Gömülerek İmha Ediliyor
TÜK için getirilen 14 bin 100 ton arpanın bin 47 tonu, geminin su alması nedeniyle ıslandı

Toprak Ürünleri Kurumu’nun (TÜK) talebiyle Özkıraç Ltd.’in acenteliğinde “Bakü” isimli gemi tarafından Rusya’dan getirilen 14 bin 100 ton arpanın, bin 47 tonu geminin su alması nedeniyle ıslandı.
Nem oranı limitlerin üzerinde çıkan arpanın sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle tahliyesi bir süre durdu. Yaklaşık 3 haftadır Mağusa Limanı’nda bekleyen Bakü isimli gemiden, önceki gün ıslak olan arpanın tahliyesine başlandı.
Arpa, kontrol altında beşerli kamyonlarla Akıncılar köyü yakınlarında bulunan Şht. Teğmen. Doğuş Uran (Margo) Devlet Üretme Çiftliği’nin güney doğusunda bulunan silah çukurlarına dökülerek imha edildi.
Konu ile ilgili olarak gazetemiz KIBRIS’a konuşan Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Nilden Bektaş, yükün Mağusa Limanı’nda ıslanmamış olması halinde kesinlikle KKTC’ye girişinin yasak olması gerektiğine vurgu yaptı.
Nilden Bektaş, yükün Mağusa Limanı’nda ıslanmış olması durumunda da uygun şeklide imha edilmesi gerektiğini kaydetti. Nilden Bektaş, nemli arpaya canlıların ulaşımının engellenmesi gerektiğine dikkat çekerken, gömülen alanın işaretlenmesi gerektiğini ve zeminin de geçirgen olması halinde geçirgenliğinin giderilmesi gerektiğini belirtti.
Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Çevre Sekreteri Dr. Ahmet Körceğez ise, geçmişte benzeri olayların yaşandığını ve insanların tedirgin olduklarına dikkat çekti.
Tarım Bakanlığı Müsteşarı Hasan Kestigül de, Bakü isimli yük gemisinin 14 bin ton arpayı yurt dışından Toprak Ürünleri Kurumu (TÜK) için KKTC’ye getirdiğini söyledi.
Yurt dışından gelen tarımsal ürünleri Tarım Teftiş Kurumu’nun kontrol ettiğini anlatan Hasan Kestigül, bu kontrollerde nem oranına ve ilaç kalıntısına bakıldığını kaydetti.
Tüzüğe göre ilaç kalıntısının en fazla yüzde 14 buçuk olması gerektiğini anlatan Kestigül, Tarım Teftiş Kurumu’nun arpa indirimi sırasında sürekli kontroller yaptığını bildirdi.
Bakü isimli gemiden arpa indirimi sırasında 4-5 kez kontrol yapıldığını ve 13 bin ton arpanın sorunsuz bir şekilde tahliyesinin yapıldığını açıklayan Hasan Kestigül, tahliyenin sonuna yaklaşıldığı zaman arpada nem oranının limitlerin üzerinde olan yüzde 16.8 olarak tespit edildiğini söyledi. Kestigül, bu nedenle de arpanın tahliyesinin durdurulduğunu söyledi.
Hasan Kestigül, nem oranının yüksek çıkması nedeniyle sözleşme gereği arpanın tahliye işlemini engellediklerini dile getirdi.
Engellemeleri nedeniyle gemi sahibinin hukuk yoluna başvurduğunu kaydeden Kestigül, gemi sahibinin Kıbrıs Türk Liman İşçileri’nin geminin su almasına neden olacak bir hata yaptığını ve arpanın bu şekilde ıslandığını iddia ettiğini söyledi.
Hukuk sürecinde yurt dışından bilirkişilerin de getirildiğini ve görüşlerine başvurulduğunu ifade eden Kestigül, mahkeme sonucunda Kıbrıs Türk Liman İşçileri’nin hiçbir hatası olmadığının anlaşıldığını kaydetti.
Kestigül, yüksek ihtimalle geminin Mağusa limanında beklediği sırada su kaçağı olması nedeniyle su aldığını ve bu nedenle de arpanın nemlendiğini öne sürdü.
Kestigül, “Biz de nemli arpanın imhası için imha masraflarının ödenmesi gerektiğini, aksi takdirde yükü KKTC’ye almayacağımızı bildirdik. Gemi rıhtımda durduğu sürece para ödemektedir. PNI adlı armatörlerden oluşan uluslararası bir kulüp vardır, bu kulüp bu gibi itilaflı durumlarda biriken fonundan teminat veriyor. PNI bize bu giderin karşılanacağı yönünde garanti verdi. Biz de imha işlemlerini başlattık” dedi.
İmha için Gazimağusa Belediyesi çöplüğüne ve Dikmen çöplüğüne müracaatta bulunduklarını anlatan Kestigül, bu taleplerin her ikisinin de kabul edilmediğini açıkladı.
Yapılan araştırmalar neticesinde bin 47 ton nemli arpanın Akıncılar bölgesindeki Şht. Teğ. Doğuş Uran (Margo) Çiftliği’nde imhasına karar verildiğini ifade eden Kestigül, Çevre Dairesi, Tarım Teftiş Kurumu, TÜK ve Gümrük Görevlileri’nin eşliğinde 2 adet iş aracıyla nemli arpanın gömüldüğünü söyledi.
Nemli arpanın çiftliğin güney doğusunda bulunan 1974’ten kalma silah çukurlarına dökülerek gömüldüğünü kaydeden Kestigül, nemli arpada ilaç kalıntısı veya radyasyon olmadığı için herhangi bir zararı olmadığına vurgu yaptı.
Müsteşar, söz konusu arpayı yakarak imha etmeleri halinde oluşacak dumandan çevrenin zarar görebileceğinin altını çizdi.
Hasan Kestigül, 5 yıl sonra bu arpanın yer altında gübre haline gelebileceğine dikkat çekti ve kontrollerini sürekli yaparak gömülen arpanın kimse tarafından alınmasına izin vermeyeceklerini açıkladı.

