Cumhurbaşkanı törende kendi kendini gofa getirdi.

Ve belki de heyecandan mütevellit bir itirafta bulundu.

Talimatına rağmen pandemi hastanesi için birşey yapılmamış.

Proje çıkmamış, talimat yerine getirilmemiş.

Sözlerinin dinlenmediğini vurguladı açıklıkla.

Hem de 10 aydır bağırılan Pandemi Hastanesi için.

Herkes buna köpürdü tabi.

Yok efendim Tatar, kendi vatandaşını şikayet etmiş.

Kendi memurunu, kendi mimarını.

E günaydın arkadaşlar.

Bunu yıllardır söylemiyor muydu herkes?

Bu Devlet çalışmıyor.

Bu Devlet hantal.

Bu Devlette çarklar dönmüyor.

Ülke sistemi iflas noktasından daha dipte.

İşte çıkıp Tatar itiraf etti.

Kızacağımıza sebeplerini bir düşünsek.

Sebepleri düşünüp de çareler üretsek.

******

Ama yok tabi.

İşin kolayı sözel muhalefet.

Oysa herkes sohbetinde sistemi yere batırmıyor mu?

Memurun çalışmadığını söylemiyor mu?

Sektörlerin çıkar zümresi haline geldiğini vurgulamıyor mu?

Herkes yıllardır bunu söylüyor.

Ve bunun nedenlerini de biliyor.

Sistemin sürdürülemez olduğunu söylemedi mi herkes?

İşte buyurunuz.

Cumhurbaşkanı, Başbakan iken iş yaptıramamış.

Bu iş yaptıramama nedeni Tatar’ın basiretsizliği mi?

Yoksa sistemin icraat refleksinin kalmaması mı?

Herşey ortada zaten.

Kral çoktan beridir çıplak.

******

Bu yüzden kimse hariçten gazel okumasın.

Cumhurbaşkanı çıkıp çatır çatır itiraf etti.

Hade şimdi buyurunuz arkadaşlar.

Bu kaotik düzeni düzeltelim.

Öyle laf salatalığı ile bu gemi yürümeyecek.

Ve hatta daha da diplere batacak.

Siyasetin en yüksek mertebesindekiler çaresiz.

Halk hepten çaresiz.

Bu düzenin sorumlusu hepimiziz.

Bu girdabı biz yarattık.

Çözmek istiyorsak da yine biz çözeriz.

Ama suçlu aramadan.

Yani et de elimizde bıçak da.

Ayinemiz iş olsun, lafa sığınmadan.