Türkiye sermayeli tek hastane olarak ülkemize sağlık yatırımı yapmıştı.

Cesur bir karardı, çünkü çarpık sağlık sistemimizin üzerine yapılan ciddi bir yatırımdı.

Sağlık turizmini aktifleme, kendine özgü yaklaşımları ile ülkemizin özel sağlık sektörüne farklı bir dinamizm getirme konusunda iddialı idiler.

Ancak gelin görün ki,  daha işin başında iken sağlıktaki sistemsizliğe kurban vermeye de başladılar. Ruhsat almak için iki ay bekletildiler. Bazı doktorların çalışma izinleri aylarca çıkmadı. Ağız tadıyla iş yapmak için, ağızlarıyla kuş tutmak yetmemişti adeta.

Tıbbi malzeme teminlerinde ciddi zorluklar yaşadı, yaşatıldı.

Zamanla ülkenin sağlık sistemine ayak uydurmak zorunda kaldı.

Kamudan gelen hekimlere kapılarını açtı.

Sonra kamudan gelen emeklilere…

Sonrasında malum, diğer hastaneler gibi, kamu hekimlerinin kısmi arka bahçesi olmaya kadar gitti hastanenin kaderi…

Bu tespitler eleştiri olarak algılanmasın.

Olmayan sağlık sistemi üzerine kurulmaya çalışılan, ancak bir türlü kurulamayan özel sağlık işletmeciliğinin geldiği noktayı gözler önüne seren bir örnek olarak görülsün lütfen.

Kolan British Hospital, İstanbul’daki hastaneler zincirinin KKTC uzantısı.

KKTC’de başarısız olmadı. KKTC’nin sağlık sistemine yaranamadı belki de. KKTC’de başarısız olmamak için sisteme uymak zorunda da kaldı. Ama yine olmadı, olamadı.

Şimdi de Sağlık Bakanlığı açısından yaklaşalım.

Sistemin durumu ortada.

Pandemi hastanesi konusunda hükümet köşeye sıkıştı.

Sıfırdan bir hastane yapılamayacağı gün gibi ortada.

Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin bir bölümünün veya başka yerlerin pandemi hastanesine dönüştürme konusunda bir denilen diğerini tutmuyor.

Halkın sağlığı her geçen gün daha fazla tehlikeye atılıyor.

O zaman gayet mantıklı olan bir seçenek ön plana çıkıyor.

Devletin Kolan British Hospital’i satın alması konusu.

Bu konuyu ilk dile getirdiğimde, meslektaşlarımdan, diğer sağlık çalışanlarından ve çevremden çok olumlu dönüşler aldım.

Bu projenin hayata geçirilmemesi için önünde hiçbir engel yok.

Kazanacak çok şey var üstelik.

Hastanenin sahibi açısından değerlendirdiğimizde, bir kazançtır. Kriz ortamında eline nakit para geçecek. Nice hayallerle geldiği KKTC’de, sağlıktaki sistemsizlikten ettiği zararlarını kapatmış olacak. Memorial Hastanesi’ne yapıldığı gibi, Kolan Hastaneler Grubu’na Bakanlar Kurulu tarafından verilecek bir hasta temsil ofisi açma yetkisi (örneğin Girne’deki şubesi), Kolan Hastaneler Grubu’nun KKTC bağlantılarının da devam etmesini sağlayacak. Kendileri ve hastaları bu anlamda mağdur edilmemiş olacak.

Kolan British Hospital’in mevcut personeli, devlet tarafından sözleşmeli ve/veya hizmet alımı şeklinde değerlendirilerek bu şekilde personel mağduriyetinin önüne de geçilmiş olunacak.

Devlet açısından değerlendirdiğimizde de, personeli ile birlikte, hazır bir pandemi hastanesine kavuşacak. Açılımın önündeki en büyük engellerden birisi bu şekilde kaldırılmış olacak.

Dahası, ileri dönemlerde elinde bir hastane olacak ve dış sevklerin öne geçilerek devletin sevkler konusunda maddi külfeti önemli ölçüde azaltılmış olacak.

Pandemi hastanesi ile ilgili ihaleler, hastanenin ne kadar zamanda bitirileceği gibi tartışmalı konulardan da bir hamlede sıyrılmış olacak.

Kolan British Hopital’in devlet tarafından satın alınarak pandemi hastanesi olarak kullanılması ve sonrasında da Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin ek hizmet binası olması kimlerin işine yaramayacak?

Buralardan nemalanmaya çalışan kamu hekimlerinin kapısı kapanmış olacak.

Pandemi hastanesi ihalesi ile ihya olmak isteyenlerin hevesleri kursaklarında kalacak.

Sayın Başbakan, Sayın Sağlık Bakanı ve Sayın Ahmet Kolan’ın, herkesin kazanacağı, ülkemizdeki sağlığın önünü açacağı bu fırsatı sağ duyu ile değerlendirmeleri, tarihimizdeki yerlerini farklı kılacaktır…

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899