Öz oğluna iki kez tecavüz ettikten sonra nisan ayında döverek öldüren ve kardeşi ile eşinin yardımıyla da cesedini çöplüğe atan Erol Diker’in dün Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde başlanan ilk tahkikat duruşmasında, tüyleri diken diken eden bir vicdansızlığı daha gözler önüne serildi. Cinayet ve tecavüz olaylarının tahkikatını yapan Lefkoşa Polis Müdürlüğü Cürümleri Önleme Şubesi Amiri Müfettiş Aslan Coşkun, Erol Diker’in, küçük Mustafa’yı daha 3 aylıkken de cami avlusuna terk ettiğini, daha sonra bulunan çocuğun annesine teslim edildiğini açıkladı.

Kamuoyunda büyük tepki uyandıran 8 yaşındaki Mustafa Diker’in öldürülmesi olayının baş faili olan Erol Diker, aleyhindeki davasının Ağır Ceza Mahkemesi’ne havale edilebilmesi için dün, Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ne çıkarıldı ve aleyhinde dosyalanan davalardan itham edildi. Mahkemeye avukatsız çıkan Erol Diker, itham edildiği davalarına karşılık sessizliğini korudu sadece avukat istediğini söyledi. Mahkeme, “Ağır Ceza Mahkemesi’nde avukat tayin edilecektir” diyerek, davayı görüşmeye başladı.
Erol Diker’in suç ortakları olmakla suçlanan kardeşi İbrahim Diker ve eşi Özlem Diker de dün itham için mahkemeye çıkarıldılar ancak aleyhlerindeki dava 23 Ağustos tarihine ertelendi.

Aleyhine 6 dava getirildi

İddia Makamı Başsavcılık adına davayı yürüten Savcı Aliye Özçınar, dünkü duruşmada sanık Erol Diker’i “taammüden adam öldürme, 13 yaşından küçük çocukla doğaya aykırı cinsi münasebette bulunma, vahim zarar, erkeklere karşı namus ve ahlaka aykırı saldırı, delilleri imha etme ve polise yalan bilgi verme” olmak üzere toplam altı davadan itham etti.
Savcı Aliye Özçınar, sanık Erol Diker’in 6 Nisan 2012 tarihinde Haspolat’ta maktul Mustafa Diker’in taammüden elleri ile boğazını sıkıp yüzünü yastıkla bastırmak suretiyle öldürdüğünü, öncesinde ise iki farklı tarihte maktulle doğaya aykırı cinsi münasebette bulunduğunu dile getirdi.
Sanık Erol Diker’in Mustafa Diker’e vurmak suretiyle dişinin kırıp vahim bedensel zarara neden olduğunu vurgulayan Aliye Özçınar, sanığın erkeklere karşı namus ve ahlaka aykırı saldırıda bulunduğunu vurguladı.
Sanık Erol Diker’in 7 Nisan 2012 tarihinde maktul Mustafa Diker’in cesedini Taşkent bölgesinde Alibaba Tepesi olarak bilinen yere, cesedi sardığı beyaz havluyu ise Ortaköy bölgesinde çöpe atarak delil olarak kullanılmalarını önlemeye çalıştığını söyleyen Savcı Özçınar, maktulün ölü olduğunu bildiği halde sanığın polise yalan bilgi verdiğini ifade etti.

Aslan Coşkun tanık çağrıldı


Lefkoşa Cürümleri Önleme Şubesi (CÖŞ) Amiri olarak görev yapan ve meselenin tahkikatını üstlenen Müfettiş Aslan Coşkun, ilk tanık olarak mahkeme huzuruna çıktı.
Sanık Erol Diker’in maktul Mustafa Diker’in annesi Şemse İri ile 2004 yılında Lefkoşa’da çalıştığı işyerinde tanışıp müteakiben Selimiye Sokak’ta kiraladıkları evde birlikte yaşamaya başladıklarını kaydeden Müfettiş Coşkun, çiftin bu birlikteliklerinden 6 Aralık 2005 tarihinde maktul Mustafa Diker’in KKTC’de dünyaya geldiğini söyledi.
Sanık Erol Diker’in daha sonra eşi ve çocuğunu terk edip Özlem Diker ile evlendiği ifade eden Coşkun, sanık ile Şemse İri arasında 2-3 kez Mustafa Diker’in bakımı konusunda tartışma yaşandığını ve olayın polisin bilgisine geldiğini vurguladı.

