Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Öğretim Üyeleri Bostancı Kültür ve Sanat Festivali’ne katıldı.

1. Bostancı Kültür ve Sanat Festivali 19-20-21 Ağustos tarihleri arasında Bostancı’da renkli görüntülere sahne olurken; GAÜ İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Muharrem Özdemir ve GAÜ Mimarlık Tasarım ve Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim görevlisi Ece Apan, kültür ve sanata destek verdi.

GAÜ İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve yönetmen Yrd. Doç. Dr. Muharrem Özdemir, festivalde yerel şairlerin sahne almasından önce katılımcılara seslendi. 2021 yılında yönetmenliğini yaptığı ‘Bir Uluçam Süleyman Ali Belgeseli’nden söz eden Özdemir, şairlerin toplumsal yaşamın bir yansıması olduğuna değindi. Özdemir, 20 yaşında eğitimini yarıda bırakıp Erenköy’e çıkan ve orada şehit olan öğrenci ve şair Süleyman Ali Ulumçamgil’in hayat hikayesini ve bir şiiri de katılımcılarla paylaştı.

Özdemir burada yaptığı konuşmasında; “Bilindiği üzere Şiir günü 21 Mart, şairler günü de 21 Ağustos olarak aktarılmakta ve etkinlikler düzenlenmekte. 1. Bostancı Kültür Ve Sanat Festivali’nin düzenlenmesinde büyük katkıları olan Muhtarımız Fırat Arkın Bey’e hem festivalin isminden dolayı hem de bu etkinliği düzenlemesinden dolayı teşekkür ediyorum. Bugün sizlerle şairlerimizin öncesinde söz alarak buluşmak istedim. GAÜ’deki akademisyenliğimin yanı sıra Kıbrıs’ın yakın tarih ile ilgili kısa ve uzun 47 belgesele yönetmenlik yaptım. 2021 yılında beni en çok etkileyen belgesellerimden birini çektim. Bir Uluçam Süleyman Ali Belgeseli. Fota köyünde başlayıp Erenköy’de son bulan bir yaşam hikayesi. Bir Uluçam Süleyman Ali isimli belgeselde hayatını ölümsüzleştirdik. Belgeselimize bir şairimiz Süleyman Ali ağıdıyla söz verdi ve bestesiyle de bir müzisyenimiz ses verdi. Yazar şair Bülent Fevzioğlu sözlerini yazdı. Sanatçımız, bana göre Kıbrıs’ta Türkülerin efendisi Turgay Salim Hoşsöz de ağıdı besteleyerek ses verdi.

Özdemir; “Sevgili Şairlerimizin Yürekleri Hiç Susmasın, Yüreklerinden Dökülenler Kâğıda Hep Yansısın”

Belgesel çekimleri dolayısıyla Süleyman Ali Uluçamgil’i hem araştırdık hem yakınlarından dinledik. Bu toprakları seven, canını verecek kadar seven bir şairdi. 1963 olayları başlayınca 1964’ün Ocak ayında İstanbul hukuk fakültesindeki eğitimini yarıda bırakarak arkadaşlarıyla birlikte Beşparmak dağlarında mevzide yerini aldı. Mart ayında babası onu eğitim için tekrar Türkiye’ye gönderse de eğitimini yarıda bırakıp Erenköye çıktı. İyi bir nişancı olduğu için Komutanları havancı olmasını istedi fakat Süleyman reddetti. “Bana düşmanım saldırsın vururum. Ama havan mermisinin nereye düştüğünü bilmiyorum. Çocukların üzerine de düşebilir. Masum insanların üzerine de” diyerek reddetti. Fakat 21 Temmuz’da Mansur’a köyünden arkadaşlarıyla birlikte Erenköy’e dönerken Rumlar’ın hediye paketi süsü vererek hazırladıkları tuzak bomba paketini açınca Erenköy’de arkadaşıyla birlikte şehit düştü. O masumu birine denk gelir düşüncesiyle havan nişancısı olmayı reddetti ama kendisi bir tuzaklama yapılarak şehit edildi. Hırçındı, vatan sevdalısıydı. Yaşasaydı Kıbrıs’ın Nazım hikmeti olacaktı. Şiirlerinde aşka, özlemlerine, Vatan ve Anavatan sevgisine yer verdi. İnandırdığı davada hep ayak diretti. Yaşam serüvenini de çok sevdiği vatan toprakları Uğruna son buldu. Şiirlerinde ölümü simitçi çığlığına benzetti. Hayallerinin üniversite bahçesinde dökülen ağaç yapraklarına şiir yazmak olduğunu dile getirdi. Anavatan sevdasını da ‘KIBRIS-TÜRKİYE… İNANIYORUM BİR TEK VATANA, YÜREKLERE DEĞİN DİNELİKTEN, NE ÇIKAR ARAMIZDA AKDENİZ VARSA, NE FARK VAR ARAMIZDA AKDENİZ VARSA! KİMİMİZ ÖLÜRKEN DİYORUZ, KİMİMİZ ÖLÜRKANA’ şirinde dile getirdi. Kendisini rahmetle Özlem’le anıyorum. Sevgili şairlerimizin yürekleri hiç susmasın, yüreklerinden dökülenler kâğıda hep yansısın. Yansısın ki toplumumuzun şiirleri, türküleri, ağıtları ve yazıları geçmişten geleceğe hep bir ışık olsun. Başta muhtarımız olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum’ dedi.

Apan; “Sanatsal Etkinliklere Üniversitemizi Temsilen Her Zaman Destek Olacağım”

GAÜ Mimarlık Tasarım ve Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim görevlisi, İç Mimar ve Ressam Ece Apan ise, köy ve kasabalar gibi küçük ölçekli yerleşim alanları için şehir kimliği oluşturmanın öneminden ve bölgesel el sanatlarının yaşatılmasının öneminden bahsederek gün boyu festival katılımcıları ile beraber resim yaptı.

Apan konuyla ilgili açıklamasında “Gün boyunca bölge halkı ile renkler üzerine sohbet edip, festival katılımcıları ile beraber resim yaptık. Nakış, oymacılık, gibi bölgenin el sanatlarının; zirai ürünleri ile üreticilerinin, bölgenin doğal güzelliklerinin festival aracılığı ile daha yakından tanınma fırsatı bulduğu için mutluluk duyuyorum. Ekonomik ve sosyal açıdan halka ve ülkeye yarar sağlayan bu gibi faaliyetlere, sanatsal etkinlik olarak üniversitemizi temsilen her zaman destek olacağım” şeklinde belirtti.

Etkinliğin sonunda Yrd. Doç. Dr. Özdemir ve Öğretim Görevlisi Apan’a katkılarından dolayı KKTC Milli Eğitim Bakanlığı Denetleme Kurulu Başkanı Havva Dağsever tarafından plaketleri takdim edildi.