ÖZKARDAŞ: “UBP HÜKÜMETİ AYLARDIR KOLTUK KAVGASINDAN BAŞKA BİR ŞEY DÜŞÜNMÜYOR”

: Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (Kamu-Sen), Ulusal Birlik Partisi (UBP) hükümetinin aylardır koltuk kavgasından başka bir şey düşünmediğini savundu.

Siyasetin, milletvekili ve belediye meclis üyesi transferleriyle kirletildiğini iddia eden Kamu-Sen, “Bu kirlilikten nem alananlar halkı birbirine düşürdüler, kurultay hesabı için her şeyi mübah gördüler”dedi.

Kamu-Sen’den yapılan yazılı açıklamada, Kamu Hizmeti Komisyonu’nda yaşanan olaylara atıfta bulunuldu, “Sahte imza sonrası ‘Temiz eller operasyonu başlatacağım’ diyen Başbakan İrsen Küçük yaptığı vekil transferleri ve partizan istihdamlarla kirliliği daha da artırdı” ifadesine yer verildi. Kamu-Sen Genel Başkanı Mehmet Özkardaş açıklamasında “Kalkınma Bankası borçları, batık bankalar ve diğer yolsuzluk dosyalarına dokunulmadığını” da ileri sürdü.

Karpaz’da yaşanan ve halkı birbirine düşüren olayın sorumlusunun UBP hükümeti olduğunu savunan Özkardaş, “Bu hükümet kriz yönetmekten de, ülkeyi yönetmekten de acizdir” dedi. Ülke insanın psikolojik travma yaşandığını ifade eden Özkardaş, Başbakan İrsen Küçük’ün ülkedeki durumun farkında olmadığını iddia etti.

“BU DURUMDAN KURTULMANIN TEK YOLUNUN  KAPSAMLI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ÇÖZÜMDÜR”

Özkardaş, “Cinayetler, intiharlar, boşanmalar, binlerce dava dosyaları, iflaslar, göçler, doğanın yağmalanması, mafyalaşmaların ve çeteleşmelerin yaygınlaşması hükümetin hiç umurunda değil, tek gaileleri koltukta kalmaktır” ifadesine yer verdi.

Bu durumdan kurtulmanın tek yolunun Kıbrıs’ta kapsamlı ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşmak olduğunu savunan Başkan Özkardaş, her iki halkın siyasi eşitliğine dayalı, hiçbir kesimin birbirinden üstün olamayacağı, iki kesimli Federal bir Cumhuriyette anlaşılması gerektiğini söyledi.

Çözüm olmaması halinde Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk halkının özlediği refahı, mutluluğu ve huzuru bulamayacağını savunan Özkardaş şunları ekledi:

“Barış ve gelecek kuşakların mutluluğu için her iki taraf katı kırmızı çizgilerinden vazgeçmeli, esnek ve çözüm odaklı düşünmelidir. Barışı savunan tüm kesimlere düşen görev, şartlar ne olursa olsun çözüm istencini bıkıp usanmadan dile getirmek, çözümsüzlüğe oynayan Rum tarafını da, içimizdeki düzenden beslenenleri de çözüme zorlamaktır.”

(RÇ/HÖ)