Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz hayvancılık sektörüne ilişkin açıklamalarda bulundu...

Yıllardan beri Meclis kürsüsünden hayvancılık sektöründeki sıkıntıları aktaran çiçeği burnunda Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, hayvancılık sektöründeki gelişmeleri bizlerle paylaştı.

Hayvancılık ve tarım sektörünü yakından takip ettiğini dile getiren Bakan Oğuz, her iki sektörde de ciddi yapılandırmanın kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Küçük ve büyükbaş Hayvan sayısındaki belirsizliğin kısa süre sonra yapılacak çalışmalarla netleşeceğini ifade eden Oğuz, hayvan ıslahı yönünde de çalışmaların sürdürüldüğünü vurguladı.

Oğuz, Dipkarpaz’ın pilot bölge olarak belirlendiğini ve bundan sonraki süreçte sütlerin bir merkezde toplanarak Süt Kurumu’na ulaştırılacağını, böylelikle 10 bine yakın küçükbaş hayvanın bulunduğu Dipkarpaz’da üreticilerin sütlerinden gelir elde edebileceklerini belirtti.

Dursun Oğuz:  ‘’Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı tüm paydaşlar ile yakın işbirliği içerisinde olacak. Elimiz hep işbirliği için uzatılacak. Karşı taraf da ayni hedef ve amaç için mücadele veriyorsa hiçbir sorun yaşamayacağız.’’

Dursun Oğuz: ‘’Bizler, sorun çözücü ve uzlaşıcı olacağız. Mecvut sorunları ortadan kaldırmak Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği’nin de bizim de arzu ettiğimiz bir durumdur. Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları bize her konuda yardımcı olmaya çalışıyor. Her iki tarafın da amacı ayni. Amaç, hayvan üreticilerinin sorunlarını çözmektir.  Ayni tarafta, ayni amaçla işbirliği içerisinde olacağız. Ne o bizsiz, ne biz onsuz hiçbir sorunu çözemeyiz.’’

Dursun Oğuz: ‘’Küçükbaş hayvan sayısı hem varlık açısından hem de ondan elde edilecek verim açısından hedef nokta olacaktır.’’

Küçükbaş hayvancılığın günden güne yok olduğuna ilişkin sorularımızı yanıtlayan bakan Oğuz, bakanlığın birçok çalışma yürüttüğünü ve bu çalışmalar sonucunda hayvancılık sektöründe kalıplaşmış zihniyetlerin kırılacağını ifade etti. Oğuz, hayvan varlığının artırılması yönündeki çalışmalarını aktardı.

‘’Amaç, Devlet Üretme Çiftliği’ni aktif hale getirmek’’

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz hayvancılıkta en büyük hedefin, gerçek hayvan sayısının belirlenmesi yanında küçükbaş hayvan varlığını da artırmak olduğunu söyledi.

Küçükbaş hayvan sayısında düşüş olduğu yönünde söylemlerin olduğunu dile getiren Oğuz, ülkedeki hayvan sayısının tam olarak bilinmediğini, bu sayının net rakam olarak belirlenmesi için Veteriner Dairesi’nin bu yönde çalışmalar yürüttüğüne vurgu yaptı.

Hayvan varlığını artırmakla ilgili önümüzdeki 3 yıl içerisinde, Akdeniz ırkı olan, verimi yüksek hayvan ihracına yönelik çalışamalar  yapmayı hedeflediklerini ifade eden Bakan Oğuz, Devlet Üretme Çiftliği’nin etkin bir şekilde hayvan ıslahı ve damızlık hayvan üretimi ile ilgili yapılandırma yapılacağını ve yıl sonuna kadar küçükbaş hayvan gelişimi ile ilgili çalışmaların başlatılacağını duyurdu.

Hedeflerinin bundan sonraki süreçte ülkedeki küçükbaş hayvan varlığını artırmak olduğuna vurgu yapan Bakan Oğuz, mevcut hayvan ırklarının yanında Asaf olarak bilinen akdeniz ırkı küçükbaş hayvanlarla ilgili de gerekli araştırmaların başlatılacağını söyledi.

