İktidarların ‘Kaynak yok’ bahanesine sığındığı ülkemizde Kıbrıs Türkleri bariyersiz yollarda, yarım asırlık hastanelerde can verirken aslında var olan kaynağın nasıl rant uğruna heba edildiğini ifşa ediyoruz.

Vergi toplamaktan aciz devlet birilerini daha çok zengin olmaya devam ettirirken Kıbrıs Türk’ü hak ettiği sağlık hizmetine, eğitim hizmetine, güvenli yaşama, çağdaş karayollarına ve altyapıya bir türlü kavuşamıyor.

400.000 Sterlin değerindeki bir arsanın devir işlemlerinde Devlet ortalama 60,000 Sterlinlik bir gelir elde etmesi gerekirken işlemde arsanın değerini 100,000 Sterlin olarak gösteren tapu memurları ve/veya yetkilileri, Devletin bu devir işleminden sadece 15.000 Sterlin gelir elde ederek 45.000 Sterlin zarar etmesine sebep oluyor.

Devlet kaynakları sömürülüyor, halka hizmet için ayrılan kaynaklar devleti yetersiz gösterip dışarıdan hizmet alımları ile birilerinin cebine akıtarak, düşük değerlendirmeler ile Devlet alacaklarını minimize ederek heba ediliyor.

Ve soruyoruz İçişleri Bakanlığı özelinde Hükümetin

tümüne; Gayrimenkul alışverişinde yetkililerin Devletin hakkı yerine alıcı ve satıcının hakkını neden korusun veya neden korumakta?

Tapu dairesi örneğinde olduğu gibi Bakanlıkların kendi aralarında yazışmalar bir ihbar değil midir?

Devleti zarara uğratan ama kişilere çıkar sağlayan bir suistimalin olduğunun ispatı değil midir?

Temiz eller operasyonu için düğmeye basmanın zamanı gelmedi mi?

Ve Kıbrıs Türk’ü sorguluyor artık neden Bakanlık koltuklarında oturanlar hiçbir şey yapmıyorlar ve ne zaman “sin da gülle geçsin” güdüsü ile hareket etmekten vazgeçecek Hükümet edenler?

BAŞYAZI İÇİN TIKLAYINIZ