“Cami avlusuna bırakıldı”


Maktul Mustafa Diker’in henüz 3 aylık iken Selimiye Camisi’nin avlusuna bırakıldığını ve daha sonra bulunan bebeğin annesine teslim edildiğini vurgulayan Coşkun, Şemse İri ve Mustafa Diker’in 2012 yılı Şubat ayına kadar birlikte yaşadıklarını, daha sonra maktul Mustafa Diker’in babası Erol Diker, amcası İbrahim Diker, üvey annesi Özlem Diker ve Erol Diker’in Özlem Diker’den olan oğlu ile yaşamaya başladığını belirtti.
Maktul Mustafa Diker’in annesi Şemse İri’nin çevresinde Güneş olarak bilindiğini ve şu an Türkiye’de bulunduğunu kaydeden Coşkun, Şemse İri’nin olayın ardından çektiği acılara dayanamadığını beyan edip ailesinin yanına gittiğini ve KKTC’ye dönüşünün vize borçlarının ödenmesine bağlı olduğunu ifade etti.
Müfettiş Coşkun, Şemse İri’nin polise verdiği ifadesinde maktul Mustafa Diker’in 3 aylık iken babası Erol Diker tarafından cami avlusuna bırakıldığını belirttiğini vurguladı.
Savcı Aliye Özçınar, küçük çocuğun doğum belgesini emare olarak mahkemeye ibraz etti.

“Konuşmaması için öldürdü”


Olayın sanık Erol Diker’e ait Tüfekçi Yaşam Sitesi 4/1 adresindeki apartmanın zemin katındaki 1 numaralı dairede meydana geldiğini ifade eden Coşkun, maktul Mustafa Diker ve babası Erol Diker’in zaman zaman söz konusu adresin yatak odası ve salonunda şilte üzerinde birlikte yattıklarını kaydetti.
Erol Diker’in 2012 yılı mart ve nisan aylarında iki farklı tarihte oğlu Mustafa Diker ile doğaya aykırı cinsel ilişkiye girdiğini söyleyen Müfettiş Coşkun, sanık Erol Diker’in, yapmış olduğu eylemi komşu ve çevresindeki şahıslara söylemesinden korkup, 6 Nisan 2012 tarihinde ikametgahı içerisinde önceden planlayarak elleri ile ağzına vurup dişini kırmak suretiyle maktul Mustafa Diker’i vahim zarara uğrattığını, vücudunun çeşitli yerlerine vurarak ciddi şekilde darp ettiğini, bilahare elleri ile boğazını sıkıp yüzüne yastık bastırarak boğmak suretiyle taammüden öldürdüğünü vurguladı.

“Alibaba Tepesi’ne attılar”


Erol Diker ve kardeşi İbrahim Diker’in cesedi Taşkent bölgesinde Alibaba Tepesi diye bilinen yerde çöp yığınları üzerine bıraktığını, cesedi evden çıkarırken görülmemesi için örtmekte kullandıkları beyaz havluyu ise Ortaköy bölgesinde çöpe attıklarını kaydeden Coşkun, delilleri imha eden sanık Erol Diker’in 7 Nisan 2012 tarihinde Değirmenlik Karakolu’na giderek yalan olduğunu bildiği ve doğru olduğuna inanmadığı, yani Mustafa Diker’in kayıp olduğu hususunda ifade verip yalan beyanda bulunduğunu vurguladı.
Müfettiş Aslan Coşkun, 7 Nisan 2012 tarihinde saat 13:05 sıralarında sanık Erol Diker’in eşi Özlem Diker ile Dr. Fazıl Küçük Bulvarı üzerinde aracıyla seyrederken ön plakasının bulunmaması nedeniyle rapor edildiğini öğrendiklerini söyledi.
Savcı Aliye Özçınar, sanık Erol Diker’in Değirmenlik Polis Karakolu’nda verdiği açık ifadeyi emare olarak mahkemeye ibraz etti.
Aslan Coşkun, sanık Erol Diker’in eşi Özlem Diker’in 7 Nisan 2012 tarihinde, kardeşi İbrahim Diker’in ise 12 Nisan 2012 tarihinde yalan olduğunu bildiği ve doğru olduğuna inanmadığı, yani Mustafa Diker’in kayıp olduğu hususunda polise ifade verip yalan beyanda bulunduğunu vurguladı.

“Üvey anne ve amca evdeydi”


Özlem Diker’in sanık Erol Diker’in kendisine verdiği direktifle maktul Mustafa Diker’e ait olan ve ikametgahta bulunan ayakkabıları çalışmakta olduğu Lefkoşa’daki bir üniversitenin çöp bidonuna attığını söyleyen Coşkun, tecavüzler ve cinayet anında Özlem Diker ve İbrahim Diker’in de olay yeri olan ikametgah içerisinde bulunduklarını vurguladı.
Mahkemeye, ilk tahkikat duruşmasına devam edilmek için yarın saat 11:00’e dek ara verildi.