“AYLUGA GÖLÜ MİLLİ PARK İLAN EDİLEBİLECEK KADAR ÖNEMLİ BİR SULAK ALAN”

“KUZEY KIBRIS KUŞ GÖZLEMCİLİĞİ AÇISINDAN YETERİNCE TANITILMIYOR”

AKDENİZ YÖRESİNE ÖZGÜ TAVŞANCIL KARTALLARINDAN KUZEY KIBRIS’TA 10 ÜREYEN ÇİFT KALDI

NESLİ TEHLİKEDE OLAN 5-6 KUŞ TÜRÜ BULUNUYOR

Kuzey Kıbrıs’ta 20 yıldır kuş gözlemciliği yapan Biyologlar Derneği üyesi Hüseyin Yorgancı, adanın önemli göç yolu üzerinde olmasından dolayı kuşların uğrak yeri  açısından öneli bir yer olduğunu vurguladı.

Hüseyin Yorgenci, coğrafik olarak Kıbrıs’tan çok büyük olan Türkiye’de 483 tür kuş gözlemlenirken, Kıbrıs’ta bu rakamın 408 olduğuna dikkat çekti. Yorgancı, 1960’lı yıllardaki verilere göre 347 tür gözlemlendiğine dikkat çekti.

Hüseyin Yorgncı, Kuzey Kıbrıs’ta kuş popülasyonu ve  gözlemi hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Kıbrıs’ta gözlemlenen kuş türleri arasında yolunu kaybedip adaya uğrayanlar “kazara göçmenlerin” de bulunduğunu ifade eden Yorgancı,  Dipkarpaz’da Hint kargası, Koruçam’da Alamecek, Kap Kumrusu ve tek bir kez görülen “Cambaz Kartal”ın kazara göçmen olarak sınıflandırıldığını ifade etti.,

Yorgancı adada gözlemlenen kuş türlerindeki sayı artışının, son dönemde kuş gözlemcilerinin artmasında önemli rol oynadığına vurgu yaptı.

KIBRIS’A ÖZGÜ KUŞLAR

Adada, başka hiçbir ülkede görülmeyen 6 tür kuş bulunduğunu belirten Yorgancı, bunların, İshak Kuşu (Kıbrıs Cüce Baykuşu), Trodos’ta görülen Çam Baştankarası, Bahçe Tırmaşık Kuşu ve Ala Karga ile Kıbrıs Ötleğeni ve Kıbrıs Kuyruk Kakanı olduğunu söyledi.

Yorgancı, çam kozalaklarından çam fıstıklarını çıkarmak için kullandığı gagasından ismini alan Çapraz Gaga’nın ise son 3-4 yıldır Türkiye’nin güneyinde de görülmeye başlanmasından dolayı Kıbrıs’a endemik olma özelliğini yitirdiğini kaydetti.

YABANCI KUŞ GÖZLEMCİLERİNİ ADAY ÇEKEN TÜRLER

Yorgancı, Kıbrıs’a ıssız sahilleri tercih eden ve  Uluslararası Doğayı Koruma Derneği (IUCN) nesli tükenme aşamasında olan Ada Martısı ile sadece Akdeniz bölgelerinde bulunan bir Ortadoğu kuşu olan Turaç kuşlarının “yabancı kuş gözlemcilerini buraya çeken önemli türler” olduğu kaydetti.

Gözlemlenen 408 kuş türünden adada sürekli olarak yaşayan türün 46 olduğunu kaydeden Yorgancı, bazı kuş türlerinin 1950’li yıllarda yok olmaya başladığını da anlattı.

ADADA NESLİ TÜKENEN KUŞLAR

Yorgancı, Kara Akbaba ve Kızıl Akbaba’nın 1980 yılından sonra adada görülmediğini, suyun altında yürüme kabiliyeti olan Dere Kuşu’nun 1954’ten sonra görülmediğini anlatan Yorgancı,  en son ise daha önceleri adada da üreyen Şah Kartalların artık adada kalıcı olmadığını ve kazara göçmen kategorisine alındığını kaydetti.

