“SUSUZ KALDIĞINIZDA SİZE DE SU VEREBİLİRİZ. ELEKTRİĞİNİZ TÜKENDİĞİNDE ELEKTRİK DE VEREBİLİRİZ… DOĞRUSU ÜZÜLÜYORUZ. TANKERLE SU GETİRİYORLAR, PASLI PASLI SU İÇİYORLAR… BU SULARI DA İÇMEMİŞ OLURLAR… TERTEMİZ, ANAMUR SUYUNU İÇERLER''

Türkiye Başbakanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anamur'dan Kuzey Kıbrıs'a denizin altından borularla su götüreceklerini belirterek, ''Buradan Güney Kıbrıs'a çağrı yapıyoruz: Susuz kaldığınızda size de su verebiliriz. Elektriğiniz tükendiğinde elektrik de verebiliriz. Doğrusu üzülüyoruz. Tankerle su getiriyorlar. Paslı paslı su içiyorlar. Bu suları da içmemiş olurlar. Tertemiz, Anamur suyunu içerler'' dedi.

Erdoğan, partisinin 19. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, 2002'de 23,7 milyar olan tarımsal milli gelirin geçen yıl 62 milyar dolara, 4 milyar dolar olan tarım ürünleri ihracatının 15 milyar dolara, gıda ürünleri ihracatının ise 14 milyar dolara yükseldiğini söyledi.

Türkiye'nin bugün dünyanın 186 ülkesine tarım ürünü ihraç ettiğini belirterek, çiftçilere destek olmak için 2002 yılında yüzde 59 olan tarımsal kredi faiz oranlarını yüzde 0 ila yüzde 5 düzeyine çektiklerini bildirdi.

Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri'nce kullandırılan kredinin 2002'de 529 milyon lira iken, geçen yıl 40 kat artarak 23 milyar liraya çıktığını anlatan Erdoğan, 2002'de 2 milyar lira tarımsal destek verilmişken, geçen sene bu rakamın 4 kat artarak 8 milyar lirayı bulduğunu kaydetti. Erdoğan, tarım sigortası uygulamasıyla çiftçilerin doğal afetlere karşı korunmasını sağladıklarına işaret ederek, kırsal kalkınma hamlesi kapsamında tarımsal sanayi tesisi kuran girişimcilere yüzde 50, çiftçilerin tarlalarında ve bahçelerinde kullandıkları makine ve ekipmanlar için de yüzde 50 hibe desteği verdiklerini bildirdi.

Arazi toplulaştırma çalışmalarını hızlandırdıklarını vurgulayan Erdoğan, 2002'ye kadar 450 bin hektar arazi toplulaştırması yapıldığını, kendilerinin ise 10 yılda 3 milyon hektar alanda toplulaştırma gerçekleştirdiklerini belirtti.

Tohum ithal eden Türkiye'yi 66 ülkeye tohum ihraç eder hale getirdiklerini bildiren Erdoğan, ''Ama anamuhalefet bunların hiçbirini görmüyor. Sanki bunların hiçbiri yapılmıyor. Yalan yanlış her şeyi konuşuyorlar'' dedi.

BİN 128 TESİSİ YAPARAK MİLLETİN HİZMETİNE SUNDUK


Orman ve su işleri alanında bugüne kadar 55 milyar liralık yatırım yaptıklarını aktaran Erdoğan, 12 Aralık 2012'de Türkiye'nin en yüksek barajı olan Derinel Barajı'nı açacaklarını belirtti. Erdoğan, Derinel ve Ermenek, Avrupa'nın en yüksek barajı olan Çine Adnan Menderes, Ege'nin en büyük barajı Dalaman Akköprü'nün kendi dönemlerinde hizmete girdiğine dikkati çekerek, ''İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Mersin, Erzurum, Şanlıurfa başta olmak üzere büyük şehirlerimizin tamamının içme suyu sorununu uzun vadeli olarak çözdük. Bu doğrultuda hayata geçirdiğimiz 49 projeyle 34 milyon vatandaşımıza yılda 3,3 milyar metreküp içme suyu temin ettik'' dedi.

GAP'ı hızlandırmak için 2003 yılında 188 milyon lira olan ödeneği 1,4 milyar liraya yükselttiklerini anlatan Erdoğan, Anamur'dan Kuzey Kıbrıs'a Akdeniz'in yüzeyinin 250 metre derinliğinden askıda geçecek borularla su götürdüklerini dile getirdi.

