Yazılı açıklama yapan Kansoy, çocuk işçiliği konusunda, eğitim, tedbir, denetim unsurlarını işler duruma getirmek gerektiğini kaydetti. 
Çalışma hayatında istismar edilip geleceği ve hayatı tehlikeye atılan çocukların aynı zamanda toplumun kaybedilen birer değeri ve potansiyeli olduğunu kaydeden Kansoy, “Amacımız çocuk istihdamını artırmak ve kayıtsız, güvenliksiz çocuk işçiliğine göz yummak değil, sağlıklı ve eğitimli çocuklar yetiştirmek olmalıdır.” ifadelerini kullandı. 
Çocuğun zihinsel, bedensel, ruhsal ve genel olarak sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen çocuk işçiliğinin küresel ve ulusal çapta sorun teşkil ettiğini belirten Kansoy, çocuk işçiliğinin çocuğun eğitim hakkını elinden aldığını, uzun vadede çocuğun sağlıklı bir yetişkin olmasını engellediğini kaydetti. 
Ucuz işçilik olarak görülen çocuk emeğinin uzun vadede toplumun ekonomisine pahalıya mal olduğunu kaydeden Kansoy, şöyle devam etti: 
“Devlet uluslararası sözleşmelere taraf olarak ve bu sözleşmeleri yasalara ekleyerek üstüne düşen görevi yapmış olmuyor. Çocuk işçiliği ile mücadele ancak sağlıklı bir hareket planı ve denetim mekanizmasıyla sağlanabilir. Ne acıdır ki; siyasi otorite bu konuda sınıfta kalıyor. Sivil toplum örgütleri bu alanda her daim aktif, yardımcı ve duyarlı bir tutum sergilerken denetim aşamasında devlet yetersiz ve isteksiz kalıyor.”
Kansoy, İş Yasası kapsamında olan iş yerlerinin ve işverenlerin denetiminin yapılmaması veya yetersiz yapılmasının bir çocuğun hayatına mal olmaması gerektiğini vurguladı.