“Gemi sorunlu çıktı”
Geminin acenteliğini yapan Özkıraç Ltd.’in direktörü Yıltan Özkıraç ise gemide su olması nedeniyle arpa tahliyesinin durduğunu söyledi.
Malın son tahliye limanının Mağusa Limanı olması nedeniyle, KKTC’de imha edilmesi gerektiğini öne süren Yıltan Özkıraç, “Gemi sorunlu çıktı. Alttan su aldı. Nemli olan arpanın imhasına karar verildi. Gümrük memurları nezaretinde kamyonlar beşer beşer yüklendi ve imha edilecekleri bölgeye götürüldüler. Yasal olarak son uğrak yerinde imha edilir. Bu arpa zaten yolda ıslanmadı. Mağusa Limanı’nda ıslandı. Bu rutin bir uygulamadır. Dünyanın her yerinde böyledir. Toplumun buna alışması gerekiyor. Buna katlanmak zorundayız. Bana göre yanlış bir uygulama yoktur” dedi.
Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Çevre Sekreteri Dr. Ahmet Körceğez, Akdeniz’in doğusunda yer alan adamızın zaman zaman pek çok liman için problemli olan yüklerin indirilmesiyle karşı karşıya kaldığına dikkat çekti.
Kullanımı mümkün olmayan ıslak arpanın belirlenen bir alanda gömme yöntemiyle istifleneceğini öğrendiklerini belirten Körceğez, bu yöntemle doğamıza verilecek zararları hesaplamanın mümkün olmadığını kaydetti.
Dr. Ahmet Körceğez; “Daha önceki deneyimlerden yola çıkarak ıslak arpanın depolanacağı yerden alınıp hayvanlara yedirilmesi başlı başına sorunlara davetiye çıkaracaktır. Onun için depolamanın dikkatli yapılması gerekir. Bu tip yüklerin ülkemiz içinde değil de geldiği ülkede depolanması daha adil bir yaklaşım olur” dedi.
Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz yıllarda zehirli kumun (slika içeren) kamuoyunu epeyce meşgul ettiğini anlatan Körceğez, zehirli kumun insanların tedirgin olmasına sebep olduğunu kaydetti.
Körceğez, Kıbrıs’ın Akdeniz’in çöplüğü olamayacak kadar küçük bir ada olduğuna vurgu yaptı.
Çevre sağlığını bozacak girişimlerden uzak hareket etmenin iktidarların temel ekseni olması gerektiğinin altını çizen Körceğez, “Bulunduğumuz yüzyılda çevre politikalarıyla ilgilenen, bu politikaları şiar edinen partilerin başarı şansı vardır. Son dönemde çevre bakanlığının ayrı bir bakanlık olarak faaliyet göstermesi bile sorunlarımıza çare getirmemiştir” diye konuştu.
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Nilden Bektaş, yükün Mağusa Limanı’nda gemi içerisinde ıslanmış olması halinde kuralına uygun olarak canlıların ulaşamayacağı bir şekilde imha edilmesi gerektiğini söyledi.
Gömerek imha yönteminde zeminin geçirgenliğinin bir hayli önemli olduğuna vurgu yapan Bektaş, zeminin geçirgen olması halinde geçirgenliği önlemenin pahalı bir yöntem olduğunu kaydetti.
İmha bölgesine atık olduğu yönünde bilgilendirici işaretler de yerleştirilmesi gerektiğinin altını çizen Bektaş, bölgenin haritaya da geçirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Bektaş, kendilerine gelen bilginin geminin KKTC’ye gelirken su aldığı ve bu şekilde ıslandığı yönünde olduğunu dile getirdi.
Nilden Bektaş, sorunun bu şekilde ortaya çıkması halinde “atık” olarak nitelendirilmesi gerektiğini bildirdi.
Bunun 18/12 sayılı Çevre Yasası’na bakıldığı zaman rahatlıkla anlaşılabildiğine dikkat çeken Bektaş, yasaya göre atığın tanımı “sahibinin bertaraf ettiği veya bertaraf etmek niyetinde olduğu veya bertaraf etmesi gereken herhangi bir madde veya cismi anlatır” şeklinde olduğunu söyledi.
Nilden Bektaş; “alıcı firmanın istemediği ve kirlendiğini öne sürdüğü arpa bir atıktır ve bertaraf edilmesi gerekmektedir. Ayni yasanın 7. maddesinin 3. bendi ise “Serbest bölgeler de dahil Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne tüm atıkların ithali ve girişi yasaktır” demektedir. Dolayısıyla ülkemiz sınırları dışında atık konumuna gelen bu ürünün hiçbir şekilde ülkemize kabul edilmemesi ve ürünün alındığı yere iade edilmesi gerekmektedir” dedi.

Kaynak: Kıbrıs Gazetesi