Tufan Erhürman’ın açıklaması şöyle:

Sn. Sucuoğlu uzunca bir sosyal medya paylaşımı yapmış. Bundan sonra da vakit buldukça yapacakmış. Bu kararını destekliyorum. Bir başbakanın, hele de hükumetin kararlarının halkın belini her gün biraz daha büktüğü, halkta öfke ve tepki yarattığı böyle bir dönemde, alınan kararları ve sergilenen tutum ve davranışları “gerekçeleriyle birlikte” kamuoyuyla paylaşmasında yarar var.

Ancak Sn. Sucuoğlu ilk sosyal medya paylaşımında böyle bir yol izlemek yerine bana ve partim CTP’ye saldırmayı tercih etmiş. Söylediklerini ise her zamanki gibi gerekçelendirmemiş, iddialarını gerçekmiş gibi ortaya atmayı tercih etmiş. Bu haliyle krizin pençesinde kıvranan bu halkın sorunlarına çare değil ama yine de tarihe not düşmek adına yanıtlayalım:

1. CTP’yi siyasi çıkarlar uğruna kitleleri, kalabalıkları yönlendirmeye çalışmakla suçluyorsunuz. Gerçekleşen son eylemle ilgili midir bu söyledikleriniz? “Haklı” bulduğunuzu açıkladığınız eylemi CTP’nin yönlendirmesiyle ilişkilendirmeniz size tutarlı geliyor mu? Dahası orada tepkisini ve öfkesini ortaya koymak için bulunan örgütleri ve tek tek yurttaşları “CTP’nin siyasi çıkarlarına alet olmakla” suçlamanızın onlara hakaret olduğunun farkında mısınız?

2. “Sabah akşam sizi, partinizi, hükumetinizi eleştirdiğimi” söylüyor ve bundan rahatsız oluyorsunuz. Aslında ben şahsınızı ve partinizi eleştirmiyorum Sn. Sucuoğlu. Ana muhalefet partisi başkanı olarak hükumetinizi ve onun başbakanı olduğunuz için başbakan sıfatıyla sizi eleştiriyorum. Bilmiyorum farkında mısınız ama demokrasi denilen sistem böyle bir şey. Eleştiriye karşı bu kadar tahammülsüz olacağınıza demokrasiyi içinize sindirip, eleştirilerden ders çıkarıp, yanlışlarınızı düzeltmeye yönelmeniz sizce de daha yararlı olmaz mı? Ha eleştirileri haksız bulduğunuzda da “gerekçeli olarak” neden haksız bulduğunuzu açıklayın mutlaka. Ondan da biz yararlanırız. “Gerekçeli” olmak kaydıyla tabii!

3. CTP’nin Parti Meclisi ve MYK kararları doğrultusunda yönetilmesinden rahatsız olmuşsunuz. Biz demokrasiyi yalnızca ülkede değil, partimizde de uygulamayı demokrasi anlayışımızın gereği olarak görürüz (Parti Meclisimizde dışarıdan bakan atamama kararı aldıktan sonra dışarıdan bakan atamayız mesela). Ama başka partilerin nasıl karar aldıklarına, kararlarını kamuoyuna duyurup da ondan sonra bu kararla çelişmedikleri müddetçe karışmayız. Size tavsiyemiz, siz de başka partilerin, hele de CTP’nin parti içine karışmaya tevessül etmeyin. Daha önemlisi, siz de parti içi demokrasiyi önemseyin. Demokrasi iyi bir şeydir. Ama takdir sizin ve partinizindir tabii!

4. Benden “somut öneri” beklediğinizi söylüyorsunuz. Somut önerileri önemsiyorsanız ortalığı allem gallem eden yanlış kararları almadan, katılımcı bir ortam yaratarak bunları almayı ve sonra karar vermeyi hiç düşündünüz mü? Ekonomik akla aykırı elektrik zammını, alkollü içki zammını, hiçbir veriye-kritere dayanmayan, anti-demokratik, “reform”u bir yana bırakın kaosu gündeme getiren “yerel yönetimler reformu”nu ve daha pek çok yanlış kararı alırken bizimle görüştünüz, öneri istediniz de yapmadık mı? “Bir hafta sonra imzalayacağım” dediğiniz protokolden Meclis’teki muhalefetin hala haberdar olmaması, “öneri yapmıyorsunuz” derken sizi hiç rahatsız etmiyor mu? Yoksa “ben yaptım oldu” deyip, ortalığı birbirine kattıktan sonra sizi alkışlayan bir muhalefet midir zihniyetinizin beklediği? Burada majestelerinin muhalefeti yok Sn. Sucuoğlu! Belli ki sizin için kolay olmayacak ama demokrasiye ısınmanızda yarar var!

5. “Erhürman’ın kafa karışıklığı”ndan kastınızın ne olduğunu anlamadım. Bu itham yalnızca bir hakaret etme güdüsünden kaynaklanmadıysa lütfedip bu iddianın gerekçesini açıklamanızı istirham edeceğim! Yok, hakaret etme güdüsünün tatmin olması iseydi amacınız, dilerim bu amaca hizmet etmiştir kurduğunuz cümle!  

6. “Küçük siyasi hesaplarla üç-dört yıl sonrasını düşünme”ye gelince… Herhalde farkında değilsiniz ama zat-ı alinizinki başta olmak üzere son dönemdeki hükumetleriniz bu halkın hiçbir bireyine üç-dört yıl sonrasına ilişkin öngörüde bulunma ve plan yapma şansı bırakmadı. Hepimiz bu halkın bugününü ve geleceğini daha da karartan karar ve eylemlerinizi engelleme ve mümkün görünmüyor ama size doğru yolu gösterme uğraşı içindeyiz.

Uzun oldu biliyorum ama mesele aslında bunların hiçbiri değil! Mesele, aldığınız yanlış kararların, yaptığınız yanlış işlerin halkımızda uyandırdığı tepkiyi ve öfkeyi görmüş olmanızdır. Bunun paniğiyle hedef saptırarak bana ve partime saldırmak yoluyla toplumu ikiye bölmeye, tepki ve öfkeyi azaltmaya, yanlış karar alsanız da size biat edecek bir kitle yaratmaya çalışıyorsunuz. Size hatırlatmak isterim ki Kıbrıs Türk halkının karnı bu “böl-yönet” taktiklerine toktur. Tutmaz! Enerjinizi bu alana yöneltmek yerine bu halkın gailesini çekmeye ve çözüm üretmeye odaklanın. Ha muhalefetten öneri istemek konusunda da samimiyseniz, bilin ki bunun yolu “ben yaptım oldu” zihniyetinden vazgeçmek ve karar almadan önce katılımcı bir anlayış sergilemektir.