Pos cihazı büyük bir kolaylık.

Herkes cebinde nakitle gezecek durumda değil.

Üstelik Koronavirüsün taşınmasında kağıt para en büyük aracılardan birisi.

Vergilendirilme anlamında da sağlam bir kayıt unsuru.

Yasal zorunluluk olmasa da, ülkemizde pos cihazını kullanmayan işletme hemen hemen yok gibi.

Ancak öyle bir istisnai işletme var ki öğrendiğinizde aklınız, mantığınız donabilir.

Bazı doktorların ‘’işletmeleri’’…pardon klinikleri!

Kamuda çalışıp da aynı zamanda özel kliniği olan doktorların bazıları pos cihazı kullanmıyor.

Hasta, muayene ve işlemleri bittikten sonra kartı doktora uzattığında, ‘’nakit çalışıyorum’’ karşılığını alıyorlar.

Aynı mantıkla, hastaya verilen reçete de kayıtsız, antettsiz boş bir kağıt parçası oluveriyor.

Kağıt parçasına yazılmış olsa bile, çoğu reçetede doktorun ne ismi, ne imzası ne de kaşesi bulunuyor.

Tetkik için doldurulan kağıtlar da aynı.

Normalde özelde hasta bakan bir doktorun, pos cihazı; antetli reçete, laboratuvar, rapor kağıtları; fatura ve makbuzları bulunur.

Ama kamuda çalışıp da özel kliniği de olan birçok doktor, bunlardan özenle kaçınıyor.

Çünkü, geçtiğimiz yıllarda Tıp-İş’in önderliğinde çıkarılan bir illegal tüzükle, kamu hekimleri ‘’mesai saatlerinden sonra’’ özel hastalarına kliniklerinde bakabilir hale geldiler.

Ama malumunuzdur ki, bu ülkede konu sağlık ise, bazı kamu hekimlerine ‘’mesai saati sormak’’ onlara hakaret etmekle eşdeğerdir.

Zira onlar için hekimin mesaisi olmaz, hekim her yerde hekimdir.

İşte bu mutasyona uğramış, anomalili mantıkla günahlarını vaftiz eden bazı kamu hekimleri, mesai mevhumu gözetmeksizin kliniklerini günün herhangi bir saati açıp hasta bakarlar.

Hasta bakmamaları gereken saatlerde de hasta baktıkları için, geride herhangi bir delil bırakmak istemezler.

Hal böyle olunca da, kayıt kuyudat sistemi çalıştırılmaz.

Hasta, muayene sonrası doktora kredi kartını uzattığında ‘’nakit alıyorum’’ cevabını alır.

Reçete istediğinde eline bir kağıt parçası tutuşturulur.

İstirahat isterse ‘’devlete geç yazayım’’ cevabını alır.

Tetkik isterse, yine ya bir kağıt parçasına yazılır ya da ‘’hastaneye gel yaptırayım’’ cevabını alır.

Bir gariptir burada sağlık sistemi.

Bazı hastalar doktorlardan korkar, bazı doktorlar da hastalardan.

Hastanın doktor korkusu, çözmek istediği sağlık sorununun önüne engel çıkarılmaması kaygısındandır.

Doktorun hasta korkusu ise, hastasının bu legal olmayan durumu ve kayıt dışılığı pos cihazının çıktısı ile belgeleyip de mahkemelerde başının yanmaması, karizmasının çizilip de saltanatının sarsılmamasıdır.

Başka işletmelerde de var mıdır bilmem ama, doktorların pos cihazı korkusu da işte böyle bir şeydir anlayanlara….

İletişim: 0542-8529899