Golkarian yaptığı açıklamada, kadın haklarının bu iki ülke arasında karşılaştırmasını bölgesel yönden pek çok benzerliğe sahip olduğuna dikkat çekerek, küresel çapta da kadın haklarına değindi. Golkarian, “Kadınlarımız hayatımızın ana faktörleridir. Aslında yaratılış ve insan varlığının temel cinsiyetidir. Fakat ne yazık ki hem bölgesel hem de evrensel açıdan kadınlar gerekli haklarından yoksun kalmış ve bazen de mağdur duruma düşmüşlerdir. Bölgemizde gelenek, adetler, kültürel faktörlerin yanı sıra dinsel aktarımlar da kadın haklarını pek çok yönden olumsuz derecede etkilemiş ve onları adeta ikinci bir plana ve duruma itmiştir. Diğer yönden kadın hakları yüzeysel olarak sosyal durumlarda olumlu görünse de temelde kadın bir cinsellik objesi olarak kullanılmaktadır” dedi.
İran kadınlarının sosyal açıdan birçok alanda üstünlüğe imza atmış olduklarını açıklayan Golkarian, İran ülkesinde bazı şeriata tabi olan ülkeler gibi kadın haklarının dikkate alınmadığını da ifade etti. Fakat kadınların aile ve akraba sosyal ortamlarındaki gerçek hayatlarıyla dış ortamdaki hayat şartlarının farklı olduğunu da sözlerine ekleyen Golkarian, “İran’daki kadınlar dışarıda sosyal etkinliklerde aktif değillerdir fakat kendi özel hayatlarında ister ailevi isterse akraba topluluklarında aynen batı dünyası gibi özgürler. İran devleti Kuran’dan alınan şeriat kanunlarını anayasa ceza ve medeni yasalara eklemesine rağmen herkesin kendi dört duvar içerisinde ne yapacağı konusunda özgür olduğunu bilmektedir ve kimseye nasıl yaşadığına, ne yaptığına, neyi tercih ettiğine karışmaz ve yasal olarak da karışamaz” dedi.
