Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Elektrik faturaları yine gelmeye başladı…

Sosyal medya kaynıyor!

Faturalardan canı yananlar paylaşımlar yapıyor beddualar ediyor…

Kendimiz de dahil çevremizde herkes fatura zamanı geriliyoruz!

Acaba bu ay kaç lira gelecek?

Sosyal medyadaki yorumlara bakıldığında artık 2 bin lira fatura gelen mutlu oluyor…

Geçen ay 3 bin gelmişti falan diyor.

Bazı iş insanlarını görüyoruz yüz binlerce liralık fatura paylaşıyor ve hayrete düşüyoruz.

Bu faturayı ödeyecek bu insan acaba ne kazanıyor ya da bu faturayı nasıl ödeyecek…

İşte biz bunu düşünürken hayat pahalılığı tokadı yüzümüze çarpıyor ve anlıyoruz!

Ülkede yaşanan aşırı pahalılığın sebeplerinin en başında belki de bu insafsız faturalar geliyor.

Yöneticiler santral için yakıtı kim getirecek ihaleyi kime vereceğiz diye düşünürken vatandaş inim inim inliyor.

***

Son zamanlarda elektrik kesintilerinin sıklaşması bir başka sorunu daha gündeme getirdi.

Gün içinde aniden sıklıkla gidip gelen elektrikler elektronik cihazları bozmaya başladı.

Ani akım değişiklikleri özellikle buzdolabı, TV, klima gibi birçok değerli eşya bozuluyor.

Bu eşyaların bozulması elektrik gitme gelme anında olduğu gibi bazen de uzun zamanda oluyor.

Örneğin buzdolabınızın bozulduğunu farz edelim…

Çünkü 7-24 çalışan tek elektronik eşya buzdolabıdır.

Kıb-Tek’e gidiyorsunuz bildiriyorsunuz ve bir ekip gönderiyorlar.

Ama bazı şartları var bu arızanın elektrik akım değişikliğinden kaynaklandığına ikna olmaları gerekiyor!

Eşyanızı bozuk haldeyken hiç dokunmadan bekletmeniz gerekiyor…

Eğer haklı çıkarsanız tamir masraflarını yönetim kurulu kararıyla ödüyor Kıb-Tek.

Ancak cihazınızdaki arızanın Kıb-Tek kaynaklı olduğunu ispat etmeniz çok da kolay değil.

Yine de bu durumda olanlar hakkını aramaktan vazgeçmemek gerek!

Elektronik cihazlar da bir milli servettir…

Sürekli bozulan masraf çıkaran bu cihazlar vatandaşın cebine olduğu kadar ülke ekonomisine de yüktür.

Yani sonuç olarak Kıb-Tek’in zararları bitmek bilmiyor neresine dokunsan dökülüyor…

***

İktidardaki siyasiler tarafından da ‘Göç yasası olarak addedilen kamuya 2011 sonrası giren çalışanlara geçtiğimiz günlerde ‘iyi niyetli’ bir zam yapıldı.

Ancak bu zam açıkça çalışanla ‘dalga geçme’ vesilesi oldu.

2011 sonrası işe giren üniversite mezunu bir çalışana bürüt 100 TL net yaklaşık 50 TL zam yapmayı uygun gördüler…

Kamudaki adaletsizliği ortadan kaldırma yerine aynı işi yapan emsallerine göre yüzde 40 daha az maaş alan çalışanlarla dalga geçmeyi tercih ettiler.

Kaş yaparken göz çıkarma bu olsa gerek…

***

Ekonomi ve Enerji Bakanlığı açıklamasında, KKTC’de akaryakıt fiyatlarının dünyaya göre çok pahalı olduğu yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını iddia edildi.

Hatta bakan Amcaoğlu “Akaryakıt fiyatlarını keyfimize göre belirlemiyoruz” dedi…

Ve bakanlık bazı ülkelerin akaryakıt fiyatlarını paylaştı.

Bu listede fiyatlar KKTC’den birkaç lira daha fazla görülüyor.

Ancak büyük bir eksik var!

Şimdi burada yapılan şikayet dünyadaki fiyatlara yönelik değil…

Ülkemizdeki alım gücüne oranla fiyatların yüksekliğine.

Avusturya’da benzin 30 lira ama orada asgari ücret 1500 Euro yani 27.500 TL ortalama maaşlar ise 3800 Euro yani yaklaşık 70 bin TL.

Eğer bir kıyaslama yapacaksak insanların alım gücüne göre değerlendirme yapmalıyız.

Yoksa böyle trajikomik bir tablo çıkar karşımıza…