Yeni bir çalışma başlattıklarını, elektriği de aynı şekilde Kuzey Kıbrıs'a vereceklerini bildiren Erdoğan, ''Buradan Güney Kıbrıs'a çağrı yapıyoruz: Susuz kaldığınızda size de su verebiliriz. Elektriğiniz tükendiğinde elektrik de verebiliriz. Doğrusu üzülüyoruz. Tankerle su getiriyorlar. Paslı paslı su içiyorlar. Bu suları da içmemiş olurlar. Tertemiz, Anamur suyunu içerler'' diye konuştu.

SOSYAL YARDIMLAR

Hükümetleri döneminde sosyal politikalara büyük önem verdiklerini açıklayan Erdoğan, son 10 yılda sosyal yardımları 107 milyar liranın üzerine yükselttiklerini, Türkiye'nin yoksulluk envanterini çıkartarak 4,5 milyon hane ve 18 milyon kişinin bütün sosyo-ekonomik verilerini kayıt altına aldıklarını söyledi.

Erdoğan, 9 milyon kişinin prim ödemesini devletin üstlendiğini sağladıklarını, sosyal güvenlik kurumlarındaki çocukların ailelerince bakılmasını teşvik etmek için çocuk başına 500 lira destek verdiklerini, ailesinin yanında desteklenen çocuk sayısının 36 bin 300'e ulaştığını belirtti.

Engellilere yönelik pozitif ayrımcılık anlayışını sürdürdüklerini vurgulayan Erdoğan, kapsamlı engelliler hukuku oluşturarak, haklarını güvence altına aldıklarını, engelli maaşı alan kişi sayısının ağustos itibarıyla 533 bini geçtiğini, evlerinde bakılan 394 bin engelli için net asgari ücret tutarında ödeme yaptıklarını, özel bakım merkezlerinde bakılan 9 bine yakın engelli için de net iki asgari ücret verdiklerini aktardı.

Erdoğan, engelli öğrencilerden 43 binine refakatçileri ile birlikte ücretsiz taşıma hizmeti verdiklerini, şehitlerin geride bıraktıkları yakınlarının mağdur olmamaları için her türlü tedbiri aldıklarına işaret etti.

KIRSAL KALKINMA PROJELERİ

Cumhuriyet döneminin en büyük kırsal kalkınma projesini de KÖYDES ve BELDES projeleriyle kendilerinin gerçekleştirdiklerini, yolu ve suyu olmayan köylerin sorunlarını 7,85 milyarlık kaynakla büyük ölçüde çözdüklerini ifade eden Erdoğan, içme suyu bulunmayan 4 bin köye ve bağlı yerleşim birimine ilk defa şebeke kurulduğunu, içme suyu yetersiz 40 bin 700 köy ve bağlı yerleşim yerlerinin su tesislerinin yenilendiğini, nüfusu 10 binin altındaki belediyelerin desteklenerek buralarda yaşayan 3 milyon 200 bin vatandaşın sağlıklı içme suyuna kavuştuğunu kaydetti. Erdoğan, ayrıca 255 belediyenin yapılan yatırımlarla kanalizasyon şebekesine sahip olmasının sağlandığını anlattı.

Erdoğan, 2002'de 4 bin düzeyinde olan KOBİ sayısının, 670 binin üzerine çıkmasını sağladıklarını belirterek, ''KOBİ'ler, bir ülkenin ayağa kalkmasında, hareket kazanmasında en önemli iksir küçük, orta boylu işletmelerdir. Bunlarla büyüyü yakalayacaksınız. İşte şimdi bizler de bu büyük adımı attık, atıyoruz'' dedi.

KOBİ'lere 10 yılda 620 milyon lira destek verdiklerini anımsatan Erdoğan, ''Bazıları gittiğimiz yerlerde diyor ki, KOBİ'ler... Rakam ortada. Bu denli desteği veriyoruz. Vatandaşlarımızın bazıları aslında haklarını da bilmiyor. Yani nereye nasıl müracaat edeceğiz, nereden hangi imkanları elde edeceğiz. Bunu bilmiyorlar. Bunun suçunu da bize yüklemeye kimsenin hakkı yok'' diye konuştu.

