UBP MİLLETVEKİLİ AHMET KAŞİF’TEN BAŞBAKAN İRSEN KÜÇÜK’E TEPKİ

Ulusal Birlik Partisi (UBP)  Milletvekili Ahmet Kaşif, Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nin kurultay  davasıyla ilgili olarak verdiği karar sonrası Başbakan İrsen Küçük’ün izlediği tutuma tepki gösterdi. Kaşif, Başbakan İrsen Küçük’ü  eleştirerek,  “KKTC halkına ve UBP tabanına rağmen hırsla, inatla, bir usta bir memleket edasıyla sağa sola tehditler savurmak ve yargıya saldırmakla” suçladı.

Kaşif yaptığı yazılı açıklamada, “Biz partimize, ülkemize, irademize, onurumuza sahip çıkmak, partimize, ülkemize sevgi ile hizmet için yola çıktık, halkımıza, yargıya güvendik, güveniyoruz. İnanıyoruz ki UBP delegesi hür iradesi ile ülke için, partimiz için doğru olanı yapacaktır” dedi.

Başbakan Küçük’ün ya Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nin verdiği kararı anlamadığını, ya da bilerek isteyerek olayı çarpıtıp mahkemeye ve kendilerine saldırmaya çalıştığını savunan Kaşif, iki durumun da ülkenin ve UBP’nin ne denli yanlış bir zihniyetle yönetildiğini göstermesi bakımından önemli olduğunu ileri sürdü.

“Lefkoşa Kaza Mahkemesi 21 Ekim akşamı tüzüğe rağmen sonuçlandırılan UBP Kurultayı Başkanlık seçimi konusunda bir karar üreterek bizi haklı bulmuş ve yarım kalan kurultayın devam etmesini emretmiştir” diyen Kaşif, bu nedenle mahkemenin, 21 Ekim’deki delegelerle, o günkü Divan’la 10 gün içinde kurultayın yapılmasını emrettiğini anımsattı.

Kaşif, “Mahkeme Divan üyelerinin yanı sıra Küçük’e yönelik bir karar ürettiğinden dolayı, konunun doğrudan muhataplarından biri olduğu için Küçük’e bir an önce ikinci tura gidilmesi çağrısında bulunduk. Çağrımızda eğer istinafa başvurulursa buna saygı duyacağımızın da altını çizdik ama Sayın Küçük bunu da görmezden geliyor ve bizi parti yetkili organları ile karşı karşıya getirmeye çalışıyor” görüşünü dile getirdi.

UBP’NİN EN ÜST KARAR ORGANI KURULTAYDIR

UBP’nin en yetkili, en üst karar organının Kurultay olduğunu ve kendilerinin son derece önemli olan Genel Başkanlık sorununu çözmek üzere Divan’ın tüzüğe uygun şekilde kaldığı yerden toplanmasını istediklerini kaydeden Kaşif, “Mahkemenin verdiği kararın hiç bir şekilde kuvvetler ayrılığı ile bir alakası yoktur. Mahkeme UBP tüzüğünde yazan bir maddenin doğru uygulanmasını emretmiştir. Küçük’ün bu gerçekler ortadayken bize ve yargımıza saldırması temelsizdir ve sadece bireysel çıkar odaklı bir tutumdur” iddiasında bulundu.

“Madem ki Sayın Küçük bizi yeneceğinden emindir neden Kurultay’dan kaçmak, kurultay tarihini ötelemek için çaba gösteriyor” diye soran Kaşif, Küçük’le şahsi bir meselesi olmadığını belirtti.

“Partiyi ve ülkeyi iyi idare edemediği, Türkiye’yle ilişkilere zarar verdiği” için UBP Genel Başkanlığı’nda Küçük’ün rakibi olduğunu ifade eden Kaşif, bu nedenle afaroz edilmek hatta siyasetten silinmek istendiğini savundu.

“Bir kez daha vurguluyorum ki; Biz sevgi ve saygıyı hakim kılmak, Anavatan Türkiye hükümeti ve onun temsilcileri ile karşılıklı saygı ve sevgi anlayışı içerisinde Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türk Halkı’nın yararına çalışmalar yapmak, tüm milletvekillerimizi, partililerimizi ve halkımızı kucaklamak üzere geliyoruz” diyen Kaşif açıklamasını şöyle tamamladı:

“Sayın Küçük istinafa başvurduğuna göre haklı olduğuna inanıyor: Eğer öyleyse neden adaletin bir an önce tecelli etmesine yardımcı olmayıp oyalamaya ve yasaların izin verdiği 42 günlük süreyi sonuna kadar kullanmaya çalışıyor? Oysa yapılması gereken bir an önce istinafın sonuçlanması, adaletin gecikmemesi için çaba göstermek değil mi?
Ancak belli ki, Sayın Küçük’ün derdi adaletin yerini bulması değildir; Sayın Küçük Başbakanlık koltuğunda oturarak UBP kurultayına hiç karıştırılmaması gereken kişilerin kurultaya karışması ile bizim devre dışı kalmamızı bekliyor.

Ülkenin yararı ve bizim tercihimiz ise bu işin daha fazla gecikmeden Kurultay ile sonuçlanması, çözüm bekleyen ülke sorunlarına ivedi çözümler üretilmesidir”