‘’Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği ile ayni düşünce içerisindeyiz’’

Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği’nin de ülkedeki hayvan sayısının artıtılmasına yönelik ayni düşünce içerisinde olduğuna dikkat çeken Oğuz, çalışmaların ortak yürütüleceğini söyledi. Oğuz, öncelikli hedefin Devlet Üretme Çiftliği’nin aktif hale getirilmesi olduğunu vurguladı.

Devlet Üretme Çiftliği ile Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün doğru bir karar alınarak birleştirildiğine dikkat çeken Oğuz, hem tarımsal hem de hayvansal alanda faaliyet gösterecek olan kurumun araştırma faaliyetlerini olumlu yönde etkileyeceğine duyduğu inancı belirtti.

‘’Kurulacak komite, hayvan varlığı artırılması yönünde çalışma yürütülecek’’

Bakan Oğuz, önümüzdeki günlerde bakanlığa bağlı dıştan bir komite kurulacağını belirterek, uzman kişilerden oluşacak bir heyetten teknik konularda bilgi alınacağını ve küçükbaş hayvan varlığının artırılması yönünde çalışma yapılacağını belirtti.

Küçükbaş hayvan varlığını artırmaktaki diğer hedeflerinden birisinin de işletme sayısını artırmak olduğuna vurgu yapan Oğuz,  bu sektördeki işletmeci sayısını artırmak yanında genç üretici sayısının artmasının önemine değindi. Oğuz,  teşviklendirme ve motivasyonun önemine de dikkat çekti.

‘’Hayvan varlığını artırırken hastalıklardan arınmış ari bir hayvan ırkı için de çalışıyoruz’’

İkinci iş yasağının bu ülkenin en büyük sorunlardan birisi olduğuna dikkat çeken Bakan Oğuz, her alanda bu tip sorunlarla sürekli olarak karşılandığını söyledi. Oğuz sözlerine şöyle devam etti; ‘’İkinci iş yasağı bu ülkenin en büyük sorunudur. Her sektörde karşımıza çıkan bu sorun malesef gerçek üreticiler için büyük bir engeldir. Ancak işte tam bu durumda teşviklerin doğru yönlendirilmesi  önemlidir.’’

‘’1 hayvan ve üzerine teşvik verilecek’’

Oğuz; ‘’Hayvanlarını eşinin, çocuklarının ya da ailedeki diğer fertlerinin üzerine yapan memurlar var. Teşvikler kişiden çok hayvan varlığının artırılması için önem arz eder. İnsanlar geçimini hayvancılıktan sağlıyorsa, ekonomik anlamda desteğin doğru yere gitmesi o işletmenin kendisini çevirmesi yani ekonomik yeterliliği ile ilgilidir. Ama diğer yönden bakıldığı zaman hayvan sayısının azalması, üreticilerin hayvanlarını elinden çıkarması yada kesilmesi gibi olaylarda kısıtlı sayıdaki üretici sayısının daha da düşmesi olacaktır. Bugün eleştridiğimiz ve gerçek hayvancı olarak görmediğimiz kesim, ülkedeki hayvan varlığının artmasına sebep olmaktadır.’’ dedi.

Geçmiş bakan döneminde alt sınır 30-50 hayvan sayısı olması yönünde bir sınırlama olduğunu dile getiren bakan Oğuz, ‘’bizim böyle bir sınırlamamız yok. Biz, 1 hayvan ve üzerine teşvik verilmesi kararı aldık’’ dedi. Oğuz,  amaçlarının bir şekilde hayvan varlığının artması yönünde olduğunu belirterek, hayvan varlığı artarken de hastalıklardan arınmış, ari hayvan ırkının artması ve verimi yüksek olmasıdır.’’ dedi.

