EROĞLU: “RUM TARAFINA EN İYİ CEVABI GÜZELYURT HALKI TOPRAĞINA SAHİP ÇIKARAK VE YATIRIM YAPARAK VERMELİ”

“GÜZELYURT HALKI BU TOPRAKLARA SAHİP ÇIKTIĞI SÜRECE RUM RAHAT KONUŞAMAYACAK”

“MARAŞ BÜTÜNLÜKLÜ ÇÖZÜMÜN PARÇASIDIR. ANLAŞMA OLMAZSA MARAŞ’IN TÜRK TOPRAĞI OLDUĞUNU DA DÜNYA GÖRMEKTEDİR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, sürekli Güzelyurt’u gündeme getiren Rum tarafına en iyi cevabın yine Güzelyurt’tan, Güzelyurt halkı tarafından, toprağa sahip çıkılarak ve yatırım yapılarak verilmesi gerektiğini vurguladı. 

Eroğlu, devletin Güzelyurt bölgesine yol, üniversite ve su projesi gibi yatırımlar yaptığını, gerekli yatırımların yapıldığını, vatandaşların da bölgesine ve toprağına sahip çıkması gerektiğini ifade ederek, Güzelyurt halkının bu toprakları terk etmek istemediğini, Güzelyurt halkının bu kararlılığı olduğu ve yatırım yaptığı sürece Rum tarafının rahat Güzelyurt için konuşamayacağını vurguladı.

Maraş’ın ise Kıbrıs’ta bütünlüklü çözümün bir parçası olduğunu anımsatan Eroğlu, “Bizim bunun dışında Maraş ile ilgili bir politikamız daha var ama bunu açıklama zamanı değil. Eğer anlaşma olmazsa herhalde Maraş’ı öyle bırakmayacağız. Ama hala daha bir anlaşma olur düşüncesiyle, yeni başkan, yeni müzakere masası hazırlanıncaya kadar bu konudaki sessizliğimizi koruyacağız. Maraş’ı verecek değiliz. Maraş bütünlüklü çözümün parçasıdır. Anlaşma olmazsa Maraş’ın Türk toprağı olduğunu da dünya görmektedir. O zaman bizim Maraş üzerinde bazı kararlarımız ve düşüncelerimiz hayata geçecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bugün, Kıbrıs Türk Narenciye Üreticiler Birliği’nin davetlisi olarak Güzelyurt’a giderek, birlik lokalinde Güzelyurt halkına Kıbrıs müzakerelerinde Güzelyurt ve Maraş konularının ne durumda olduğunu anlattı.

Cumhurbaşkanı’na Özel Temsilci Osman Ertuğ ile Özel Kalem Müdürü Göktürk Ötüken’in eşlik ettiği toplantıya; Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Mutlu Atasayan, Güzelyurt Kaymakamı Menteş Gündüz, milletvekilleri, Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar, vatandaşlar ve üreticiler katıldı.

Kıbrıs Türk Narenciye Üreticiler Birliği Başkanı Ali Alioğlu, toplantının açılış konuşmasını yaparak, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nu, Rum Lider Dimitris Hristofyas’ın Güzelyurt ve Maraş için yaptığı açıklamalara, Güzelyurt’tan cevap vermesi ve kendilerini konuyla ilgili bilgilendirmesi için davet ettiklerini belirtti.

Eroğlu’na teşekkür eden Alioğlu, Rum tarafının sürekli Güzelyurt’u Kıbrıs müzakerelerinde gündeme getirmesinin Güzelyurt’u olumsuz etkilediğini ve yatırımların önünü kestiğini ifade ederek, halkın endişelerini paylaştı.

EROĞLU

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da, birliğin davetine teşekkür ederek başladığı konuşmasında, Hristofyas’ın giderayak verdiği beyanatlara Güzelyurt’tan bir ses verilmesi gerektiğini belirterek, cevabın yine Güzelyurt halkının toprağına sahip çıkması ve yatırım yapmasıyla verilmesi gerektiğini vurguladı.

Eroğlu, Güney’de gelecek yıl başkanlık seçimi olacağını, şu anda adayların seçime yönelik beyanatlarını takip ettiklerini ve bu beyanatları değerlendirdikten sonra KKTC halkı ile paylaşmak için bölgelere ziyaretlerde bulunacağını ifade ederek, vatandaşları bilgilendireceklerini söyledi.

Eroğlu, Hristofyas’ın seçimde “Kıbrıs sorununda çözüm ışığı görmediğinden” aday olmayacağını açıkladığını, ancak ekonomik konular ve partisinin kedisini desteklememesinin de bu kararında etkili olduğuna dikkat çekerek, Rum tarafının Kıbrıs sorununun çözümü için siyasi iradesi olmadığına işaret etti.