Akbabaların insan eli ile tüketildiğine dikkat çeken Yorgancı, leşlere zehir konması, adadaki katır ve eşek gibi büyük baş hayvanların azalması ile leş bulmada zorlanmalarının Akbabaların yok olmasına neden olan diğer unsurlar olduğunu kaydetti.

Ancak Kızıl Akbaba’ların Güney Kıbrıs’ta yeniden doğaya bırakılmasıyla bugün 15 çiftin yaşadığını kaydeden Yorgancı, Akbabaların doğaya çiğ hayvan parçası bırakılan Akbaba Lokantaları sayesinde yaşamlarını sürdürdüklerini benzer uygulamanın KKTC’de de yapılabileceğine vurgu yaptı.

ADADA NESLİ TEHLİKEDE OLAN 5-6 KUŞ TÜRÜ BULUNUYOR

Adadaki kuş türlerinin arasında sayıları azalan türlerin de bulunduğunu, bazılarının ise Avrupa genelinde nesli tehlike altına girdiğini ifade eden Hüseyin Yorgancı şöyle konuştu:

“Ercan Havaalanı bölgesine, ıssız çorak bölgeleri tercih eden bağırtlak kuşundan çok küçük bir popülasyon kaldı;  1980’li yıllarda ülkeye binlerce gelen, bugün IUCN tarafından tehdit altında ilan edilen kuşlar sınıfında yer almasına rağmen ülkede avlanılmasına izin verilen üveyik (bilimsel ismi Streptopelia turtur-European turtle dove) kuşlarının nüfusundaki azalma gözle görülebileceK noktadadır; yine IUCN tarafından tehdit altında kuşlar sınıfında bulunan Ada Martısı’nın (Audouin’s Gull) da  sadece Karpaz Burnu açıklarındaki Klides adalarında üremektedir”

TAVŞANCIL KARTELLAR 10 ÜREYEN ÇİFT

Akdeniz yöresine özgü tavşancıl kartallarından Kuzey Kıbrıs’ta 10 üreyen çift kaldığını ve sadece beş parmak dağlarındaki yüksek bölgelere yuvaladığını kaydeden Yorgancı, taş ocağı faaliyetlerinin yanında Beşparmak Dağları yamaçlarındaki Arapköy’de yapılaşmanın dağın yukarılara doğru devam etmesinin Tavşancıl Kartalların geleceğini tehlikeye soktuğunu ifade etti.

ADANIN EN ÖNEMLİ GÖLÜ AYLUGA’DA

Kuşlar açısından adanın en önemli sulak alanının Gazimağusa’daki Ayluga gölü olduğunu belirten Yorgancı, toplamda 8 tür kuşun sadece Ayluga Gölünde ürediğini, hatta Güney Kıbrıs’tan üremek için gelen kuşların bulunduğunu, Ayluga gölünü ideal bir yuvalama ortamı yapan unsurun ise göl içerisinde yetişen ve dolayısı ile tilki, köpek gibi tehlikeler karşı doğal bir korumsa sağlayan ılgınların olduğunu kaydetti.

“Bu özellik adadaki başka bir sulak alanda yok” diyen Yorgancı, 2 kilometre uzunluğunda olan göle ve diğer göllere devlet tarafından gereken ilginin verilmediğini belirterek, göl etrafında boşaltılan çöplere ve kış sezonunda Haspolat atık arıtma tesisinden taşan atık suların göle gelmesine müsaade edilmesine dikkat çekti.

MİLLİ PRAK İLAN EDİLEBİLECEK KADRA ÖNEMLİ

Hüsyeyin Yorganı, “Ayluga gölü milli park ilan edilebilecek kadar önemli bir sulak alan” dedi.

Adanın Avrupa Afrika arasında en önemli göç yollarından biri olduğunu, Kaleburnu, Koruçam, güney Kıbrıs’ta ise Ağrotur ile Greko bölgelerinin en önemli göç noktaları olduğunu kaydeden Yorgancı, “Kuş gözlemcilerinin ilgisi var ama hak edilen kadar değil. Kuzey Kıbrıs kuş gözlemciliği açısından yeterince tanıtılmıyor” dedi.