Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

İster komedi deyin isterse dram!

Ama artık öyle bir noktaya geldik ki ağlanacak halimize gülüyoruz…

Hükümet diyor ki;

Muhalefet meclise nisabın sağlanmasına yardımcı olmalıdır…

Haksız mı yani!

Dışarıdan gazel okuyacağınıza gelin açın meclisi iş yapın biraz…

Peki muhalefet haksız mı?

O da çok haklı olarak öncelik hükümetindir diyor…

E bunlar da haklı!

Hükümet edeceksen önce nisabı sağlayacaksın…

Kimi naz yapıyor, kimi yok çocuğunu okula kayıt yaptırmak için yurt dışında, kimi de zaten çoktan hayata küsmüş!

Anlayacağınız al hükümeti vur muhalefetin başına…

Tek neden de siyaset!

Bir adım önde olma çabası…

Her eylemden siyasi rant elde etme gaylesi!

Hiçbiri suçlu filan değil…

Tek suçlu bu ülkenin seçmenidir!

Toplumsal değil de bireysel düşündüğü için iş yapacak olanları değil kendilerine paye dağıtacak olanları o meclisten içeri soktukları için…

Seçmen politikası değişmedikçe de böyle gelmiş böyle gider!

Hani eskiler ne ekersen onu biçersin derlerdi ya…

Aynen ondan!

İş dünyası genelde iktidarlara yakındır ya…

Ya da öyle olmak zorundadırlar!

Artık onlar da bıktı usandı…

Uzun iktidarların aynı zamanda istikrar demek olduğunu bilen iş dünyası şimdi ağız birliği yapmış gibi erken seçim diyor başka bir şey demiyor!

Çünkü bu ülkede siyasette istikrar yok, istikrar olmayınca da icraatlarda hiç yok…

Siyasilerin çoğunluğu vatandaşı, iş dünyasını ya da dar gelirliyi filan düşünmüyor!

Kurultay için bakanlık pazarlığı yapanlar var…

Bakanlar koltuğu kaptırmama derdinde!

Diğerlerinin gözü bakanlık koltuğunda…

Siyaset birçoğu için meslek haline geldi ya, seçilemezse aç kalma ihtimali bile olanlar var!

Tabi ki küplerini hala dolduramadılarsa…

Onların derdi tasası vatandaşın çilesi değil kendi keseleri!

Eh böyle düşününce de onlar da yerden göğe kadar haklı…

Vatandaş da sakın ellerim kırılsaydı da onlara oy vermeseydim demesin sakın!

Yarın seçim olsa yine kuzu kuzu gidip onlara oy verecek olan o kadar çok ki…

Kasaba politikacısına da kasaba ahalisi yakışır!

Bülent Ersoy’dan hiç haz etmezdim hatta sulu şakalarından nefret ederdim ama artık fikrim değişti…

Orkestra ekibinin sahte PCR testleri için esti yağdı ama bir şeyi de itiraf etti!

KKTC’yi değil de resmen otel yöneticilerini suçladı…

Sahte belgelerin düzenlendiğini kabul etmesi yerindedir!

Sahi bu sahte belgeleri düzenleyenlerin akıbeti ne oldu bilen var mı?

Hadi onlar için de emir kuluydular diyelim…

O emri kim verdi kendilerine!

Yoksa otelin sahipleri mi?

Hiç onların adı geçmedi de en azından bir kenara yazmış olalım…

Bu arada Bülent Ersoy’ın bu haklı çıkışından sonra tek bir siyasetçinin tepki verdiğini duydunuz mu?

Hade saf olmayalım yani!

Böyle eğlence gecelerinde en ön masalarda oturanlar kimler?

Biz değiliz her halde…

En özel servisler onlara yapılıyor, sıradan vatandaş ezik büzük meyve yerken onlara en tazesi, en kalitelisi geliyor!

Bir de konaklamalar var tabi ki?

Birisi çıksın 5 yıldızlı otelde yaptığı konaklamanın faturasını yayınlasın…

Yok öyle bir şey!

Bu ülkede siyasetçi ve kumarhane patronlarının ilişkisi bambaşkadır…

Onun için üç bey duble beleş içki ve birkaç gün yine beleş konaklamaya takla atan siyasetçilerle bu ülkede icraat beklemez sağlıktan öte bir şey değildir!

Tabi ki sürekli bu siyasetçileri meclise sokan kalitesiz seçmen kimliğini de unutmamak şartıyla…

Hadi hakkını yemeyelim bu ülkede güzel şeylerde olmuyor değil…

Öğrenciler geliyor çünkü!

Ortalık renklendi…

Son iki senedir ev sahipleri kiracı bulamıyor şimdi hepsi doldu taştı!

Esnafın da artık yüzü gülmeye başladı…

Marketlerde kuyruklarda bolca öğrenci görmek mümkün!

Eğlence yerleri de ona keza…

Taksiciler bile uzun bir aradan sonra iş yapmaya başladı!

