Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Falyalı ile tanışıklığımız 30 seneden öncesine dayanır…

Gazetede bir yazımızda dönemin Başbakanını eleştirince hemen ertesi gün aradı biraz tehdit eder gibi konuştu!

Telefonu yüzümüze kapattı…

Biz güvenlik güçlerine olayı anlatınca iki gün sonra bir yakını geldi özür dilediğini iletti!

Sonra yine gazetede bu kez bir bakanı eleştirdik…

İki adamını gazeteye gönderdi!

Sevgili Fevzi Tanpınar’ı bize benzetmiş olsalar gerek ki üstüne yürümüşler…

Sonra olmadığımızı anlayınca gitmişler!

Sonra aradan çok zaman geçti bir şekilde tanıştık…

Bu kadar ünlü değildi!

Mütevazi ve sevecen hali dikkatimizden kaçmadı…

Birkaç kere de yüz yüze konuştuk kahve içtik sohbet ettik!

Bir çok söylentiye rağmen hayli yardımsever biri olduğunu gözlemledik…

Eski kötü tanışma günlerini çoktan unutmuştuk!

Böyle bir son olacağını hiç tahmin etmedik aslında…

Ama acı haberi öğrenince de çok fazla şaşırmadık…

Ailesine Allah sabırlar versin!

Yaşanan olaydan sonra şimdi herkes dedektif kesilmiş yorum yapıyor…

Hatta Türkiye’den bir takım siyasilerin ve çocuklarının da adı geçiyor!

Tabi ki hepsi bir senaryodan ibarettir…

Ama en önemlisi de aylar önce Sedat Peker’in söyledikleridir!

Sahi bu kadar zaman geçti Peker hala niye bir yorum yapmadı diye de insanın aklına gelmeden edemiyor…

Bu ara çok sessiz!

O açıklamalardan sonra “KKTC’ye Sedat Peker” ayarı çok ilgi görmüştü…

Devamı gelecek dedi ama gelmedi!

Ama şu kaset olayının mutlaka üzerine gidilmelidir…

Peker’in iddiasına göre Falya’nın elinde bulunan tüm kasetler kendi eline geçmiş!

Ne kasetleriymiş bunlar…

Bir çok ünlü ismi ve siyasetçiyi bitirecek kasetler dendi!

O zaman çok üzerinde durulmadı ama şimdi kafalardaki soru işaretleri çok daha büyüdü…

Ne kadar can sıkıcı olsa da!

Falyalı cinayetinden birkaç gün önce yine bir takım kaset iddiaları yayılmaya başladı kamuoyunda…

Bu sefer yer yerinden oynayacak dendi!

Çok ünlü bir isim ima edilmeye başlandı…

Ve ardından bu iğrenç katliam yaşandı!

Bildiğimiz bir şey yok ama olayın aydınlanmasından sorumlu olanlar bunu da bir yerlere kaydetmelidir…

Tabi ki çok ciddi bir gizlilik içinde!

En ufak bir ayrıntıyı da gözden kaçırmadan…

Halil Falyalı günahıyla sevabıyla, bir takım bilinmezliklerle hayatını kaybetmiştir ama perde gerisinde ne yaşandı ya da yaşanıyorsa bunların da ortaya çıkarılması elzem hale gelmiştir!

Ve inancımız odur ki, bu cinayetin şifreleri burada değil, Türkiye sınırları içindedir…

Tabi ki dış dünya bağlantılarını da göz ardı etmemek kaydıyla!

Bu iş bizi hayli aşar ama…

Şimdi bizim güvenlik güçlerimiz de büyük sorumluluk altındadır!

Hele de mobese kayıtları…

Sahi var mı böyle bir kayıt elimizde!

Hani şu ilk kurulacağında bazı kesimler özel hayatımıza müdahale dilerek ortalığı kalkıp oturtmuştu…

Sadece evinin yakınındaki değil işinden evine gelinceye kadar ki tüm mobeseler!

Muhakkak ki bunların hepsi de polisin elinde inceleme altındadır…

Aslında bu olay çoğunun karşı çıktığı bu cihazlar için de tarihi bir sınav olacaktır!

Ayrıca ne kadar sağlıklı çalıştıklarını da göreceğiz…

Ya da tepede süs olarak durdukları ihtimali de yok değil!

Ama bu soruşturma da en azından Kıbrıs bacağında olanlar bitenlerin sorumluluğu bizim güvenlik güçlerimizin sorumluluk alanındadır…

Haliyle güney ile sınır kapıları da önemli!

Kimi sürat teknesiyle kaçtılar dese de bunu şimdiye kadar ne gören var ne duyan…

Katiller buhar olup uçmadılar ya!

Falyalı’nın ölümüne elbette toplum olarak üzüldük…

Hatta siyasiler bile önce derin bir şok yaşadılar ve sonra ardı ardına üzüntülerini dile getirdiler!