‘’Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği ile hareket edeceğiz’’

Bakan Oğuz hayvan hastalıkları ile ilgili çalışmalarından da bahsetti;

‘’Hayvan hastalıkları ile ilgili Avrupa Birliği’nin ikinci etap çalışması tamamlandı. Avrupa Birliği ile yaptığımız görüşmelerde üçüncü etap ile ilgili olumlu fikir alışverişinde bulunduk. Tarım Bakanlığı olarak bizim de yapacaklarımız var. Bunlarla ilgili altyapı eksikliğini ve yasal düzenlemeleri tamamlayacağız. Hayvan hastalıklarından biri olan Brusella’nın ülkemizde ne kadar yoğun olduğunu biliyoruz. Bazı çiftliklere bu yüzden girilemiyordu. Bunların da önüne geçip, tüm hayvan işletmelerine girilmeye başlandı. Ülkedeki sağlıklı hayvanların yanında, imha edilecek hayvanların da tesbiti ve imhası yapılmaya başlandı. Küçükbaş hayvanlarla ilgili birçok çiftlikte hayvanlardan kan alımı ve kontrolleri yapıldı. Brusella olan hayvanların çiftliklerden alınmaları ile de bir sıkıntı olmadı. Bu şekilde yapacağımız çalışmalarda bazı çiftliklerde kapanacaksa kapanacaktır. Bu belirli periyotlarla devam edecektir. Küçükbaş hayvan sayısı hem varlık açısından hem de ondan elde edilecek verim açısından hedef nokta olacaktır. Bunları söylerken de büyükbaş hayvancılığı üvey evlat olarak görmüyoruz. Hellim ihracatında tüm piyasa ortadoğuya çalışıyor. Bir kısıtma yok. Yıllardan beri hedefimiz, Yeşil Hat Tüzüğüne göre hellim tescili olması ve Avrupa Birliği’ne de ihtacat yapmaktı.’’

‘’Dipkarpaz pilot bölge olacak. Sütün belli bir merkezde toplanıp, SÜT Kurumu’na ulaşması sağlanacak’’

Üretilen küçükbaş sütün SÜT Kurumuna gitmesi ile ilgili teşvik ve motivsyonu artıracak girişimler başlatacaklarını açıklayan Oğuz, ülkemizde sıcak süt ile ilgili büyük sorunlar yaşandığına parmak bastı.

Oğuz, geçmiş hükümetin Ağustos ayında sıcak süt alımını durdurma kararı aldığını fakat bu tarihi uzatacaklarını duyurdu. Üreticiye alternatifler sunulması gerektiğini savunan Bakan Oğuz, ‘’üreticiye sıcak sütü istemiyoruz diyerek, soğuk zincire adapte olması için süt alımını durdurmak doğru bir yaklaşım değildir. Sorun bir devlet anlayışı ile ele alınarak, bu üreticilere alternatif çözüm sunulmaldır.’’ dedi.  Tarım Bakanı Oğuz, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği ile bu konuda bir çalışma yürütüldüğünü, bu sayede kümesel anlamda sütün bir yerde toplanıp, oradan alınması için Dipkarpaz’ı pilot bölge olarak belirleyeceklerini belirtti.

6 adet süt toplama merkezinin varlığına dikkat çeken Oğuz, bu süt toplama merkezlerine yatırım yapıldığını fakat hiçbirinin kullanılmadığını söyledi.

Oğuz, süt üretiminde o zamandan bu zamana farklılıklar olduğuna dikkat çekerek, bu işletmelerin işletilmesinin de ekonomik olmadığını o yüzden bu tesislerin işletilemeyeceğini savundu.

Dipkarpaz bölgesine bir süt toplama merkezi kuracakları müjdesini veren Oğuz, o bölgedeki inek, koyun ve keçi sütünün sistemin içerisine alınacağını belirtti. Dipkarpaz bölgesinde 10 bine yakın hayvan olmasına rağmen sisteme süt veren bir tane küçükbaş üreticinin olmamasından duyduğu üzüntüyü dile getiren Oğuz, bölgede sütün taşınması ile ilgili sorunlar olduğunu, orada kurulacak süt toplama merkezine üreticilerin belirli bir saat diliminde süt verebileceklerini belirtti. Oğuz, ‘’üreticilerin sadece kendi bölgesinde değil SÜT Kurumu’na da süt vererek gelir elde etmelerini sağlayacak bir sistem yaratacağız’’ dedi.

