Girne’nin dağlarına yapılacak olan 40 metre yüksekliğinde üç boyutlu heykel konusu, gündemimize farklı bir renk kattı.

ARUCAD (Arkin University of Creative Arts and Design)’ın kurucusu Sayın Erbil Arkın’ın 2019 yılında duyurduğu heykel yarışması ile süreç başladı.

Rio de Janerio’da yer alan “Kurtarıcı İsa Heykeli”nden ilham alındığını belirren Sayın Akın, bizim de buna benzer bir eser ortaya koyabileceğimizi düşünmüş.

Teması ‘’Asil Köylü’’ olan heykelin, sanatsal özgürlük konusuna özellikle vurgu yapılması istenmiş.

Heykelin bütün Ada açısından kapsayıcı olması, siyaset ve dinden bağımsız, belirgin Yakındoğu ve Akdenizlilik temalarına odaklanması beklenmiş.

Heykelinsahip olması beklenen gururluluk temasına estetik olarak uygun olması ve Ada’da yaşayan herkese hitap etmesi de aynı derecede önemli olduğu da yine Sayın Akın tarafından vurgulanmış.

(Kaynak:https://newskibris.com/40-metre-yuksekliginde-kibris-ikonu-asil-koylu/)

Heykelin tasarımını ve dağın üzerindeki duruşunu ilk gördüğümde kendi kendime ‘’bu ne?’’ diye sordum.

İlk etapta aklıma bir köylü tasviri de gelemedi.

İtaat edip etmemek arasında kalmış bir diz çökme hali ile başını öne eğmiş, muhtemelen başında bir mendil bağlı, yorgun yüz ifadeli/düşünceli bir erkek figürü aklımdan ilk geçen yorumlar oldu.

Devamında ise Girne’nin, Ada’nın doğallığının üzerine tezatlık oluşturacak şekilde dikilmiş, Girne’deki betonları anımsatan bir soğukluk duygusu geçti içimden.

Heykelin adının ‘’Asil Köylü’’ olduğunu öğrendiğimde ise ‘’olmadı/uymadı’’ deyip geçtim.

Yağlıboya, vitray, ebru sanatları ile uğraşmış, zaman zaman şiirler yazan biri olarak sanata saygım sonsuzdur.

Ama her şeyi sanatsal kabul etme zorunluluğumuz yoktur.

Merak edip yarışmaya katılan diğer ‘’Asil Köylü’’lere de baktım.

Samimi olmak adına diyebilirim ki diğer eserlerin çoğunu, yarışmanın birincisi olan bu heykelden daha çok beğendim:

En azından hepsinde de gerçekten bir asil duruş, özgürlük/bağımsızlık hissi, özgüven, birliktelik, iletişim duyguları rahatlıkla hissedilebiliyor.

Hepsi de diz çökmeden ‘’dik duruyor.’’

Atatürk’ün: ‘’Köylü milletin efendisidir.’’sözü geliyor aklıma.

İçim sızlıyor.

‘’Çocuklarıma asaleti öğretirken bu eser yol gösterir mi?’’ diye soruyorum kendime.

Olmuyor.

Başını hafifçe öne eğerek diz çökmüş gibi görünen bu heykel diğer tüm heykellerin asaletinin, vermek istediği diğer temaların açık ara gerisinde kalıyor.

Grine’nin, Ada’nın sembolü haline gelmesi hedeflenen bu heykeli, yarışma jürisinin değil de halk jürisi tarafından seçilmesi, halka sorulması en doğrusu olurdu belki de.

Henüz o heykel dikilmedi.

Temennim, doğanın ‘’doğal sanatının’’ hiç bozulmaması idi.

Ancak madem ok yaydan çıktı ve heykel dikilecek, eleştirilere kulak verilip hangi heykelin dikileceği kararının gözden geçirilmesi isabetli olacaktır.

Diğer türlü, ‘’Asil Köylü’’ temasının uzağında olan o heykelle göz göze gelmemek için her seferinde başımı başka yöne çevirmek zorunda kalacağım.

İletişim: 0542-8529899