GAÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Umay Türkeş Günay modetratörlüğünde gerçekeleşen panale GAÜ Türkçe Öğretmenliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç.Dr. Elza Alişova ve  Uluslararası Türk Akademisi Kırgızistan Vekilili ve Türkolog Prof. Dr. Kadir Konkobaev katılım gösterdi.

Nevruz kutlamaları ve Türk coğrafyalarında Nevruz'un anlamı ve değeri konusunun konuşulduğu panelde açılış konuşmasını gerçekleştiren Günay; “Nevruz, yeni gün demektir.Tarihi kaynaklarda zaten Nevruz yeni gün olarak belirtilmektedir. Tarihe baktığımızda Hun'lardan itibaren bütün Türk coğrafyalarında ki devletlerde resmi bayram olarak kabul edilir. Bizim Türkiye Cumhuriyeti'ne baktığımızda diğer Türk coğrafyalarından farklı olarak Osmanlı Dönemi'nde çok farklı ve zengin bir biçimde kutlanan Nevruz, Cumhuriyet'ten sonra biraz durulmuştur.

Özellikle Batı Anadolu'da ve Orta Anadolu'da eski takvime göre Mart'ın 9'u şeklinde Nevruz kutlanmıştır ve bazı bölgelerde kuzuların çoğalması ile ilgili bereketi ifade eden bir gün olarak kutlanmıştır. Özellikle ateş üzerinden atlanmıştır” dedi.

Cumhuriyet sonrasında Nevruz kutlamalarının azaldığı konusu hakkında açıklamalarda bulunan Günay; “Cumhuriyet sonrasında kutlamaların azalması yaşanılan travmalara bağlıdır.Diğer coğrafyalarda ki Türkler bir miktar bilmekle beraber Türkiye'de yaşayan Türkler ,Osmanlı İmparatorluğu'nun büyük bir mücadele sonunda Birinci Dünya Savaşı, Balkan Savaşı, ardından Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı ile beraber yaşanan olağanüstü travmalar sonucunda Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu yeni bir umut yeni bir doğuş, kaybedilenenin yerine yeni bir anlam yükleme ve teselli bulma durumları yaşanmıştır. Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti kendi ritüellerini yaratmıştır. Çünkü teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin evrensel insan yaradılışının her zaman efsanelere ve ritüellere ihityacı vardır. Yeni varoluşlar gerek Nevruz gerek Hıdırıllez gibi geleneksel kutlamalar Cumhuriyet'ten sonra belli dönemde gölgede kalmışlardır. 1995 yılından beri Nevruz Bayramı Türkiye Cumhuriyeti'nde de bayram olarak kutlanmaya devam etmektedir” ifadesini kullandı.

Konkobaev ise, Nevruz hakkında yaptığı açıklamalarda; “Türk Dünyası'nda Nevruz'un tarihi çok uzundur. Bazı Orta Asya Türki Cumhuriyetlerinde Nevruz 14 Mart'tan itibaren kutlanmaya başlanıyor. Topraklar ısınmaya, güneşin ısıtımaya başladığı zaman yeni yılın başlangıcı olarak kabul edilir ve Nevruz kutlanmaya başlar. Sovyetler Birliği zamanında Nevruz kutlamaları aksamaya başladı. Fakat bağımsızlıklar ilan edildikten sonra Türkmenistan, Kazakistan ve Kırgızistan'da resmi bayram ilan edildi ve tekrardan kutlamalar devam etti. Bu vesile ile tüm Türk Dünyası'nın Nevruz Bayramını kutluyor, bu yeni yılın sağlık, huzur ve barış getirmesini diliyorum” dedi.

 Alişova ise, Azerbaycan'da ki Nevruz algısı ve kutlamaları hakkında yaptığı açıklamalarda; “Nevruz eski Türk inancında eski insanların, zaman, mekan hakkında görüşlerinin sistemidir. Nevruz ilkel insanın dünyayı anlama ve anlamlandırma ve bu arada mitolojiden kaynaklanan yaptığı merasimin aslında toplamıdır.

Azerbaycan'da Nevruz'dan önce ki çarşambalara dikkat edilmelidir. Azerbaycan'da halk arasında Salı ağır gün olarak belirlenmiştir ve Salı günü kimse çalışmaz. Halk arasında ki inanca göre Nevruz gelmeden, Nevruz habercilerini insanların evlerine gönderir. O haberciler salı günü gelir ve insanlar onları nasıl karşılarsa aynı şekilde o yıl insanlara o şeklide bir geri dönüş olur. Bu yüzden insanlar evlerinde çok güzel sofralar açar, şenlikle kutlarlar ve kötü olan günden kurtulmayı amaçlarlar.

Nevruz'da mitolojik ritüellerde kışın getirdiği sıkıtıntıları yok etmek adına ateşin üzerinden atlanır, komşunun, akrabanın evinin önüne gidilir ve pay almak adına kuşak sallama yapılır. Güzel sohbetler edilir. Geleneklerin hatırlatılması adına Orta Oyunlar oynanır. Bu şekilde birlik, beraberlik ortamı sağlanmasıdır” şeklinde konuştu.