Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Önce iktidara…

Memleketin geldiği nokta ortada, bir de buna dışa bağımlılık eklenince yapacak çok bir şey yok!

Hükümet edenler kendilerini hem kamuoyuna hem de Ankara’ya anlatacağına tabi ki bu büyük cesaret ister, hala gelecek için vaatlerde bulunuyor…

Ankara bizden sürekli reform istiyor ya bunda da haklıdır ama daha da önemlisi öncelikle Ankara ile KKTC ilişkilerinde yeni bir reforma gidilmesidir!

Şunu da kabul edelim:

Ankara ne dediyse hiçbirini yapmadık…

Ortada geçmişte imzalanan 54 maddelik işbirliği protokolü var!

Tek bir maddeyi bile hayata geçiremedik…

Nedeni gayet açık!

Çünkü reform demek yukarıdan sihirli bir değnek inecek de dokununca ortalık güllük gülistanlık olacak değil…

Aksine bazı büyük sıkıntılar yaşanacak demektir!

Öncelik özveridedir…

Sen vereceksin ki sonra istemeye yüzün olsun!

Ama bizim işimiz gücümüz kolaycılık…

Lale devrinin sona erdiğini kimse kabul etmek istemiyor!

Çünkü işine gelmiyor…

Hükümet edenler bazı gerçekleri artık cesurca konuşmak, halkına anlatmak zorundadır…

Ülkeye kaynak akışının ancak reformların gerçekleşmesiyle normale gireceğini söylemek, ne ayıptır ne günahtır!

Ankara ile yaşanan acılı da olsa bazı gerçekleri ülke insanının da bilme hakkı vardır…

Son 20 yılda konuşulan ama bir türlü uygulamaya geçilmeyen Belediyeler Reformu da bunlardan sadece bir tanesidir!

Gelen de salladı giden de salladı ve şimdi duvara tosladık…

Oysa reform varsa para da var kaynak da!

Sağlıklı bir ilişki mi kesinlikle değil…

Ama belli ki artık kandırılmak istemiyor aksine altına imza atılar reform paketlerinin hayata geçirilmesini istiyor!

Burada kim hükümet olursa olsun karşılaşacağı ilk gerçek bu olacak…

Şimdi bize mademki imzaladın niye yerine getirmiyorsun diye sormazlar mı?

Ankara’ya karşı korkak politikalar devam ettiği sürece de maaş ödememe de dahil sıkıntılar ardı ardına yaşanacak…

Ankara ile sağlıksız ilişkiler devam ettiği sürece de tehlikenin boyutları her geçen gün artacaktır!

Muhalefet ve sendikalar da aslında dostlar alışverişte görsün diye kısır tartışmaların içinde kavrulup gidiyor…

Ülke gerçekleri ortada olduğu halde!

Tufan hoca sürekli diyor ya biz iktidar olsak böyle olmazdı diye…

Aslında elinde bir formül filan yok!

O sadece muhalefet hatta muhalefetin anası olduğu için eleştiri hakkını kullanıyor…

Ama bir şeye yaramıyor!

Çünkü bu işin formülü filan yok…

Eğer kaynak konusunda tek seçenek Ankara ise onunla imzaladığınız protokolleri harfiyen yerine getireceksiniz!

Bunu yapmazsanız gideceksiniz yerinize başkası gelecek…

O yapmazsa yine başkası!

Bu böyle devam edip gidecek…

Reform demek elini taşın altına koymak demek…

Ama sadece bazı kesimlerin değil tüm kesimlerin!

İmzalayıp da sonra köşe bucak kaçmak artık tarihte kalmıştır…

Ardı ardına yapılan son okkalı zamlar birkaç aydır devam ediyor…

Ama havalar buz gibi olduğu için sendikalar birkaç basın bildirisi ile işi geçiştirdi!

Şimdi ülkeye bahar geldi sokağa dökülme zamanı geldi…

Bundan böyle ortalık ana baba gününe dönecek!

Yollar kapanacak, en ateşli açıklamalar yapılacak…

Kim bilir belki de geçmişte yaşanan meclis basma eylemi bile yaşanabilecek?

Peki sonra ne olacak!

Koskocaman bir sıfır…

Olan ülke huzur ve iç barışına olacak!