‘’İmalathane sayısı fazla’’

Oğuz işletmelerin sayısındaki fazlalığa dikkat çekerek şu açıklamaları yaptı...

‘’Sektöre girecek işletmelerin sayısında kısıtlama olmaması büyük bir sorundur.  Mevcut süt üretimi dururken, süt imalathanelerinin sayısındaki artış süte olan talebi de artırdı. Süt belli sezonlarda dalgalı bir hal alıyor. Bazen az bazen ise çok üretiliyor. Şuan mevcut sütün  talebi karşılamamasının sebebi bu sektöre giren işletme sayısının çok olmasından kaynaklıdır. Her sektörde kontrollü bir büyüme olması gerekir. Şuan 73 adet süt işletmecisi var. Süt varlığı ile ilgili kapasite bellidir.  Teşvik sisteminden kaynaklı belli orandaki sütün  sistemin dışındaki imalatçıların aldığı ile ilgili duyumlarımız var. Tabi bunlar sağlıksız koşullardadır. Bize göre Süt Kurumu üzerinden giden süt hem resmi üretimdir hem de sağlıklı üretimdir. Sütün miktarının çoğalması veya azalması ülkedeki hayvan varlığı ile paralel orantılıdır.  İhracattaki kapasiteniz artınca hammade olan süte talep de çoğalıyor.’’

‘’Hayvancıların geçmiş dönemdeki alacakları ile ilgili Maliye Bakanlığı ile istişare edeceğiz’’

Oğuz, geçmiş hükümet döneminde hayvancıların alacağı olduğunu fakat bu alacakların sorunlu olduğuna dikkat çekti.  Oğuz, şuan hayvancılardan aldıkları beyanlara göre ödeme yapılacağına vurgulayarak, hayvancıların talep  ettiği bir önceki ödemenin sorunlu bir ödeme olduğuna ve konu ile ilgili Maliye Bakanlığı ile henüz sorunu çözemediklerini belirtti.

‘’Eski bakan kolaycılığa kaçtı’’

Çiğ süt fiyatında tabana 30 kuruş artış yapıldığını belirten Oğuz,  kendisinden önceki Tarım Bakanının meclis kürsüsünden 50 kuruş olarak açıklama yaptığını hatırlatarak, önceki Tarım Bakanının kolaycılığa kaçmakla suçladı.

Bunun hem tüketici nezninde hem de Maliye Bakanlığı nezninde ekonomik planlanmasının yapılmadığını savunan Oğuz, bakanlık bütçesinden 3 milyon daha fazla vererek, 1-2000 litre arası süt verenlere 45 kuruş teşvik verildiğini belirtti.

Oğuz, çiğ sütte taban fiyatı 2.30 kuruş tutarak, toplamda üreticinin beklediği 2.75 kuruş fiyatına ulaştıklarını da söyledi.

Oğuz şöyle devam etti; ‘’50 kuruşluk zam, daha büyük maliyet olarak tüketiciye ve hayat  pahalılığına yansıtılacaktı, yani hem ülke bütçesine hem de tüketiciye zararı olacaktı. Biz bunu biliyorduk ve bunu önlemek için hükümet olarak bu sorumluluğu üzerimize aldık. Ancak işletme ve imalathaneler, 30 kuruşluk zamdan dolayı ürettikleri ürünlerle ilgili fiyatlandırmayı kendileri yapıyor. Bu ülkde herkes önce Kooperatifin  fiyat belirlemesini bekliyor. Çünkü en yüksek fiyatı kooperatifin verdiğini biliyoruz. Diğerleri kooperatifin fiyat açıklamasından sonra fiyatlarını daha aşağıya çekiyor. Şuan ülkemizde 25 tl ve 40 tl /kg hellim satılıyor. Hellime baktığımız zaman hammadde olarak 7 kg ile 9 kg süt arasında yapılıyor. Bu arada oluşan  fark işletme girdilerinin farklı olmasından kaynaklanıyor. Biz imalatçılara sütte yapılan 30 kuruşluk zammın sadece süte yapıldığını söylüyoruz. Yani bir mamülün içerisinde kullanılan süt fiyatına 30 kuruş zam yapılmış demektir.  Burada işletmenin diğer giderlerine herhangi bir zam yoktur.  Bu nedenle sadece süte yansıtılması ile ilgili düşüncelerimizi yansıttık.

