BİRİNCİ GÜN

Zirvenin birinci günü, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres liderlerle ayrı ayrı görüşecek ardından da heyetler onuruna resepsiyon düzenleyecek. Resepsiyon, Covid-19 tedbirleri gereği az katılımla yapılacak.

İKİNCİ GÜN

Zirvenin ikinci gününde ise önemli toplantılar yapılması öngörülüyor. Tüm tarafların aynı masa etrafında bir araya gelmesiyle başlayacak olan ikinci günde Guterres'in bu toplantının yanı sıra yine liderlerle ayrı ayrı görüşmeler yapması planlanıyor. Genel Sekreterin gün boyu toplantının tüm taraflarıyla ayrı ayrı ikili görüşmelerini de sürdüreceği ve ikinci günün akşam yemeğiyle noktalanması planlanıyor.

ÜÇÜNCÜ GÜN

Zirvenin üçüncü gününde yine tüm taraflarla beraber toplantı yapacak olan Genel Sekreterin, liderlerle ayrı ayrı görüşmesinin yanı sıra bir Anastasiadis ve Tatar ile birlikte bir üçlü görüşmeyi de gündemine aldığı ancak bunun toplantıların seyrine göre kararlaştırılacağı ifade ediliyor.

Üçüncü günün sonunda zirvenin akşam yemeğine müteakip basın açıklamasıyla noktalanacağı ve Genel Sekreterin yine toplantıların seyrine göre yazılı ortak bir açıklama yapabileceği de belirtiliyor.

GÖRÜŞMELER UZAYABİLİR

Öte yandan Kıbrıs Postası'nın edindiği bilgilere göre, Genel Sekreterin zirvenin verimli geçmesi halinde uzayabilme ihtimaline karşı hazırlıklı olduğu ve eğer ihtiyaç görülürse zirvenin uzamasının olasılık dışı olmadığı da vurgulanıyor.

Bu arada taraflar arasında büyük fikir ayrılıklarının olmasına rağmen zirvenin düzenleniyor olması beraberinde bir takım soruları da getiriyor. Kıbrıs Postası'na ulaşan bilgiler, aylardır devam eden hazırlık toplantılarından elle tutulur bir uzlaşı elde edilememesine rağmen, zirvenin yine de düzenleniyor olması, ortak bir uzlaşıya varılabileceği yönündeki iddiaları da güçlendiriyor. Gelen bilgiler, tarafların her şeye rağmen resmi müzakerelerin başlatılabilmesi bağlamında karşılıklı adımlar atabileceğini ancak bunun zirvedeki atmosfere bağlı olduğunu gösteriyor.

Çeşitli kaynaklar, zirvenin geçmişte yapılan zirvelerden çok farklı bir havada olacağını ve taraflara arasında ortak bir vizyon olup olmadığını anlama açısından hayati öneme haiz olduğunu belirliyorlar.

Gayrı-resmi 5+1 zirvesi, 27-29 Nisan'da İsviçre-Cenevre'de bulunan BM Milletler Sarayında gerçekleştirilecek. Toplantıya Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar dışında, adanın üç garantörü olan Türkiye, Yunanistan ve İngiltere de dışişleri bakanları düzeyinde katılacak. Zirvede tarafların Kıbrıs sorununun çözümü noktasında ortak bir vizyona sahip olup olmadığının belirlenmesi amaçlanıyor.

TATAR: “İKİ DEVLET, TEK GERÇEKÇİ YOL”

Cumhurbaşkanı Tatar, Çarşamba günü toplanan Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmesinin ardından bir açıklama yaparak, görüşmeyi açıklamıştı. 

Tatar, yapmış olduğu açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:

“Cenevre öncesinde Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmemiz olacak. Kıbrıs Türk tarafının, Türkiye ile birlikte Cenevre’de ortaya koyacağı yeni siyasetimizi; egemen eşitliğe dayalı yan yana yaşayan iki devletin artık çözüm arayışları içinde tek gerçekçi yol olduğunu tekrar değerlendireceğiz."

SANER: “İKİ EGEMEN EŞİT DEVLET POLİTİKASINI HALK DA DESTEKLİYOR”

Başbakan Ersan Saner, Kıbrıs Türk ve Rum tarafları arasında “Kıbrıs sorunun çözümü konusunda ortak bir zemin olup olmadığının” tespit edilmeye çalışılacağı, gayriresmi 5+BM Kıbrıs toplantısı için Cenevre’ye gitmek üzere yarın sabah KKTC’den ayrılacak. Ulusal Birlik Partisi’ni (UBP) Cenevre’de temsil edecek olan Genel Başkan, Başbakan Ersan Saner, sabah saatlerinde İstanbul’a, oradan da Cenevre’ye gidecek.

Başbakan Ersan Saner konuyla ilgili yaptığı açıklamada, iki egemen eşit devletten yana olduklarını, bunun halk tarafından da desteklendiğini belirterek, Cenevre görüşmesinde, egemen eşitlik temelinde iki devletli çözümü ve iş birliğini savunacaklarını, KKTC’nin bir 53 yıl daha masada Rumların işine gelir şekilde federasyon görüşmekle kaybedecek zamanı olmadığını söylemişti.

Saner açıklamasının devamında şunları kaydetmişti:

“Cumhurbaşkanı Tatar ve Türkiye’nin uyum içinde ortaya koydukları iki devletli çözümün UBP’nin uzun yıllardır üzerinde durduğu, kurultay kararları ile savunduğu Kıbrıs için doğru bir çözüm yoludur ve Cumhurbaşkanı Tatar ile Türkiye heyetine güven ve desteğimiz tamdır.”