Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Ürün Solyalı da, “Demokratik Toplum ve İfade Özgürlüğü” konulu konuşmasında, ekonomik fakirleşmenin yanında demokratik fakirleşmenin de yaşandığını öne sürdü ve muhalefet olarak mücadele alanlarını geniş tutmak durumunda bırakıldıklarını söyledi.

Solyalı, bugün Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik’in “yasal günler” temennisinde bulunduğunu öne sürerek, bunun “yasaların ihlal edildiğinin” açık bir göstergesi olduğunu savundu.

“Halkı susturmaya yönelik” yasa tasarılarının Meclis’e getirildiğini, Bakan Arıklı’nın ise bu yasaların “her şekilde geçecek” şeklinde ifadelerinin, “hodri meydan” mesajı taşıdığını savundu ve “ bu yasalar geçmez” şeklinde yanıt verdi.

Solyalı, ülkedeki birçok yasanın değiştirilmesini öngören bir Protokol ile karşı karşıya olunduğunu, bir Protokolün yasaları değişmesini öngörmesi halinde, Meclis’ten onay alması gerektiğini savundu ve Protokol’ü uygulamaya koymadan önce komitelere iletip iletmeyeceklerini sordu.

Meclis’e gelen her yasanın ise,  Anayasa ve imza atılan uluslararası sözleşmelere uygun olması gerektiğini kaydeden Solyalı, düşünce özgürlüğüne ilişkin ülkede geçerli mevcut hükümleri sıraladı ve getirilmeye çalışılan yasa tasarılarını “ilkel” olarak değerlendirerek, “çağdaş hukuk sistemine uygun olmadığını” söyledi.

Solyalı, yeni metinlerin, pratikte sıkıntılar getireceğini, korkunun yaygınlaşacağını ve seslerin kısılacağını öne sürdü.

Bu yasa tasarılarının iyileştirilmesi yönünde Başbakan Üstel’in dün yapmış olduğu teklifine de yanıt veren Solyalı, “Bu tasarıların iyileştirilemeyeceğini, bunun için masaya oturmayacaklarını” söyledi.

- Arıklı

Solyalı’nın ardından sözü alan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Arıklı, “sürekli aynı konuların konuşulduğunu ve ilerlenmediğini” belirtti.

Arıklı, “CTP’nin muhalefetteyken protokolleri yerden yere vurduğunu ancak kendileri iktidardayken ise imzalamaktan geri kalmadığını” belirterek, CTP’nin mevcut protokolden çok daha ağır hükümleri olan bir protokolü, daha sonra “Mutabakat Zaptı” adı altında imzalamış olduğunu belirtti ve “Bunu anlamakta güçlük çektiğini” söyledi.

Arıklı, ekonomik Protokolün geçmişte imzalanan ekonomik protokollerden bir farkı olmadığını, yaptığı karşılaştırmalarda tespitini yaptığı tek farkın Din İşleri Dairesi’ne ilişkin olduğunu söyledi.

Din İşleri Dairesi’nde yapılacak değişikliğin, laikliğe aykırı olan bir durumun düzeltilmesi için yapılacağını belirten Arıklı, mevcut Din İşleri’nin Vakıflar İdaresi altında olduğunu ve yönetim kurulunun devlet tarafından atandığını ifade etti, ayrıca bütçesinden de ayrılması gerektiğin, vergilerle karşılanmaması gerektiğini söyledi. Arıklı, bunun için bir mevzuat değişikliği gerektiğini, bunun yapılıp yapılmayacağının Meclis’te görüşüleceğini kaydetti.

- Erhürman

CTP Genel Başkanı Erhürman’da, Arıklı’nın ifadelerine karşılık vererek, Protokol ve Mutabakat Zaptı’nın aynı olmadığını, Mutabakat Zaptı’nda sadece rakam ve tarihlerin yer aldığını belirtti.

Burada tartışılması gerekenin 2018-19 yıllarında Erhürman’ın neden Protokol’ü imzalamadığı olması gerektiğini söyleyen Erhürman, bunun nedeninin toplu iş sözleşmesi ve KIB-TEK’in fonksiyonlarının ayrıştırılması yönelik hükümler olduğunu söyledi ve daha sonra gelen Başbakanlar tarafından imzalandığını ancak uygulanmadığını öne sürdü.

Erhürman, doğru ilişkiler kurulması için yapılacakların yazılması ve yazılanların yapılması gerektiğini belirterek, doğru zeminde iyi ilişkiler kurulması gerektiğini söyledi.

“Türkiye’ye 80 maddeyle gidilip, 150 maddeyle dönüldüğü ve yeni 70 maddenin okunmadığını” öne süren Erhürman, bugüne kadar hiçbir protokolde, Türkiye Cumhuriyeti’nden gelecek olan şirketlerdeki sermaye ve ortaklıklara ilişkin sınırlamalarının kalkacağına yönelik bir maddenin yer almadığını söyledi. 

Erhürman, Din İşleri Dairesi’ne ilişkin yapılacak değişikliği de değerlendirerek, yapılması gereken laikliğin tam tersi olduğunu, Protokol’ün dairenin devlet tüzel kişiliği altına alınmasını öngördüğünü, ileri sürdü.