Bugün piyasaların dengesini bozan Koop Süt’ün açıklamış olduğu 1 tl’lik zam oldu.  Bu zammın sebebi de geçmiş Tarım Bakanı Erkut Şahali’dir. Koop Süt ile böyle büyük bir artış yaptığı zaman çağırıp, konuştuk. Koop Süt yetkilileri bize geçmiş Tarım Bakanının kendilerine verdiği sözün tutulmadığını, 50 kuruşluk zam uygulayacağını ancak bunu uygulamadığını ve Koop Süt’ün zararına satış yaptığını, Koop Süt’ün yapmış olduğu bugünkü fiyatlandırmada yüzde 10 kar oranı ile çalıştığını söylediler. Bu nedenle 30 kuruşun yansımasının 50 kuruş olmasını beklerken, bu 1 tl olarak yansıdı. Tabi bu basında çok fazla yer almadığı için sanki Koop Süt 1 tl zam yaptı diye bir algı oluştu. Süte yapılan zam sanki tüm girdi maliyetlerine yapılmış gibi değerlendirilmesi yanlış bir uygulamadır. Sütün dışında üretim yapan Koop ürünlerine bakıldığı zaman ise zammın doğru yansıtıldığını görmekteyiz. Diğer işletmelerde de zam oranı orantılı bir şekilde olmuştur.’’

‘’Deneyimli ve tecrübeli kadrolarla, uyum içinde takım ruhuyla çalışan arkadaşlarımızla çalışmayı tercih’’

Şanslı bir bakan olduğunu vurgulayan Oğuz, kadrolarını oluştururken hem çalışan hem de dışarıda müşavir poziyonunda olan çok değerli arkadaşların var olduğunu belirtti. Siyasette zaman zaman değişikler olmasının kaçınılmaz olduğunu ileri süren Oğuz, ‘’amacımız uyum içerisinde çalışabileceğimiz bir ekip yaratmaktır. Tabi bunu yaratırken devlete de kamuoyunda da tepki almamak. Devlete ekonomik anlamda külfet yüklemeden bürokratlarımızı atadık. Görevini severek yapan arkadaşlarımızı bir araya toplamaya çalıştık. Bu iş tek başına olacak iş değildir. Bir takım olmanız gerekir. Ayni branjda olan arkadaşlarımız var, bunların içerisinde uyumla çalışabilecek arkadaşlarımızla çalışmayı uygun gördük.’’ dedi.

‘’Arpa fiyatları alım gücünü zorluyor’’

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı olarak arpanın satış fiyatını 1.55 kuruş olarak belirlediklerini söyleyen Oğuz, Mart ayında arpanın yine 1.55 kuruş olduğunu hatırlattı. Oğuz, TÜK’te bulunan arpayı bitene kadar 1.55 kuruşa satacaklarına vurgu yaparak, bunun TÜK’ü yaşatmak için yapılan bir hareket olmadığını, arpayı 1,35 kuruşa alıp, girdi maliyetlerinden ötürü 1.55 kuruşa satmak zorunda olduklarını belirtti.

Amaçlarının içerisinde TÜK’ü yaşatmak olduğunu da hatırlatan Oğuz, sırf TÜK’ün kar etmesi için fiyatları değiştirmeyeceklerini ve üreticinin arpa tükenene kadar ayni fiyat üzerinden arpayı satmaya devam edeceklerini söyledi.

‘’Üreticilerin sosyal yatırımları yatmalı’’

Üreticilere sosyal güvencelerinin sağlanması için gerekli çalışmayı yapacaklarını ifade eden Oğuz, üreticinin bu sistem içerisine girmesi için niyeti olmasının gerekliliğinden bahsetti. Çalışma Bakanı ile ilgili bu konuda herhangi bir görüşme yapmadıklarını dile getiren Oğuz, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği’nin de bu konuya dahil olması gerektiğini, ortak çalışma sonucu bir yere varılabileceğine vurgu yaptı.