Erdoğan, 2002 yılında 2 olan teknopark sayısının 32'si faal olmak üzere 45'e çıktığını, son yılda 77 sanayi bölgesi projesini nihayete erdirdiklerini, Türkiye'nin geçen sene 118 bin marka başvurusuyla Avrupa'da ilk sırada yer aldığını, savunma sanayi sistemlerinin yurt içinde karşılanma oranının 2 kat artırarak, yüzde 54'e çıkarttıklarını dile getirdi. Erdoğan, savunma havacılık sanayi sektörünün cirosunun 4,5 milyar dolara, ihracatın 1,1 milyar dolara, AR-GE harcamalarının da 670 milyon dolara ulaştığını söyledi.

İnsansız hava aracı, eğitim uçağı, tank, obüs, roket, savaş gemisi, helikopter, uydu, zırhlı araç gibi savunma sanayi ihtiyaçlarının Türkiye'de üretilebilecek hale gelindiğini kaydeden Erdoğan, Göktürk 2'nin önümüzdeki hafta Çin'den uzaya fırlatılacağını belirtti.

TÜRKİYE'NİN ELEKTRİK ÜRETİMİ

Erdoğan, Türkiye'nin elektrik üretimini 230 milyar kilovata çıkardıklarını, elektrik santrali sayısının 743'e yükseldiğini, doğalgaz boru hatlarının uzunluğunu 12 bin 215 kilometreye, doğalgaz götürülen il sayısını 71'e çıkardıklarını ve kısa bir sürede de 81 ilin tamamında doğalgaz kullanılır hale geleceğini belirterek, ''Geçtiğimiz 10 yılda enerji sektörüne yaptığımız yatırımların tutarı 50 milyar doları buluyor'' dedi.

Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz hattını, Türkiye-Yunanistan doğal gaz boru hatlarını bitirdiklerini, Azeri doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyacak Trans Anadolu doğalgaz boru hattının hükümetlerarası anlaşmasını imzaladıklarını bildirdi. Irak-Türkiye boru hattı projesi için mutabakat zaptının imzalandığını, 40 yıldır istikrarlı bir şekilde işletilen Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattı anlaşmasının süresini 15 yıl daha uzattıklarını ifade eden Erdoğan, ''Bütün bu projelerle ülkemizi bölgenin en önemli enerji aktörlerinden biri haline dönüştürme yolunda çok önemli adımlar attık'' diye konuştu.

''ATA YADİGARLARINA SAHİP ÇIKTIK''

Turizm gelirlerini 10 yılda 8,5 milyar dolardan 23 milyar dolara çıkarttıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi 2002 sonu itibarıyla 13 milyon olan Türkiye'ye gelen turist sayısının 31,5 milyona yükseldiğini kaydetti.

Ecdad yadigarı vakıf eserlerinin restorasyonuna büyük önem verdiklerini, 1996-2002 yılları arasında 46 vakıf eserinin restore edildiğini, kendilerinin ise 10 yılda 3 bin 750 eserin restorasyonunu tamamladıklarını söyledi. TİKA aracılığıyla kendilerinden önce gerçekleştirilen proje sayısının 2 bin 241 olduğunu, bu rakamı 10 binin üzerine çıkardıklarını anlatan Erdoğan, ''Kudüs'teki Kubbet-üs Sahra'dan, Kırım'daki Zincirli Medrese'ye, Bosna Hersek'teki Drina Köprüsü'nden Moğolistan'daki Bilge Kağan Kültegin Anıtları'na kadar dünyanın dört bir yanındaki ata yadigarlarına TİKA aracılığıyla sahip çıktık. Karakurum'dan ta Orhun Abideleri'ne kadar'' dedi.

Erdoğan, Karakurum ile Orhun Abideleri arasındaki 42 kilometrelik yolu yaptıklarını anımsatarak, ''Atalarımızı, ecdadımızı kim düşünüyor? Onların miraslarına kim sahip çıkıyor? Bunu ortaya koyması açından. Lafla değil icraatla bunlar olur. Biz bunun icraatını ortaya koyduk'' ifadesini kullandı.

Dünyanın en az gelişmiş 49 ülkesinden 11'inde TİKA aracılığıyla yardım faaliyetleri yürütüldüğüne, işaret ederek, ''Neden? Çünkü üzerimizde tarihi bir görev vardır. Değerler silsilesi içerisinde inancımızdan kaynaklanın, hem insani hem İslami üzerimizde yükümlülükler var. Şu anda Somali'deki çalışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor. Her geçen gün daha iyiye gidiliyor. İnşallah daha da iyi olacak'' diye konuştu. 

