Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Biz de LTB Başkanı Mehmet Harmancı’nın paylaşımından öğrendik…

Asker tarafından boşaltılan Lefkoşa’daki Mücahitler Sitesi’nin belediyeye verilmesi için talepte bulunmuşlar ama yanıt alamamışlar!

Konum olarak gerçekten de iyi bir yerde, ha keşke de verselerdi…

Ama Harmancı basına da düşenleri de eklemiş paylaşımına;

Türkiye’den gelecek olan 200 tam teşekküllü polis konuşlandırılacakmış burada…

Demek ki Harmancı basına düşen ya da başka bir tabirle düşürülen her haberi gerçek zannediyor!

Yani şimdi bu açıklamayı Harmancı yerine başka birisi yapsa sallamayız ama LTB Başkanının böyle haberi paylaşmak için can atması çok da yakışık almadı…

Ha keşke bir yerleri arayıp sorsaydı!

Doğruluğunu teyit etseydi…

Sonra da delikanlı gibi ortaya çıkıp buna şiddetle karşıyız deseydi!

Bu söylemlerine kesinlikle biz de katılırdık…

En ağır eleştirileri de yapardık!

Şiddetle karşı çıkardık…

Polis bu konuda geç de olsa bir açıklama yaptı ama çok da önemli değil!

Çok üzülerek belirtiyoruz;

Bir süredir gizli bir el aramızda gezip tozuyor!

Zamanlama da harika belirlenmiş, zam furyasının ardı arkası kesilmezken ortaya atılan bu tür gerçek olmayan iddia özelliği taşıyan haberler acaba neye yönelik diye düşünmeden edemiyoruz…

Habercilik bu kadar mı ucuzladı bu ülkede?

40 Binden fazla askerin olduğu bu ülkede Türkiye’den 200 hem de tam teşekküllü polis niye gelsin ya da getirilsin?

Aslında burada denilmek istenen kesinlikle şudur;

Yakında sokaklar ana baba günü olacak agresif eylemler gündeme gelecek ve bu özel getirilen polisler de bizi darmadağın edecek, öyle mi?

Tek kelimeyle isyana teşvik vardır bu tür yayınlarda…

Rejime baş kaldırma çağrısı bunlar!

Ama öyle bir senaryo çizilmiş ki görünenden çok daha fazla tehlikeli boyutlarda…

Bundan ne medet umuluyor işte biz de bunu anlamakta güçlük çekiyoruz!

Hep de aklımıza 20 yıl önce yaşanan bankalar krizi ve sonrası yaşananlar geliyor…

Bu ülkede son aylarda yaşananların tümü de şimdiye kadar hiç yaşanmamış gelişmelerdir…

Ama bir şekilde yaşanmaya başlamış ve belki de daha da ağır günler bizi beklemektedir!

Buna karşı demokratik yollardan hak aramak da, eylem yapıp, greve gitmek de gayet doğaldır…

Bazı kesimler şiddetin sokağa taşınmasını, insanların birbirine girmesini, Ankara karşıtı ciddi eylemler yapılmasını canı gönülden istemektedir!

Bu bile fikir ve düşünce özgürlüğü kapsamında söylenebilir ama biz de bu düşünceye saygı duymama hakkımızı kullanırız…

Her fikre her düşünceye destek verilecek diye de bir kural yok ya!

Bundan böyle bizim için gelecek çık da kolay görülmüyor…

Başımıza daha neler gelecek onu da bilmiyor hatta tahmin de edemiyoruz ama;

Bu ülkeyi de tehlikeli bir geleceğe sokmak için birbiriyle yarışanlara da insaf da dinin yarısı demekten başka bir şey gelmiyor aklımıza…

Sosyal medyada profiller değişiyor, diyor ki;

Özgürlük senden büyük, dokunma!

Saygı duymakla beraber, bu sloganı yaratıp paylaşanlara şöyle bir sözümüz de olacak…

Hiç kimsenin özgürlüğü sınırsız değildir!

Başkasının özgürlüğünün başladığı yerde sizin özgürlüğünüz sona erer…

Onun için özgürlük kavramanı kullanırken dar değil çok daha geniş boyutlardan bakmak gerek!

Sadece saygı duymakla yetiniyoruz…

Özgürlüklerin budanmasına da şiddetle karşı çıkarak!

MESAJ KUTUSU

Sayın Oğuz AKÇAY, bir takım konuşmalarınızda bazı kurumların da temsilcisi olduğunuz yönünde gerçek olmayan bilgiler verdiğiniz yönünde şikayetler gelmeye başladı. Devletin bir müdürü olarak yanlış bilgeler vermek başınızı ağrıtabilir uyarma ihtiyacı hissettik…

Sayın Mehmet HARMANCI, bir internet gazetesinin haber başlığını görüp bu konuda hiç de araştırmadan bunu paylaşmanız bir belediye başkanı olarak çok da etik olmadı. Ha keşke kurumlar arası iletişim ile doğru bilgi almayı tercih etseydiniz…

Sayın Süreyya GÜRSES, pek kıymetli eşinizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma tanrıdan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin…

Sayın Cafer GÜRCAFER, bir çok meslektaşınız işletmesine kilik vurmaya hazırlandıkları yönünde mesajlar göndermeye başladı. Bu arada ellerinde iş olmadığı için bir çoğu çalışanları da durdurmak zorunda kalıyormuş, dertlerine derman olmanızı bekliyorlar…

Sayın Hasan AMCA, göreve geldikten çok kısa süre bu makamı bırakmanız belirli çevreler tarafından hayli manidar olarak nitelendirildi. Bazı dayatmalara göz yummadığınız için istifa etmek zorunda kaldığınız konuşuluyor, onun için daha detaylı bir açıklama yapmakta yarar görüyoruz…

Sayın Ayberk BESEN, nokta atışlarınız ve dedektiflere taş çıkartan araştırmalarınız sonucunda yaptığınız paylaşımlar Akdoğan Belediyesi’ni hayli zorda bıraktığı belirtiliyor. Başkan ile bir araya gelip ortak bir basın toplantısı yapmaya ne dersiniz? Bu konuda sadece belgeler konuşsun ki ak koyun kara koyun birbirinden ayrılsın…

Sayın Dursun OĞUZ, yayın yasağı konusunda suçu üstünüze alan tek siyasetçi olarak kamuoyunda taktir topladınız. Diğerler ise sadece vatan millet edebiyatı yaparak bu işten sıyırmaya çalışıyorlar, artık canları sağ olsun…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, orta eğitimde dıştan bitirme sınavlarının sadede Lefkoşa’da değil bölgelere de yayılması konusunda özellikle kırsal kesimden mesajlarınız gelmeye başladı. Yeni eğitim yılında bu konuda bir çalışma başlatmanız isteniyor…

Sayın Mehmet YALÇIN, Müdürü olduğunuz Turizm ve Çevre Bakanlığı davetiyelerinin ilgili yerlere çok geç ulaştığı yönünde sitemler gelmeye başladı. Bu konuda bakanlık çalışanlarını uyarmanız ve ciddiyete davet etmeniz gerekiyor…

Sayın Ahmet ÜNSAL, KKTC Din İşleri Dairesi müdürü olarak göreve geldikten sonra ilk icraat olarak tuvaletleri alaturkaya çevirmeniz olayı yurt dışında da alay konusu olmaya devam ediyor. Bakalım yaşlı kesim o tuvaletleri kullanmak için nasıl bir yetenek sergileyecekler…