(Bu yazıyı, bir kadın hastamı muayene ettikten sonra yaptığımız sohbetin içeriği gereği halkımızı bilgilendirmek ve uyarmak amacıyla yazıyorum.)

Ülkemizde kim doktor kim değil belli değil!

Hangi uygulamalara kimler yetkili belli değil!

Ülkemizdeki doktor sayısı bile belli değil.

Bu anomalilerin sebebi de Sağlık Bakanlığı değil!

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği ve Odalar’dırdeğerli okurlar.

Ülkemizde doktorluk yapmak için Odalara ve Birliğe kayıtlı olmaz zorundasınız. Sizi meslekten men etme yetkisine sahip kurumlar da bu kurumlar. Bilinenin aksine Sağlık Bakanlığı değil!

Hal böyle olunca da, ahbap çavuş ilişkisi ile, yeri geliyor bazı doktorlara mesleklerini yaptırmamak için ellerinden geleni yaparlarken, yeri geliyor yine ahbap çavuş ilişkisi ile, sağlıkla ilişkisi birkaç yıllık yurtdışı kurslardan ibaret olan birisinin başımıza musallat olmasına ses çıkaramıyorlar!

Gelelim konuya.

Bir kadın hasta. Geçtiğimiz hafta birtakım ağrı şikayetleri ile bana geldi.

Muayene ettim, vücudundaki ağrı kaynaklarını, asimetrik duruşlarını kendisine de anlatıp gösterdim. Tedavi seçeneklerini konuştuk.

Tedavi seçeneklerinden bir tanesinin, bu aşamada riskli olacağını söyledim.

Kendisi, o tedavi için daha önce, adının önünde Dr. olan bir kişiye gittiğini söyledi. Dört gün üst üste yaptığı birtakım uygulamaları sonrasında daha kötü olduğunu ve gitmekten zaten vazgeçtiğini söyledi.

Vücudundaki asimetrileri, elbiselerini çıkarmadan yani kendisini soymadan göstermiştim.

Hastam, bunun kendisinin dikkatini çektiğini ve bana bir soru yöneltmek istediğini söyledi.

Daha önce gittiği ve adının önünde Dr. olan kişinin, kendisini iç çamaşırları kalacak şekilde soyduğunu, önden yanlardan ve arkadan fotoğraflarını çektiğini söyledi. Doktor olduğunu düşündüğü için hiç tereddütsüz kabul etse de bunu neden yaptığını sormuş. Cevap olarak da, tedavi öncesi ve sonrası karşılaştırma yapmak için fotoğrafını çektiği karşılığını almış.

Ancak gelin görün ki, oraya giden başka tanıdıklarına sorduğunda, böyle bir uygulamayı onlara yapmadığını öğrenmiş.

Erkeklere ise hiç yapmadığı dikkatini çekmiş.

Hastama, o kişinin fotoğraf çekmesine neden olan asimetrileri, bedensel sorunları kendisine anlatıp anlatmadığını ve tedaviden sonra karşılaştırma yapıp yapmadığını sordum.

Hayır cevabını aldım.

Hastamı soymadan kendisine gösterdiğim asimetrilerden bile bahsetmemiş üstelik.

Özetle, hastam soyunarak poz verdiği ile kalmış.

Şikayetlerinin bırakın düzelmesini, artması üzerine oraya bir daha gitmemiş.

O kişinin doktor olmadığını da benden öğrendiğinde, şaşkınlığı bir kat daha arttı üstelik.

Bakımlı ve güzel hastam: ‘’desenize doktorum, gitmişim bir de kendisine safça poz vermişim’’ diye acı bir espri de yapıverdi.

Değerli okurlar, bu işin şakası yok.

Ortada, bir kadın hastanın, başka hastalara rutin bir şekilde uygulanmayan iç çamaşırlı fotoğrafının çekilmesi olayı var.

Siz siz olun, fotoğraf çekmek de dahil, üzerinizde uygulama yapılacaksa mutlaka gerekçesini sorun. Bu uygulamaların kayıtlarını gerekirse siz de talep edin.

Hatta, sizin ve uygulamayı yapan kişinin imzasının olduğu, üzerine tarih yazılmış bir belge alın.

Uygulamayı yapanların, bu uygulamayı yapmaya ehliyetli olup olmadıklarını da utanmayın, çekinmeyin ve lütfen sorgulayın!

Ülkemizde ciddi bir tıbbi uygulama takipsizliği var.

Bunun sorumluları da KTTB ve Odalar!

Bazılarını polise şikayet edip köşelerine çekiliyorlar.

Örnekleri çok.

Onlardan size hayır yok!

Hasta Hakları Yasası geçene kadar kendinizi kendiniz koruyacaksınız.

Kendinizi korumazsanız, belki bir gün siz de birilerine iç çamaşırınızla poz vermek zorunda kalacaksınız(!).

İletişim: 0542-8529899