Galerilerde en fazla araç satın alan yine öğrenciler…

En pahalı restoranlarda bile onları görmek mümkün!

Demek ki ne yapacağız?

Toplum olarak onlara sahip çıkacağız…

Altın yumurtlayan tabiri biraz ayıp kaçsa da onları kesmek için sıraya girmeyeceğiz!

Artık ekonominin önemli bir parçası olduğu gerçeğini kabul edeceğiz…

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, nisap sorunu konusunda çanak sizin başınızda kırılacak gibi gözüküyor. Bu arada bugün dönmeniz gerekirken programda değişiklik yapmanız ve dün gece adaya dönmeniz doğru ve yerinde bir karar oldu…

Sayın Erhan ARIKLI, Kıb-Tek’de aylık maaşı 60 bin TL’ye varan çalışanların olduğunuzu ifade ediyormuşsunuz. Yani şu listeyi bir açıklasanız da Cumhurbaşkanından bile fazla devletten maaş çekenleri dost da düşman da görse! En büyük hatanız iddiada bulunup isim vererek deşifre etmemeniz…

Sayın Erman YAYLALI, İhtiyat Sandığı’nda müdür muavinliği konusunda büyük bir iç çatışma yaşanmış ve sonunda sizin uygun gördüğünüz bir hanımefendi piyangonun talihlisi olmuş. Bu konudaki tartışmalar daha uzun bir süre devam edecek gibi görülüyor…

Sayın Gürcan ERDOĞAN, elektrik akımının ansızın yükselmesi bir çok evde elektrikli eşyaların bozulmasına neden olduğu için yoğun şikayet mesajları geliyor. Bildiğimiz kadarıyla bu konuda kurumun da bazı yükümlülükleri var, vatandaş ilgi ve alaka bekliyor…

Sayın Levent HIZAL, kurultayda aday tercihiniz nedeniyle görevden alınma kararınız Cumhurbaşkanı Tatar’ın masasında beklemedeymiş. Bakalım Tatar ada dönüşte imzayı atacak mı yoksa Başbakana bir telefon edecek mi? Bu arada bundan sonraki hedefinizin de müsteşarlık olduğu konuşuluyor…

Sayın Cafer BARUTÇUZADE, UBP’nin Girne ilçe başkanlığı seçimlerinde hayli iddialı olduğunuz ve örgütün önemli bir kesiminin de arkanızda olduğunu duyduk. Aslın bu seçim iki kavgalı bakanın da zorlu bir mücadelesi olacak desenize.

Sayın Mehmet HARMANCI, Lefkoşa’da yeşil alanların işgali konusunda yapılan aylar öncesindeki ihbarların halen sonuçlanamaması kafalarda çeşitli sorular da yaratmaya başladı. Umarız bu konuda torpil ve eş-dost politikası güdülmüyordur.

Sayın Hasan TOSUNOĞLU, Kalkınma Bankasından kredi bekleyen esnaf kesiminin fatura gösterme zorunluluğunun kaldırıldığını memnuniyetle öğrendik. Artık şu yönetim kurulu da bir an önce toplansa da can suyu bekleyen esnaf kesimi de rahat bir nefes alsın…

Sayın Nahit ÖNCÜ, G.Mağusa’da UBP ilçe başkanlığı için artık son düzlüğe girilirken mevcut başkanla at başı bir mücadele olduğu izleniyormuş. İpi göğüslemek için belli ki ziyaretleri epey yoğunlaştırmak gerek değil mi?

Sayın Faiz SUCUOĞLU, kurultayı kazanmanız halinde çok sayıda müdürlük, müsteşarlık hatta bakanlık isteyenlerin olacağını hesaba katıyor musunuz? Umarız bu konuda çok sayıda kişiye söz vermemişsinizdir zira başınız ciddi şekilde ağrıyabilir…

Sayın Salih KAYIM, bazı okullarda öğrenim gören ihtiyaçlı minik öğrencilerin beslenme sorunlarına el atıp onlara gıda desteği sağlamanız kamuoyunda memnuniyetle karşılandı. Bütün patronlar bu işe bir el atsa hem hayır duası alacaklar hem de büyük bir amme hizmeti yapmış olacaklar…

Sayın Armağan CANDAN, meclis iç tüzüğü yerine parti kararını uygulamanız dün nisabın sağlanmaması nedenlerinden birisi olarak tarihe geçti. Bu konuda iktidar kadar muhalefetin de büyük hataları oldu değil mi? Ne diyelim artık siyasetin gözü kör olsun…

Sayın Erkan EMEKÇİ, yaşlandıkça gençleşenler listesinde epey üst sıralardasınız. Allah ailenizle birlikte sağlık ve mutluluklar versin. Bu arada aktif siyaseti düşünür müydünüz acaba? Zira siyasette kalite şu sıralar yerlerde sürünüyor!