Buraya kadar da sadece üzülmek filan yetmez…

Gerekirse Türkiye’deki siyasilerle de iş birliği yapıp devlet erkanı olarak samimiyetlerini göstermek zorundadırlar!

Burası bir turizm ve öğrenci ülkesidir…

Ekonomiye çok ciddi kazançlar bu iki sektörden akmaktadır!

Bunların önümüzdeki süreçte zarar görmemesi için olayın faili meçhul olarak kalmaması da hayati değerdedir…

Bir de aklımıza takılan olayın medya tarafı var tabi ki…

Falyalı aynı zamanda son zamanlarda medyaya da merak salmış ve kurduğu sitelerde çok sayıda meslektaşımızı istihdam etmişti!

Onların bundan böyle akıbetini de düşünmeye başladık…

Bir çok güzel isim şimdi onun sahibi olduğu medya kuruluşlarında görev yapıyor!

Eminiz ki gelecekleri için kuşku duyuyorlardır…

Onları da göz ardı etmemiz mümkün değildir!

Bakalım şimdiye kadar medyayı kullananlar ve bundan ciddi siyasi rant edenler de düşünecekler mi?

MESAJ KUTUSU

Sayın Ahmet SERDAROĞLU, G.Mağusa Hastanesinde dün sabah hangi doktor üyeniz olan bir çalışanı darp ederek kendisini kanlar içinde bıraktı. Bu konuda Kamu-İş olarak konuyu yargıyı götürecek misiniz yoksa bir özür ile olayın kapanmasını mı sağlayacaksınız?

Sayın Koral BOZKURT, tüm devlet hastanelerinin temizlik krizi yaşandığı bu dönemde G.Mağusa Hastanesi temizlik işlerini ücretsiz olarak üstlenmeniz sağlık camiasında memnuniyetle karşılandı. Umarız bu tür girişimler tüm iş dünyasına örnek teşkil eder…

Sayın Sunat ATUN, Kıb-Tek tarihinin en ağır zammına imza koymaya hazırlanırken vatandaşlar ofiste oturan kurum çalışanlarına da elektrik katkılarının kesilmesini isteyen mesajlar göndermeye başladılar. Bir yerlere not etmekte yarar görüyoruz…

Sayın Suat GÜNSEL, YDÜ çalışanlarınızdan bazıları gizli olarak örgütlenip yatırımların maaşlar üzerinden yapılması için yargı süreci başlatacakları konusunda ihbarlar yapıyorlar. Dünyanın en zenginleri arasında yer alan bir kişi olarak seslerini duyun deriz…

Sayın Serdar DENKTAŞ, hükümet kurma sürecinde hem UBP’ye hem de CTP’ye yaptığınız önemli çağrı iki parti tarafından çok dikkate alınmadı ama kamuoyunda büyük ses getirdiniz. Ha keşke bir süre daha siyasete devam etseydiniz zira şu sıralar tecrübeli siyasetçilere çok ihtiyacımız olan bir süreçten geçiyoruz…

Sayın Ahmet SAVAŞAN, seçim öncesi sürekli destek için aradığınız arkadaşlarınız size kutlama için bile ulaşamadığından şikayetçi olduklarını ifade etmeye başladılar. Başlangıç için bize göre doğru başlamadınız aksine şimdi onlara çok daha fazla ihtiyacınız olabilir, uyarmadı demeyin!

Sayın Hakan DİNÇYÜREK, başta sağlık camiası olmak üzere bölgeli bazı kesimler bakanlık için en iyi adaylardan birisi olduğunuzu konuşmaya başladılar. Otoriter kişiliğiniz de buna hayli uygun, bakalım bu konudaki açığı görenler olacak mı?

Sayın Fırtına KARANFİL, partili partisiz bölge halkı Lefke için sizden çok şey bekliyorlar ve buna da inançlarını bildiriyorlar. Özellikle bölge halkının içine girerseniz tüm ayrıntıları onlardan öğrenebilirsiniz…

Sayın İzlem Gürçağ ALTURA, geçen sefer olmamıştı ama bu kez yeni hükümet döneminde bakanlık makamının olmazsa olmazları arasında bulunduğu konusunda tartışmasız ısrar olduğunuz konuşulmaya başlandı. Bu arada şansınız da bir hayli fazla haberiniz olsun istedik…

Sayın Hasan TOSUNOĞLU, partili partisiz yakınlarınız bir süredir size ‘bakanım’ olarak hitap etmeye başlamışlar. İş dünyasını iyi bilen birisi olarak ülkeye katkılarınız bir hayli fazla olabilir, bakalım sizin parti ikinci bakanlığı elde edebilecek mi?

Sayın Alihan PEHLİVAN, öncelikle başsağlığı ve sabır dileriz. Bu arada rahmetlinin medya genel yayın yönetmeni olarak meslektaşlarınız gelecekleri için endişelenmeye başladılar, bu sorumluluk da sizin üzerinizde…