BM Genel Sekreteri, Hristofyas ve kendisinin bugüne dek 5 kez 3’lü zirve yaptıklarını, Hristofyas’ın son yapılan Greentree zirvesi öncesi Ulusal Konseyi toplayıp, görüşmeler için zaman dilimi, hakemlik ve çok taraflı konferans için “hayır” kararı aldığını hatırlatan Eroğlu, Rum tarafına ne kadar toprak, ne kadar hak verilse de tüm Kıbrıs’a sahip olmadan ve Kıbrıslı Türkler azınlığa düşmeden anlaşma niyetinde olmadığını vurguladı.  

“DOWNER’İN SÖZLERİNİ AĞZINA TIKMIŞTIM...”

BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Downer’in Kıbrıs’taki bir görüşmede kendisine; “Rum tarafına Annan Planı’ndan daha fazla hak verelim ki yine ‘hayır’ diyemesinler” dediğini söyleyen Eroğlu, bu konuda şunları söyledi:

“Downer bize şöyle bir telkinde bulunmaya çalışırken sözünü ağzına tıkamıştım: ‘Rumlar Annan Planı’na ‘hayır’ dedi, dolayısıyla Rumlara daha çok taviz verelim ki ‘hayır’ diyemesinler kabul etsinler.’

Ben de ona dedim ki: ‘Böyle konuşamazsın, böyle konuştuğun anda toplantıyı terk ederim. Çünkü Annan Planı geride kalmıştır.’ Ama bunu Greentree zirvesinde de BM Genel Sekreteri’nin yardımcısında söyletti; ‘İşte masada oturuyorsunuz, Hristofyas ve halkı Annan Planı’na ‘hayır’ dedi, dolayısıyla onlara ‘hayırına’ karşılık daha fazla toprak daha fazla taviz vermek gerekir ki Rum tarafına bunu kabul ettirebilelim. Yani Rum’un reddedemeyeceği kadar taviz verelim.’

‘Pardon’ dedim. ‘Yani Annan Planı’na ‘hayır’ diyenler mükafatlandırılacaklarsa ben de Annan Planı’na hayır dedim. Demek ki mükafatlandırılması gereken diğer lider de benim.’”

RUM TARAFININ TALEP ETTİĞİ TOPRAKLAR...

Bu sözleri alkışlarla karşılanan Eroğlu, o konunun öyle kapandığını ancak yine “Güzelyurt ve Maraş verilmezse anlaşma olmaz” açıklamalarının geldiğini ifade ederek, sadece bunların değil; “Mağusa Limanı’ndan Lefkoşa’ya kadar Güney Mesarya bölgesini olduğu gibi, eski ve yeni Türk köylerinin tümü, Lefkoşa’dan Yeşilırmak’a kadar Güzelyurt köy ve kasabaları ile Karpaz’ı da istiyor” dedi.

Eroğlu, bunun üzerine “herhalde isteklerin burada biter” dediğini, ancak “yok” cevabı aldığını, “65 bin göçmenin açıkta kalacağını, onların da eğer Türk tarafında kalacak topraklardaki mallarına dönmek istemeleri halinde mallarına döneceğini” söylediğini anlattı.

Bunların kabul edilemez olduğunu söylediğini ifade eden Eroğlu, ayrıca Türkiye’den gelenlerin de geri gönderilmesini istediklerini, böylece geri kalan toprağın Kıbrıslı Türklere yeteceğini söylediklerini kaydetti.

Rum zihniyetinin bu olduğuna dikkat çeken Eroğlu, Rumlarla anlaşmanın mümkün olmadığını, Rumlarda da anlaşma siyasi iradesinin olmadığını ifade ederek, bunları da ABD ve Avrupa’da yaptığı dış temaslarda en üst seviyede anlattığını söyledi.

“VERMEKLE SONUÇ ALINMAZ... VERDİKÇE DAHA FAZLA İSTİYORLAR”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs sorununda vermekle sonuç almanın mümkün olmadığını, Rumların verdikçe daha fazla istediğini belirterek, amacın Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı ve Kıbrıslı Türkleri de egemenlikleri altına almak istediklerini ifade etti ve bunları “art niyetli düşünceler” olarak niteledi.

Eroğlu, bugüne kadar anlaşma olmamasının nedenlerinin bunlar olduğunu, Hristofyas’ın kendisini eleştirdiğini, ancak 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile de görüştükleri toprak, mülkiyet, AB, ekonomi, yönetim ve güç paylaşımı ile garantörlük konularındaki hiçbir başlığı kapatamadıklarını, ancak kendisi ile yapılan görüşmelerde mülkiyet başta olmak üzere tüm başlıklarda iyi ilerlemeler sağladıklarını anlattı.

