Lapta Belediyesi bağımsız başkan adayı Mustafa Aktuğ, tek adam devri bitecek, beldiye halk ile birlikte yönetilecek dedi.

Lapta Belediyesi Bağımsız başkan adayı Mustafa Aktuğ gazetemize kim olduğu, neden aday olduğu ve projeleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.

1974 yılında dünyaya gelen Mustafa Aktuğ, ilköğretimini Alsancak İlkokulu’nda, ortaöğrenimini Lapta Yavuzlar Lisesi’nde tamamladıktan sonra Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi’nden Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni olarak 1996 yılında mezun olduğunu söyledi.

Aktuğ, vatani görevini yedek subay olarak yaptıktan sonra 3 yıl özel bir şirkette yöneticilik yaptığını, 2001 yılından beri de Lapta Belediyesi’nde Şube Amiri olarak görev yapmakta olduğunu kaydetti.

Evli ve 3 çocuk babası olan Aktuğ, mevcut belediye yönetiminin ben yaparım olur mantalitesinde olduğunu ve yeni dönemde “Ben değil, halk olarak biz yönetmeye talibiz” şeklinde konuştu.

“Bizler ekibimizle bu yola birliktelik sağlamak ve birlikte yönetmek için çıkarak çalışmalarımıza başladık” diyen Aktuğ, gelişen ve değişen dünyada yerel yönetimlerde halkın katılımının çok önem arz ettiğine dikkat çekti.

Lapta Belediyesi’nde ne yazık ki son dönemlerde böyle bir olgunun olmadığını belirten Aktuğ, “Lapta kasabasını ve bağlı köylerini son dönemde gezdiğiniz zaman belediye hizmetleri anlamında yeterli ve kaliteli hizmetin verilmediğini kendi gözlerinizle gözlemleyebilirsiniz” şeklinde konuştu.

Sorun gelir-gider dengesi değil mali disiplindir

Yerel basında Lapta Belediyesi ile ilgili olumsuz birtakım haberlerin çıktığına değinen Aktuğ, bu haberlerin yerel halkı ve kendilerini üzdüğünü ve tedirgin ettiğini söyledi.

Gelişen süreç sonucunda 18 yıllık bir belediye çalışanı ve şube amiri olarak, hem bölge halkının hem de personelin içinde bulunduğu huzursuz ortamı çok iyi gözlemlediğini söyleyen Aktuğ, “görüştüğümüz kesimler içerisinde ismimizin öne

çıkarılması ve diğer arkadaşlarımızın da uygun görmesi sonucunda bu göreve aday olduk yoksa illa ki Mustafa Aktuğ aday olacaktı diye bir kaide yoktu”, dedi.

Lapta Belediyesi’nde devlet katkısının ve yerel gelirlerinin gayet iyi olduğunu söyleyen Aktuğ, tek sorunun mali disiplin eksikliği olduğuna dikkat çekti.

Gelir ve gider dengesi olarak bütçede gösterilen rakamların yüzde 25 oranında düşük bir gerçekleşme oranının olduğuna vurgu yapan Aktuğ, “örneğin 100 liralık bir gelir öngörüsüne karşılık bunun gerçekleşme oranı 75 liradır” şeklinde konuştu ve bunun aynı zamanda bir plansızlığın da göstergesi olduğunu belirtti.Esas sorunun bu olduğunun altını çizen Aktuğ, son üç yılın bütçelerine bakıldığı zaman söz konusu durumun açıkça görülebileceğini ifade etti.

Aktuğ, “mali disiplin yoksunluğu, yani doğru planlama, doğru projelendirme ve doğru harcama noktalarında doğru politikalar oluşturmama, belediyeyi yöneticinin hizmet süresini aşan bir borç yükünün altına sokmuştur” diyerek, bunun adil ve şeffaf bir yönetim anlayışı olmadığına dikkat çekti.

Söz konusu durumun, belediyenin geleceğini ipotek altına almak olduğunu belirten Aktuğ, bunun doğru bir yöneticilik olmadığını vurguladı.

“Halktan gizlenen borçlar var”

“Sosyal güvenlik kurumlarına, Vergi Dairesi’ne ve KIB-TEK’e bu şekilde vadelendirilmiş veya vadelendirilmeye çalışılan 15 milyon lira civarında borç olduğu bilinmektedir” diyen Aktuğ, bu borçların, belediyeye nüfus oranına göre verilen katkı payından kesilmekte olduğunu söyledi.