Yapılan sonlar elbette insanlarda ne moral bıraktı ne motivasyon ama yaşanan sıkıntılara çözüm üretmenin tek seçeneği ortak paydalarla birleşmektir…

Her kesin haklı olduğu bir dönemden geçiyoruz aslında…

Ama bir de herkesin haksız olduğu bir dönem bu!

Bildiğimiz tek şey biz bu kafayla gidersek, ortak sorunlara ortak çözümler üretemezsek kaosları kendi ellerimizle yelleriz ve bunun da sonuçlarına katlanırız…

Sonra da kimsenin şikayet etmeye hakkı olmaz!

Bu kafayı değiştirmezsek de bugünleri ileride çok arayacağız, demedi demeyin olur mu?

MESAJ KUTUSU

Sayın Ünal ÜSTEL, İnterpolün aradığı kokain tüccarının bizim ülkedeki ilişkileri ve ikametgahı konusunda başlattığınız soruşturmanın akıbeti fazlasıyla merak ediliyor. Devletin güvenliği için alacağınız kararlar hayati önem taşıyor çok da gecikmemek te yarar görüyoruz…

Sayın Hasan ÖZTAŞ, en düzgün belediyelerden birisi olarak bildiğimiz Geçitkale Belediyesi’nin çok garip bir yöntemle borçlanma yöntemi hem size hem de belediyeye çok yakışmadı. Umarız bunun gerekçelerini kamuoyuna anlatırsınız…

Sayın Sunat ATUN, Kıb-Tek yönetim kurulunun hala değiştirilmemesi kafalarda çeşitli soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Sorun siz de mi yoksa başbakanlıkta mı vatandaş işin perde gerisini öğrenmek istiyor…

Sayın Ferhat ERİŞİR, genel seçim döneminde siyasetin tüm çirkinliklerini gördükten sonra bir daha asla dilerek o defterleri hiç açmamak üzere kapatmışsınız. Hekimlik gibi kutsal bir mesleğiniz varken zaten en baştan hata yapmıştınız. Bu konularda en azından dersinizi almışsınızdır değil mi?

Sayın Gülşah Sanver MANAVOĞLU, yerel seçimlerde LTB adaylığı için fazlasıyla kafanız karışık ama son kamuoyu anketine göre ikinci sıraya yükseldiğinizi biliyor muydunuz? Bizce bu fırsatı kendi elinizle tepmeyin deriz…

Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, Şehir Planlama Dairesi ile ortak yazılan resmi bir yazının uygulanmasına engel çıkaran personelinize tepkiler yoğun bir şekilde devam ediyor. Ağırlığınızı gösterip alınan kararların hayata geçirilmesi yönünde mesajlarınız geliyor…

Sayın Erhan ARIKLI, bu hükümet bir yıl daha gider mi bu konuda şüphelerimiz var ancak eğer devam ederse ve siz de milli havayolu sözünüzü yerine getirirseniz çok büyük bir amme hizmeti yapmış olacaksınız. Ağzınızla kuş tutmak böyle bir şey olsa gerek değil mi?

Sayın Ersan SANER, uzun bir İngiltere seyahatinden sonra adaya döndüğünüz aracınızı da sıfırladığınız ve yeni bir yaşama kucak açtığınızı duyduk. Bu arada Atatürkçülük konusunda bir bakan arkadaşa taş attığınız da gözlerden kaçmıyormuş, hayırdır eski defterler mi açılıyor yoksa…

Sayın Süleyman ULUÇAY, yerel seçimlere en hazır aday olarak sıkı muhalefete başladığınız ve işe G.Mağusa’nın bozuk yollarını görüntülemekle başlamışsınız. En büyük rakibiniz ise halen belirlenmedi, bu konuda da yoğun tartışma yaşanmaya başladı…

Sayın Şifa ÇİKA, Başbakanlık önünde başlayacak eylemler için hazırlıklara başladığınız ve bu işten de en çok sizin karlı çıkacağınız konuşuluyor. Bu arada çay ve kahvelerin de şirketten olması konusunda emin misiniz? Umarız köfteden kazandığınızı çay ve kahveden kaybetmezsiniz…

Kubilay ÖZKIRAÇ, seversiniz ya da sevmezsiniz bu ülkenin en üst makamında oturan ve seçilmiş olan Cumhurbaşkanı’na ‘soytarı’ demek hadsizliğinize düşmeniz kepazeliğin daniskasıdır. İfade özgürlüğü buysa da vay halimize!