Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

20 yıldır her sabah görüp selamlaştığım, sohbet ettiğim insan…

Oğlunu evlendirecekmiş, geçtiğimiz hafta davetiye verdi!

Salgın nedeniyle de neredeyse iki yıldır düğün dernek olmadığı için haliyle biz de gitmedik…

Yasaklar kalktı ya!

Bir de kalabalığı seven milletiz, gidelim dedik…

Zira düğün salonunda hem denetim hem de sosyal mesafe bekliyorduk!

Çok yanılmışız…

Damat ve gelin yaklaşık 40 kadar kişiyle salonun ortasında erik dalı çalarken oynarken biraz beklemek zorunda kaldık!

Bu arada gelenler gidenlerin yoğunluğu müthişti…

Selam verdiğimiz yetmezmiş gibi birçoğu üstümüze yapışıp kucaklaştık!

Tokalaşanlar yetmezmiş gibi terli vücutlarıyla sarmaş dolaş olanlara hayret ettik…

Ama onları ittiremedik işte!

Adam sana gelip kollarını açıyor, yanaklarınızdan öpüyor…

İttirip ‘git kardeşim salgın var’ deme cesaretin bile gösteremedik!

Üzerimizdeki ter kokusu birbirine karıştı…

Kimi parfüm kokuyor ama akşam 38 derecede yüzlerce kişinin arasında, hele de oyundan dolayı kan ter içinde kalanları bir düşünsenize!

Kuyruk epey uzayınca gelin ve damat yine tebrik yerine geçti…

Dikkatle gözlemledik!

El sıkışma, ya da boksörler gibi tokalaşma filan hak getire…

Millet birbirini öyle özlemiş olsa gerek ki terli vücutlarıyla resmen kucaklaşarak özlem gideriyor!

Şaşkınlıkla izliyoruz sadece…

Para takıp tebrik etme sorası bize geliyor!

Gelin damat en azından sadece el sıkıyor…

Ama oğlanın babası öyle coşkulu ki!

Yumrukla selamlaşalım diyoruz ne alaka…

Elimizden kavrıyor, terli vücuduyla öyle kavrıyor ki neredeyse ayaklarımız yerden kesiliyor!

İster istemez ürküyoruz, aklımızdan da gezmiyor değil, bizden önce yüzlercesi ile böyle kucaklaştı, kucaklaşmaya devam ediyor…

Kentlisi köylüsü bu düğüne akın etmiş!

Vakalar da hızla artıyor ya…

Acaba biz de kaptık mı diye!

Çift aşı olduğumuz halde salgının bulaşacağını bildiğimiz için…

Gittik diye kesinlikle pişman olduk…

Çünkü uzun bir yasaktan sonra düğün salonlarının tam bir bulaş yeri olduğuna gözlerimizde tanık olduk!

Tabi ki insanlar evlenecek, para da toplayıp masrafların en azından bir bölümünü toplayacak ama bu şekilde olması inanılmaz…

Sanki de intihar etmeye gittik gibi hissettik kendimizi orada!

Hem de vakalar yine coşmuşken…

Bir de şu delta varyantı da geldi ya!

Dün test sonucumuz negatif çıktı ama…

Ya bundan sonra!

Kaç kişi düğün sonrası merak edip de test yaptırdı?

Bir de açıldıkça açılıyoruz ya…

En önemlisi de denetim yok!

Yani bu devleti yönetim kararları alanların aklından hiç mi geçmez yüzlerce insanın bulunduğu makamlarda denetimin de olmasını…

Dün Başbakanlıkta üst düzey bir toplantı yapıldı…

Vakaların artmaksı nedeniyle baş başa verip neyi görüştüler bilmiyoruz ama tuttuğumuz yol yol değildir!

Şu anda sıfır denetim var bu da ilerisi için çok kötü sonuçlara neden olabilir…

Salgın iyi yönetildi diye tutturup papağan gibi konuşanlaradır sözümüz!

Bu krizi iyi yönetemiyorsunuz…

Denetim yoksa vakaların artacağı gerçeğini bile aklınızdan geçirmiyorsunuz!

