararlanacağı konusu henüz ulaşılması uzak bir yıldız gibi durmaktadır” diyen Ataman, Uluslararası engelli hakları sözleşmesinin 50. maddesinde yer alan ayrımcılık yapılmaması ve eşitlik, erişebilirlik, yaşama hakkı, yasa önünde eşit tanınma, kişi özgürlüğü ve güvenliği, işkence, insanlık dışı aşağılayıcı muamele veya cezaya maruz kalma vb. hakların yeterince gerçekleşmediğini dile getirdi.