Türkiye'nin 2002 yılında sadece 85 milyon dolar kalkınma yardımı yaparken, geçtiğimiz yıl yardımların 1 milyar 273 milyon dolara ulaştığını bildiren Erdoğan, ''Göreve geldiğimizde alan eldik. Ama şimdi veren el olduk'' dedi. 

MERKEZ BANKASI DÖVİZ REZERVLERİ

Ekonomi alanında Türkiye'yi istikrarlı büyümesi ve bütün göstergelerle dünyanın gıptayla izlediği ülke haline getirdiklerinin altını çizen Erdoğan, göreve geldiklerinde 27 milyar dolar olan Merkez Bankası döviz rezervinin şu anda 115 milyar dolara çıktığını belirtti.

IMF borcunun 23,5 milyar dolardan 1,3 milyar dolara düşürüldüğünü vurgulayan Erdoğan, bu borcun Nisan ayında sıfırlanacağını bildirdi. Erdoğan, Türkiye'nin IMF'ye 5 milyar dolar borç vereceğini, bu konudaki teknik görüşmelerin sürdüğünü aktardı.

Borç stoğunun gayri safi yurt içi hasılaya oranının yüzde 61,5'tan yüzde 22,4 düzeyine indirildiğini belirten Erdoğan, ''Bunlardır aslolan, önemli olan. Borç yiğidin kamçısıdır, bu çok önemli, yiğit olmayanın değil. Biz de hem borcu düşürüyoruz, düşürürken de yatırımlarla Türkiye'yi ayağa kaldırıyoruz. Ve başarının temel esaslarını yakalamış bir AK Parti var. Biz mali disiplinden hiç taviz vermeden bunu götürdük ve inşallah götüreceğiz'' dedi.

Göreve geldiklerinde devletin yüzde 63 borçlanma faizi ödediğini anımsatan Erdoğan, ''Kimin cebinden çıkıyordu bu para? Benim halkımın, vatandaşımın cebinden çıkıyordu. Karşılıksız para basmak suretiyle vatandaşım aldatılıyordu. Ceplerimizde modern hırsızlar vardı aslında. Soyuyorlardı bizi. Şimdi sıkıysa kalksınlar da karşılıksız para bassınlar. Basamazlar. Çünkü karşılıksız para basmak devletin halkından hırsızlık yapmasıdır. Biz buna müsaade etmeyiz. Şu 10 yıl içerisinde böyle bir şey asla olmadı. Bu bazı farklı ülkeler için enstrüman olabilir. Bu Türkiye'nin geçmişinde de enstrüman olarak kullanılmış olabilir ama biz kullanamayız. Çünkü bizim bu noktadaki inancımız çok farklı. Biz bu dönemde yüzde 9 ile borçlanıyoruz. Fark bu kadar büyük'' diye konuştu.

Bu rakamların Türkiye'nin nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından önemine işaret eden Erdoğan, göreve geldiklerinde 36 milyar dolar olan ihracat rakamının bugün yaklaşık 148 milyar dolara ulaştığını belirtti. Erdoğan, bu rakamları milletin lehine güçlendirerek devam ettireceklerini ifade etti.

Bir konuya dikkat çekmek istediğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

''Partilerinin adında cumhuriyet ifadesi var diye hepimize ait olan cumhuriyeti kendi tekeline almaya çalışanlar, geçmişte bu ülkeyi yıllarca yönetmediler mi? Yönettiler. Biz göreve gelmeden önce Ziraat Bankası görev zararı göstermek suretiyle adeta batıyordu, bitiyordu ama milleti aldatıyorlardı. Şimdi Ziraat Bankası Avrupa'nın en saygın bankaları arasında yer alıyor. Aynı şey Halkbankası için geçerliydi, aynı şey Vakıfbank için geçerliydi. Şimdi hepsinin de rasyosu gayet iyi bir yerde, gayet güzel bir yerde, rahat kredi verebiliyor, bu noktadalar ve örnek bankalar arasında yerlerini aldılar. İnanıyorum ki bunlar daha da iyi bir konuma gelecekler. Peki bunlar ne için bu hizmetleri yapmadılar. Çünkü bunların asla Cumhuriyet diye bir derdi olmadı. Bunlar asla cumhur diye, millet diye bir derdi taşımadılar. Eğer gerçekten cumhuriyeti benimsemiş olsalardı, Türkiye'de demokrasi yolunda atılan her adımın karşısında olmazlardı.''