Bu ülke insanına en büyük kötülüğü yapıyorsunuz…

Bunun farkında bile değilsiniz!

Sizler için cenaze ve düğünler siyasi rant konusu olduğu için de kuyruklarda vakaların artması için katkı sağlıyorsunuz…

Masamdaki davetiyelere bakıyorum;

Bundan sonra ne yapacağım diye ikilem içindeyim!

Gitsen vay, gitmesen vay…

Gitsem boynuma madalya takmayacaklar ama!

Gitmesem 7 aileyi kendime küstüreceğimi de çok iyi biliyoruz…

Ve son karar;

Bizim için artık düğün sezonu bitmiştir…

Küsen darılan da ayrı yatsın!

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersan SANER, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelmesine az bir süre kala G.Mağusa Belediyesi’nin bütçesinin büyük bir kısmını Maraş’a harcadığını bu nedenle maaşların eksik ödendiğini biliyor muydunuz? Haliyle insanlar size devlet nerede diye sormazlar mı?

Sayın Erhan ARIKLI, son iki gündür gündem sizin istifa edip hükümeti bozacağı yönündeydi. Söylentileri çıkaranlar da buna inanmaya başladı, kısa bir açıklama yaparak kamuoyunu doğru bilgilendirme görevinizi yerine getirmeniz isteniyor…

Sayın Ünal ÜSTEL, hadi gece sokağa çıkma yasağını takan kimse yok bari yüzlerce insanın buluşup kucaklaştığı düğünlere bir disiplin getirmeniz artık şart oldu. İnsanlar bir şekilde özlem gideriyor ama sonunda ne olacağını düşünen kimse yok!

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Ekim ayında yapılacak olan UBP kurultayında adayınızı belirleyip buradaki dostlarınıza bir takım mesajlar göndermeye başlamışsınız. Zira her şeye rağmen parti içinde size gönül verenlerin sayısı bir hayli fazla…

Sayın Sarper ALTINCIK, yıllardan beridir tozlu raflarda bekletilen dosyaların açılma vakti artık gelmedi mi? Eğer siz de bunu yapmayacaksanız gerekçeleri ile kamuoyuna anlatmak gibi bir sorumluluğunuz var, haberiniz olsun istedik!

Sayın Erdim ORAS, bir bakanlığın müsteşarlığı için son günlerde adınızdan fazlasıyla söz edildiğini biliyor musunuz? Millet bu makam için yanıp tutuşurken acaba dersiniz acaba büyük ikramiye size çıkabilir mi? Hayırlı olacaksa olsun deriz…

Sayın Ahmet TANPINAR,usta bir motosiklet sürücüsü olarak talihsiz bir kaza sonucu yaralanmanız camiada üzüntü ile karşılandı, büyük geçmiş olsun. Acaba diyoruz artık yaş kemale ermek üzere bu tür heyecanlı sporları bırakma zamanınız geldi mi?

Sayın Hasan SADIKOĞLU, kavurucu sıcaklar nedeniyle belediye çalışanlarının çalışma saatlerinde yeni düzenleme getirmeniz bölgede memnuniyetle karşılandı. Umarız tüm belediye başkanları da aynı duyarlılığı göstererek öncelik olarak sağlığı ön planda tutarlar…

Sayın Resmiye CANALTAY, Lefkoşa-Haspolat arasındaki yol sürücüler için artık işkence haline dönüştü. Vatandaş Karayolları Dairesinin daha pratik ve kolay çözümler üretmesini isteyen mesajlar gönderiyor.

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Serdarlı ve yöresi yaz sıcaklarında susuzluktan kurumlaş haldeler. Gerekirse bölgeye özel özel bir su hattının gecikmeden yapılmasını istiyorlar, yerden göğe kadar da hakları var…

Sayın Kadri BÜRÜNCÜK, internet teknolojileri konusunda yaptığınız içler acısı açıklama aslında devletin bu konuda ne kadar aciz durumda olduğunu da ortaya koymuş oldu. Yılan hikayesine dönen konuya bakalım hangi devlet erkanı ciddiyetle ele alacak?