Ulusal Birlik Partisi (UBP) Gazimağusa Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, doğal gaz sondaj çalışmalarının ayrı ayrı yapılmasının adadaki durumu iki devletliliğe doğru götürdüğünü söyledi.

Oğuzhan Hasipoğlu, Türkiye’nin KKTC’den aldığı yetkiyle Fatih sondaj gemisinin sondaj için adanın batısına göndermesiyle ilgili olarak bugün Diyalog TV’de katıldığı programda yaptığı açıklamada, sondaja başlanmasının “KKTC lehine önemli bir adım olduğunu” kaydetti.

Kıbrıs konusunda ciddi bir dönemecin içine girildiğini ifade eden Hasipoğlu, şimdiye kadar Rum tarafının sürekli fiili durum yarattığını, bugün fiili durumu yaratan tarafın Türk tarafı olduğunu belirtti.

Türkiye ile 2014’te imzalanan kıta sahanlığı sınırlandırma anlaşmasını anımsatan Hasipoğlu, “Burada egemenlik alanı yarattık. Sondaj yapmak demek denizlerin hakimiyeti bizde demektir, biz bunu diyoruz. Zamanında Rum tarafına önerdik. ‘Kendi başına yapma komite oluşturup beraber yapalım, paylaşımı beraber yapalım’ dedik. (Dönemin Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri) Hristofyas benim egemenlik alanım dedi, anlaşma olursa payını veririm” dediğini anımsattı.

Müzakere masasında konuyla ilgili öneride bulunduğundan Kıbrıs Türk tarafının siyaseten ve hukuken güçlü bir noktada olduğunu kaydeden Hasipoğlu, “Kıbrıs Rum tarafı uluslararası hukuka göre gemiyi tutukluyorum diyemez. Fiziki müdahale etmeye çalışırsa iş farklı noktalara gider. Hukuken de bir şey yapamazlar” dedi.

“SİYASİ KARARLILIK SERGİLENMELİ”

Kıbrıs Türk tarafının ortaya siyasi kararlılık koyması gerektiğini belirten Oğuzhan Hasipoğlu, “Ya bizimle paylaşımı öğrenecek ya da onlar kazarsa biz de kazarız diyeceğiz” diye konuştu. 

“İKİ DEVLETLİLİĞE DOĞRU”

Kazı çalışmalarının ayrı ayrı yapılması durumunda, iki devletliliğin uluslararası alanda statü kazandıracağını ifade eden Hasipoğlu, “Rum tarafı bu alan benim diyor, biz de bu alan bizim diyoruz. Anlaşamıyorsak fiili durum yaratıyoruz. Bu durum iki devletliliğe doğru çözüme gidecek” dedi.

“PARTNER BULMALIYIZ”

Dışişleri Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı’nın yeni partnerler bulması gerektiğini belirten Hasipoğlu, Kıbrıs Türk tarafının teklif verecek müttefik bulması gerektiğini, Güney Kıbrıs’ın yıllarca bunu yaptığını, ancak Kıbrıs Türk tarafının sadece beklediğini savundu.

“TEHDİTLERE CEVAP YOK”

Kıbrıs Rum Lideri Anastasiadis’in sözcüsünün, mürettebat için tutuklama emri çıkarttıracağı,  sondaja devam edilmesi halinde müzakerelere başlamayacakları şeklinde yapılan başlamayız şeklindeki uyarılarını hatırlatan Hasipoğlu, buna cevap verilmediğini savundu.

“BU POZİSYONUN DÜZELTİLMESİ LAZIM”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın KKTC’nin nüfusuyla ilgili olarak 30 bini yurt dışında olmak üzere 220 bin olduğunu söylediğini, Kıbrıs Rum tarafının ise önce 635 bin daha sonra ise 820 bin olarak açıkladığını anımsatan Hasipoğlu, Anastasiadis’in de nüfus rakamlarına bakarak, Kıbrıslı Türklere bir anlaşma durumunda dörtte bir pay vereceğini söylediğini anımsattı.

Kendisine gelen yazıda KKTC’de yaşayan vatandaş sayısının 220 bin olarak belirtildiğini kaydeden Hasipoğlu, “Bu pozisyonun düzeltilmesi lazım. Bizim denizlerdeki haklarımız nüfusla değil, kıyı şeritleriyle alakalıdır. Bizim deniz yetki alanımız daha geniş, dolayısıyla nüfusun baz alınmaması lazım” dedi.