Bu borçlara yapılan taksitlendirmeyle yaklaşık 1 milyon liralık devlet katkısının yaklaşık 4’te 3’ünün katkı payından kesilmekte olduğuna dikkat çeken Aktuğ, “katkı payının esprisi belediye personelinin maaş ve özlük haklarının garantiye alınmasıdır” dedi.

Bir diğer noktada ise buzdağının görünmeyen kısmı olduğunu söyleyen Aktuğ, bu görünmeyen kısmın, bankalara olan borçlar ve faizleri, esnafa olan borçlar, yargıda devam eden davalardan doğacak olan borçlar gibi şeyler olduğunu belirtti.

Sonuçlanan ve karara kalan bir davadan, belediyenin ödemesi gereken 3 milyon liralık bir tazminatın ortaya çıktığını dile getiren Aktuğ, bütün bu verilerin, bir şeylerin gerçekten yanlış olduğunu ve buna da yanlış, gündelik ve fevri idari kararların sebep olduğunu ifade etti.

Aktuğ, avukatları aracılığıyla Lapta Belediye Başkanlığı’ndan yasa gereği tüm borçları ile ilgili rapor talep ettiklerini fakat ciddiyetten uzak ve gerçekleri yansıtmayan bir raporun kendilerine iletildiğini söyledi.

“Önce kadro şişirilmiş, sonra en kolay yol çalışanın maaş ve sosyal haklarından tasarruf olarak görülmüş, maaş ödemeleri ve sigorta, ihtiyat sandığı primleri ihmal edilerek, öngörüsüz ve günübirlik çözümlerle vergi ve KIB-TEK ödemeleri merkezi yönetime yıkılmaya çalışılmıştır ve çalışılmaktadır” şeklinde konuşan Aktuğ, şimdilerde ise tümünün inkar edildiğini ve tam tersi bir başarı hikayesi gibi sunulduğunu belirtti.

Kuşkusuz tüm bu durumların belediye için ağır bir yük olduğunu dile getiren Aktuğ, doğru projelerle bu sorunların üstesinden gelebileceklerine dikkat çekti.

“Doğru yönetimle gereken tasarruf sağlanabilir”

Doğru organizasyon, doğru projeler ve doğru harcamalarla gereken tasarrufun sağlanabileceğini belirten Aktuğ, doğru mali yapılandırmayla personeli ve vatandaşı rencide etmeden borçların ödenebileceğini, alınan her kuruş verginin karşılığının kaliteli hizmet olarak geri dönebileceğini belirtti.

Ekibiyle birlikte, 4 yıllık hizmet sürelerinin ilk 2 yılında borç disiplinin sağlanması, öz kaynakların artırılması ve gelir getirici yatırımların yapılmasının planlamasını yaptıklarını ifade eden Aktuğ, projeleriyle bu yapıyı sağladıktan sonra çağdaş belediyeciliğin gereği olan projelerini de gerçekleştirecek ve belediyeyi bir marka haline getireceklerini söyledi.

Personelin kesinlikle belediyeye yük olmadığını savunan Aktuğ, Lapta Belediyesi’nin çok geniş bir coğrafyaya hizmet sunduğunu ve az miktarda personel ile düzgün hizmetin verilemeyeceğini belirtti.

Belediyenin personel sayısının fazla olmadığının sadece doğru organize edilmemesinin sorun olduğunu düşündüğünü söyleyen Aktuğ, personelden daha verimli yararlanılabileceğine dikkat çekti.Aktuğ, doğru organizasyon şeması ve yerleşkelerin oluşturulmasıyla personelden daha çok verim almanın olanak dahilinde olduğuna dikkat çekti.

Sağlıklı, sürdürülebilir, şeffaf ve adil bir mali yapı oluşturmak için kendilerine bir yol haritası oluşturduklarını belirten Aktuğ, bunu uygulayarak önce mali yeterliliği sağlayacak, ardından da çağdaş sosyal belediyeciliğin gereği olan diğer projelere halkla birlikte karar vereceklerini ifade etti.

Halk Konseyleri Kurulacak

Söylediklerinin tek yolunun, halkla birlikte çalışmak ve halkın katılımcılığını sağlamak olduğunu söyleyen Aktuğ, projelerini, “Kurumsal Projeler”, “Kamusal Projeler”, “Çevre Projeleri”, “Kültür, Sanat ve Spor Projeleri” olarak sıraladı.

Kurumsal projelerinin başında halk konseylerinin geldiğine dikkat çeken Aktuğ, “az önce de ifade ettiğim gibi bölgenin geleceğine yön veren bölge insanının ihtiyaçlarıdır” dedi.

