Kıbrıs Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğa Varlıkları Koruma Vakfı  (KEMA) ile Biyologlar Derneği, Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın Çam Kese Böceği ile ilgili yürütülen mücadele konusunda yaptığı açıklamanın gerçeklerle bağdaşmadığını, kamuoyunu yanılttığını savundu.

KEMA Vakfı Başkanı Orhan Aydeniz ile Biyologlar Derneği Başkanı Hasan Sarpten tarafından yapılan ortak yazılı açıklamada, Çam Kese Böceği’yle ilgili işin başında doğru tespitler yapılmadığı taktirde mücadele yöntemlerinin de yanlış seçileceği ve bundan da ülke ormanlarının zarar göreceği vurgulanarak  “Maalesef ülkemizde Çam Kese Böceği ile mücadelede bu yıl yaşanan sorun tam da budur” denildi.

Yaptıkları gözlemlere göre böcek yoğunluğunun resmi olarak açıklanan yoğunluğun kat kat üstünde olduğu iddia edilen açıklamada, 54 bölgenin 21’inde böcek yoğunluğu bulunduğu ileri sürüldü.

Açıklamada,  “Etkilenen bu 21 bölgenin toplam alanı, 22 Bin 500 hektar,  Türk Çamı(kızılçam) orman alanının 8 bin 9 bin  hektar alanını temsil eder. Etkilenen bu alanın yaklaşık 6 bin hektarında şiddetli, 3 bin hektar alanda da orta şiddette yoğunluk bulunmaktadır.  Bir hektar alanda ortalama bin 500 adet ağaç olduğuna göre 9 milyon ağaçta şiddetli, 4 milyon 500 bin  ağaçta da orta şiddette olmak üzere toplam 13 milyon 500 bin adet çam ağacı  yanlış mücadele yöntemi seçimi nedeniyle, zarara uğramıştır” denildi.

Bilimsel verilere göre Çam Kese Böceği’nin, ağaçlarda yüzde 60’lara varan büyüme ve artım kaybına sebebiyet verdiği belirtilerek bu durumda 13 milyon 500 bin Çam ağacının hem büyüme  hem de çap geliştirmeden yüzde  60 oranında zarara uğradığı ifade edildi.

Çam Kese Böceği sorunu olan tüm ülkelerin bilimsel kriterlerin öngördüğü mücadele yöntemlerini uygulayarak mücadelede başarılı oldukları bu entegre mücadelenin mutlaka yapılması gerektiği belirtildi.

Açıklamada,  bu yıl Çam Kese Böceği ile etkili bir mücadele yapılamadığı için önümüzdeki Eylül ayında topraktaki rezerv olarak bekleyen böceklerle birlikte, 1’e 250-300 katlanarak çıkacağı öngörüsünde bulunularak, ülkede salgın olma durumuyla karşı karşıya kalınabileceği belirtildi.

Tek etkili ve ana mücadele olan havadan biyolojik mücadele yönteminin kullanılması ile ancak olası salgın durumunun ortadan kaldırılabileceği, planlamasının  şimdiden yapılması gerektiği ifade edildi.