“BEN DE ÇOK ŞEYLER İSTERİM”

Rumların Güzelyurt’u istediklerini, ancak kendisinin de çok şeyler istediğini vurgulayan Eroğlu, Annan Planı’na da “Hayır” demesinin başlıca nedenlerinden biri Güzelyurt olduğunu, diğer sebeplerin ise vatandaşların göç etmesi, ekonomi uyuşmazlığı ve Türkiye askerinin adadan çekilmesi olduğunu kaydetti.

Derviş Eroğlu, kendisi için toprağın önemli olduğunu, ancak Talat için “Yönetim ve Güç Paylaşımı”nın önemli olduğunu, bunu konuştuklarını, uyuşmadıklarını fakat bu görüşe de saygı duyduğunu ifade ederek, önemli olanın devlete sahip çıkmak olduğunu vurguladı.

“BİZ BU TOPRAKLARI TERK ETMEYİZ”

Devlet ve toprak olmazsa demokrasi ve yaşamın da olamayacağını, o yüzden Güzelyurt’tan verilecek en güzel yanıtın, Güzelyurt halkının vereceği yanıt olacağını vurgulayan Eroğlu, “Biz bu toprakları terk etmeyiz dediğiniz anda mesaj ABD’ye kadar ulaşır” dedi.

Eroğlu, KKTC üzerinde uygulanan ambargoları eleştirerek, ambargoların kaldırılması durumunda Rumlar üzerinde bir baskı oluşacağını ve müzakerelere olumlu yansıyacağına inanç belirtti.

“UCU AÇIK 44 YILDIR DEVAM EDİYOR... BU KABUL EDİLEMEZ”

Müzakerelerin ucu açık 44 yıldır devam ettiğini, artık bir zaman dilimi konulması gerektiğini ifade eden Eroğlu, bunun kabul edilemeyeceğini ifade ederek, “Güney’de başkanlık seçimi yapıldıktan sonra yeni bir müzakere masası, yeni koşullar oluşturulmalı” dedi.     

Eroğlu, şimdi yeni bir başkan, yeni bir masa ve yeni koşullarda bir müzakere olması gerektiğini ifade ederek, artık bir zaman limiti olması gerektiğini, çünkü Kıbrıs müzakerelerinde tartışılmayan noktanın kalmadığını, sadece garantörlüklerin tartışılmadığını, onda da tarafların görüşlerinin ortada olduğunu söyledi.

“ANLAŞMA NOKTASINDAN UZAĞIZ”

Müzakere masasında anlaşma noktasından uzakta olduklarını rahatça söyleyebileceğini ifade eden Eroğlu, bunun Türk tarafının suçu olmadığını, Türk tarafının sürekli müzakerelerin devamını sağladığını ifade etti.

Müzakerelerin kesilme sebebinin Güney’in AB Dönem Başkanlığı ve Hristofyas’ın aday olmaması olduğunu ifade eden Eroğlu, ancak 7 komitenin Rumlar bazen katılmasa da çalıştığını söyledi.

Önemli olanın niyet olduğunu, ancak Rum tarafında o niyeti görmediklerini ifade eden Eroğlu,  Güzelyurt halkında topraklarından ayrılmama niyetini ve kararlılığını gördüğünü vurgulayarak, “Sizin bu kararlılığınız olduğu sürece, bu topraklara sahip çıktığınız ve yatırım yaptığınız sürece Rum rahat konuşamayacak” dedi.

MARAŞ...

Maraş’ın ise Kıbrıs’ta bütünlüklü çözümün bir parçası olduğunu anımsatan Eroğlu, “Bizim bunun dışında Maraş ile ilgili bir politikamız daha var ama bunu açıklama zamanı değil. Eğer anlaşma olmazsa herhalde Maraş’ı öyle bırakmayacağız. Ama hala daha bir anlaşma olur düşüncesiyle, yeni başkan, yeni müzakere masası hazırlanıncaya kadar bu konudaki sessizliğimizi koruyacağız. Maraş’ı verecek değiliz. Maraş bütünlüklü çözümün parçasıdır. Anlaşma olmazsa Maraş’ın Türk toprağı olduğunu da dünya görmektedir. O zaman bizim Maraş üzerinde bazı kararlarımız ve düşüncelerimiz hayata geçecektir” diye konuştu.

“HASSASİYETE TEŞEKKÜR EDERİM”

Hristofyas’ın açıklamaları karşısında Güzelyurt halkının hassasiyetine teşekkür eden Eroğlu, Güzelyurt halkında, Güzelyurt’a sahip çıkma heyecanı olduğunu, bunun da Türk tarafının elini müzakere masasında güçlendirdiğini ve dik oturma durumuna getirdiğini vurguladı.

Narenciyede bol ürün temennisinde bulunan ve Türkiye’den gelecek su ile narenciye sektörünün daha da gelişeceğine inanç belirten Eroğlu, konuşmasının ardından soruları yanıtladı.