Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Meclis’te bugün yaptığı konuşmada, “Hükümet krizi yönetme konusunda tam anlamıyla sınıfta kalmıştır” dedi.

“HÜKÜMET KRİZİ YÖNETME KONUSUNDA SINIFTA KALDI”

Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Meclis’te yaptığı konuşmasına işin özünü söyleyerek başlayacağını belirterek “Hükümet krizi yönetme konusunda tam anlamıyla sınıfta kalmıştır” dedi. Hükümetin kriz yönetimine dair yapılması gereken ne varsa tersini yaptığını söyleyen Özersay, “Bu krizi yönetme sorumluluğu olan hükümet, sadece salgın krizini yönetememekle kalmamış, yeni siyasi krizler eklemiştir. Şu an ülkede bir siyasi kriz var. Hükümetin kamuoyunda güveni sıfırlamasıyla birlikte hem halkın sağlığı hem ülke ekonomisi daha da fazla riske atılmıştır. Demokrat Parti’nin, Yeniden Doğuş Partisi’nin, Ulusal Birlik Partisi’nin üyesi, vekili, destekçisi nezdinde de bu güven sıfırlanmıştır” diye konuştu.

“SAĞLIK VE EKONOMİDE ÖDENEN BEDELİN SORUMLUSU HÜKÜMETTİR”

Salgınla ilgili bir krizin yönetilmesinde en önemli unsurunun zamanında karar vermek olduğunu ve bunun yaşamsal önem taşıdığını aktaran HP Genel Başkanı, hükümetin kararları geciktirerek iş işten geçtikten sonra aldığını söyledi. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu’nun önerilerini ötelenmesi ve yerine getirilmemesi nedeniyle ülkenin kapatılması gerektiğini anlatan Özersay, geç alınan kararların sağlık ve ekonomi açısından bedelinin ağır olduğunu dile getirdi. Geç verilen kararların geç açıklanmasının da insanları şehirlerarası hareketliliğine sebep olduğunu ve bunun yeni bir bulaş riski doğurduğunu söyleyen Özersay, bu bedelin sorumlusunun hükümet olduğuna işaret etti.

“HÜKÜMET PANDEMİYE GEREKEN ÖNEMİ VERMEYEREK HALKIN GÜVENİNİ YERLE BİR ETTİ”

Kriz yönetiminde halkın güvenini kazanmanın alınan kararlara kamuoyunun sahip çıkması için önemli olduğunun altını çizen Özersay şöyle konuştu: “Hükümet halkın güvenini yerle bir edecek şekilde davrandı. Halka düzenli, doğru ve anlaşılır bilgi verilmedi. Hükümetin gündeminin birinci sırasında salgınla mücadele olmaması da halkın güvenini sarsmıştır. Sizin tartıştıklarınız, kamuoyuna tartıştırdıklarınız, verdiğiniz demeçler bu ülkede birinci gündem maddesinin UBP veya YDP’nin kurultayı, görevden almalar, atamalar olduğunu gösteriyor. Bu nedenle salgınla mücadele zafiyete uğruyor. Bu toplumsal bir meseledir. Bundan bir an önce vazgeçilmelidir. Tüm bunların üstüne kabinede yanlışıyla eksiğiyle kamuoyu desteği olan bir Sağlık Bakanı vardı. Normal şartlarda Başbakan kabinede değişiklik yapabilir ama olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Yaşamsal mücadele verilirken kırılmaya neden olacak böyle bir değişiklik yapmak ancak somut bir nedenle olur, kamuoyu ikna edilir. Ancak şu ana kadar Sağlık Bakanı’nın neden görevden alındığı konusunda Başbakan kimseyi ikna edememiştir. Salgınla mücadeleyle ilgili olduğu için bunu gerekçelendirmek zorundadır.”

