UBP’den yapılan açıklamaya göre Tatar, Yunanistan Başbakanı Kiriyakos Miçotakis’in “Türkiye’nin Kıbrıs’ın haklarını ihlal etmekte olduğu” yönündeki iddialarını yanıtladı.

Tatar, Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının haklarını koruması için Kıbrıs Türk halkına destek verdiğini, ayrıca Doğu Akdeniz’deki kendi haklarını korumakta olduğunu kaydetti.

Başbakan Tatar yazılı açıklamasında şunları belirtti:

“Kıbrıs konusunda çok dikkatli ve uyanık olmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Yaşanan gelişmeler karşısında, ‘ nasıl olsa bir anlaşma olmaz. Boşuna Kıbrıs konusuna kafa yormaya değmez ’ deyip geçmemeliyiz.

Rum-Yunan ikilisi bizim tüm yapıcı tutumuza rağmen var olan gerçekler temelinde bizimle bir anlaşma yapmayı değil, bizi bir yandan masada güya çözüm için görüşme yapılıyormuş gibi oyalayıp, diğer yandan haklarımızı gasp etmeyi tercih etmiştir.

İçimizden kaynaklanan yanlış tutumlar neticesinde, Türkiye’nin garantörlüğünün sıfırlanmasını, Güzelyurt dahil önemli miktarda toprağımızın aradan geçen 45 yıl sonda kendilerine verilmesini, 1960 antlaşmasında bile var olan veto hakkımızın ortadan kaldırılmasını, mülkiyet konusunda 1974 öncesine dönülmesini istemeye cüret edecek kadar ileri giden Rum Yönetimi ile onun baş destekçisi Yunanistan Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarını, Kıbrıs Türkü ve Türkiye’nin haklarını hiçe sayarak kendi nam ve hesaplarına ele geçirmek üzere her türlü yola başvuruyor.

Oysa, Türkiye’nin de, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de Doğu Akdeniz’de uluslararası hukuktan doğan meşru hakları vardır ve gerek biz, gerekse Türkiye bu haklarımızı Rum-Yunan ikilisine bırakmamakta kararlıyız.

Türkiye’nin Kıbrıs adasının güney batısında Güzelyurt-1 bölgesinde Yavuz gemisi ile yapacağı sondaj çalışmaları tamamen Türkiye’nin kendi kıta sahanlığı içindedir.

Yunanistan Başbakanı’nın durum böyleyken, Türkiye’yi, sözde Kıbrıs’ın egemenliğini ihlal etmekle suçlaması tam bir ‘ yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ anlayışı ürünüdür.

Türkiye, Doğu Akdeniz’de kimsenin egemenlik hakkını ihlal etmiyor. Türkiye, kendisi ve Kıbrıs Türk Halkı’nın haklarını korumak için bugüne kadar uluslararası hukukun içinde kalmıştır, bundan sonra da kalmaya devam edecektir.

Rum komşularımıza bir kez daha hidrokarbon kaynakları konusunu oluşturulacak ortak komitede ele almayı öneriyor, Kıbrıs’ta bir anlaşmaya, bizlerin haklarımızı gasp etmeye çalışmakla, kabul edilemez ön şartlar ileri sürerek değil, garantilerin devamını, iki devlet gerçeğini, egemen eşitliğimizi hazmetmeleri halinde varılabileceğini hatırlatmak istiyorum.”