Halkın da katılımıyla oluşacak yerel konseylerle bunların tespiti, planlanması ve uygulamasını birlikte yapacaklarını dile getiren Aktuğ, bunun yanında belediye organizasyonu içerisinde gerçekleştirecekleri düzenlemeyle huzurlu ve verimli çalışma ortamı oluşturacaklarını ifade etti.

Halkın ayağına hizmet götüreceğiz

“E-Belediye” uygulamaları ve yerinden uygulamalarla hem belediyenin yerelliğinin artacağını hem de ulaşılabilirliğini artıracaklarını söyleyen Aktuğ, tüm projeleri halka birlikte başarabileceklerini vurguladı.

Sosyal fayda ve sosyal maliyet ekseninde, halkın katılımıyla birlikte oluşturacakları kamusal projelerle, hem bölge halkının ihtiyaçlarının karşılanacağını, hem de belediyenin gelir getirici olanaklarının artacağını dile getiren Aktuğ, Çamlıbel -Tepebeşı bölgesinde oluşturulacak çok amaçlı belediye hizmet binasıyla hem o bölgenin çalışanı hem de bölgenin vatandaşının tasarruf edeceğinin altını çizdi.

Aktuğ, çalışanın merkeze gelip geri dönmekten kurtulacağını, vatandaşın tüm hizmetlerini bölgesinden karşılayacaklarını belirtti.

Bölgenin kendine özgün bir çevresi ve dokusunun olduğunu belirten Aktuğ, bu çevrenin korunması, rehabilitesi ve geliştirilmesi yönünde de pek çok projelerinin olduğunu söyledi.

Sadece insan odaklı değil canlı odaklı çalışacağız

Atık yönetimi, vektörlerle mücadele, sahipsiz hayvanların rehabilitesi gibi birçok projeleri olduğunu söyleyen Aktuğ, sadece insan odaklı değil canlı odaklı çalışacağız. Lapta’da yaşayan sahipsiz hayvanlarımıza da belediye olarak sahip çıkacağız dedi.

Mustafa Aktuğ, oluşturulacak gençlik ve halk merkezi vasıtasıyla sanat ve spor alanında da gençliğin boş vakitlerini kültür ve sanat dallarında harcamalarını sağlayacaklarını belirterek, “tüm bunların dışında sosyal belediyeciliğin gereği olarak yaşlı, hasta, engelli ve çocuklarımızın yararlanacağı ve farkındalık yaratacak projeleri de hayata geçireceğiz” dedi.

Bölge dokusuna uygun, halkın katılımıyla oluşturulacak, sürdürülebilir, adil ve şeffaf projelerinin bulunduğunu dile getiren Aktuğ, özellikle eko ve agro kültür çerçevesinde üretimi, istihdamı ve ekonomiyi destekleyecek projelerin öncelikleri olduğunu ifade etti.

“Sina Manastırı Laptanın turizm merkezi olacak”

Çevreyi bir bütün olarak düşünerek, önleyicilik, entegrasyon ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle hareket edeceklerini belirten Aktuğ, bu çerçevede uluslararası kurullar ve kuralların rehberliğinde (Barselona sözleşmesi gibi) atık yönetimi, ormanların korunması ve yatay mevzuatı (yasal düzenleme) noktasında gereken çalışmaları yapacaklarını söyledi.

Bölgenin tarihsel ve kültürel dokusunun en önemli miraslarından birisi olan Sina (Agia Paraskevi) Manastırı’nın restorasyonu ve çevre düzenlemesiyle, merkezi yönetim, belediye ve bölgenin sivil toplum örgütleri paydaşlığında çalışılacağını söyleyen Aktuğ, Halk Konseyi’nin onayına sunulacağını ve bölge turizmine kazandırılmasını sağlayacak büyük ölçekli bir projelerinin olduğunu belirtti.

“Projemiz, Manastırın restorasyonu ve çevresinde yapılacak düzenlemeyle bölgenin endemik yapısına uygun, tarihini ve kültürünü yansıtan, üretim ve ekonomik fayda temelinde hazırlanmıştır” şeklinde konuşan Aktuğ, proje içerisinde turizm amaçlı tesislerle birlikte bölgeye özgü yetiştiricilik (zeytin, harnup, üzüm ve benzeri) ve bunların yan ürünlerinin (zeytinyağı, pekmez vs.) üretilmesinin sağlanarak geniş konseptte bir ekonomik ve marka değerin yaratılacağını ve Sina Manastırının Lapta’da bir turizm merkezi olacağını vurguladı.