“YENİ SAĞLIK BAKANI DOĞRU KARAR DA ALSA ŞÜPHEYLE YAKLAŞILACAK”

Görevden alınmadan önce “Görevden alınacak” söylentileriyle Sağlık Bakanı Ali Pilli’nin itibarsızlaştırılıp, otoritesinin sarsıldığını belirten Özersay, Başbakan’ın “Sağlık Bakanı yoruldu” açıklamasının da inandırıcı olmadığını ifade etti. Özersay şu sözlerle devam etti: “Bütün sağlık çalışanları gece-gündüz çalışıyor. Yoruldu diyerek görevden mi alalım? Uyudu açıklaması yapıyorsunuz. Bu açıklamayı Sayın Bakan bunu hak ediyor mu? Başbakan kadrolarda bir değişiklik olmayacağını söyledi ama müsteşarın değişeceği yönünde işaretler var. Bu saatten sonra yeni Sağlık Bakanı doğru kalsa da sorgulanır olacak ve şüpheyle bakılacak. ‘Acaba Sayın Pilli bu nedenle mi görevden alındı?’ diye sorulacak. Güveni tesis etmek normal bir zamandan on kat daha zor olacak.”

ÖZERSAY’DAN ARIKLI’YA: POPÜLİZMİ BIRAKIN, SÖZ KONUSU HALK SAĞLIĞIDIR!

Kamuoyunda yaratılan güven bunalımının tek sorumlusunun Başbakan Ersan Saner olmadığını dile getiren Kudret Özersay, “Sayın Erhan Arıklı’nın hakkını yememek gerekir. Arıklı, kamuoyundaki güvensizliği en fazla tetikleyenlerden biridir” dedi. Özersay, Başbakan Yardımcısı Arıklı’nın Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu’nu itibarsızlaştıracak çok sayıda açıklaması olduğunu kaydetti: “Sayın Arıklı, dünyanın kullandığı PCR testini ve devlet laboratuvarını sorgulanır hale getirecek açıklamalar yaptı. Bunlar da yetmedi, literatürümüze aşıyla ve sağlıkla ilgili karaborsa kavramını ekledi. Tartışmalara yol açtı ama devamında yaptığı açıklamalarla kimseyi zerre tatmin edebilmiş değildir. Sayın Arıklı’ya hatırlatmak isterim. Siz artık muhalefette değilsiniz. Bu sorumluluk bilinciyle davranıp konuşmak zorundasınız. Popülizmi bir kenara bırakmak zorundasınız, toplumun sağlığı söz konusudur. Sizin de kurultayınız var, gündem değiştirmek için bu açıklamaları yapıyorsunuz. Bu gündem değiştirme hamlelerini kimse yutmaz. Ekonomi Bakanı olarak ekonomiyi iyi yönettiniz, söylediğiniz ucuzlamayı, kalkınmayı sağladınız da sağlığa mı geçtiniz?”

“HÜKÜMET YAŞANANLARDAN DERS ALMALI, BİLİM IŞIĞINDA KARAR VERMELİ”

Bir bölgeyle ilgili, yurtdışından veya Güney’den gelişle ilgili karar alınıyorsa bunun verilere dayanan bir mantığı olması gerektiğini belirten Kudret Özersay; hükümetin yaşananlardan ders alması gerektiğini söyledi. HP Genel Başkanı, hükümetin kararları alırken gecikmemesi ve Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu’nu itibarsızlaştırmaması gerektiğinin altını çizdi. Günlük ve random test sayısının artırılmasını şart olduğunu söyleyen Özersay, “PCR’a destek, antijen testiyle de memlekette yaygın tarama yapılarak risk azaltılmalıdır. Meslek gruplarına düzgün organizasyonlarla PCR yapılmalıdır. Mutasyon konusunda inceleme yaptırıp yeni varyantlar konusunda hangi tedbirleri almamızın gerektiğini açıklamalısınız. Bilim bize yol göstermeli. Aşılama konusunda da daha iyi bir organizasyon yapılmalıdır. Yurtdışından gelişler konusunda hükümetin vereceği kararı bilimin şekillendirmesi gerekir. Turizm konusunda kararlar netleşmediği halde öğrencilerin gelişiyle ilgili birtakım kararlar alınıyor. Fizibilite çalışması yapıldı mı? Kaç öğrenci gelecek ve bu öğrenciler geldiğinde nerede karantinaya alınacak?” dedi.