Kıbrıs Türk Devlet Çalışanları Sendikası (ÇAĞSEN) daha fazla kâr hırsıyla insanı iliğine kadar sömüren vahşileşmiş kapitalist sistemin çevreyi kirletip, dünyanın doğal dengesini de bozduğunu belirtti.

ÇAĞSEN Başkanı Mehmet Davulcu, laboratuvar üretimi olsun veya olmasın, 2019 model koronavirüsün (Kovid-19) tüm dünyada kurulu düzeni alt etmeyi başardığını, virüs salgınının zengin fakir ayırımı yapmadığını ifade etti.

Dünyada halkından yana, insana değer veren bazı hükümetlerin salgınla mücadelenin bir gereği olarak insanları evlerine kapatırken onları aç bırakmama adına gerekli katkıyı yaparken, kapitalimiz esiri ülkelerin bunun tersini yaptığını belirten Davulcu, KKTC’deki hükümet ve Türkiye hükümetinin de kapitalizmin esiri olması nedeniyle salgının faturasını işçi sınıfına kestiğini savundu.

Davulcu yayımladığı 1 Mayıs mesajında, “İyi günde halkı iliklerine kadar sömüren ve bu yolla her biri devletten de varlıklı hale gelen büyük patronlar ve kumar baronları çalıştırıp ensesinden para kazandıkları işçileri salgının ilk gününden kapı dışarı etmekten hiç utanmadılar. Bu yetmezmiş gibi devletten destek istediler. İstedikleri desteğin verilmemesi halinde devlete olan mükellefiyetlerini yerine getirmemekle, yani borçlarını ödememekle tehdit ettiler.” ifadelerine yer verdi.

UBP-HP hükümetinin kendince “krizi fırsata çevirdiğini” iddia eden Davulcu, hükümetin hep arzu edip de yapamadığını salgını bahane ederek ilk iş olarak yaptığını savundu.

Devlet çalışanları ve Sosyal Sigorta emeklileri de dâhil tüm emeklilerin maaşlarından %25 ile %65 arasında değişen oranlarda kesinti yapıldığına işaret eden Davulcu, hayat pahalılığı ödeneğinin de kaldırıldığını, aralık ayının ikinci yarısında ödenmesi gereken 13. maaşların da kaldırıldığını öne sürdü.

“Hükümetin işçiden ve emekliden kestiği paralarla yandaşlarını beslemekten de geri durmadığını” savunan Davulcu, sendikasız ve dolayısıyla iş güvencesiz özel sektör işçilerinin salgın süresince ev hapsinde açlığa terk edildiğini belirtti.

Davulcu mesajında şunları kaydetti:

“Devler çalışanları ve emeklilerden kesilen paralardan özel sektör işsizlerine ayda 1500 TL gibi komik bir yardım yapılacağı söylense de uygulamada bunun da hakkaniyetle yapılamadığı görüldü. Emeği sömürülürken yapılmayan yerli-yabancı ayrımı sadaka değerindeki yardım sırasında açıktan yapılmak istendi.  

İnsanlık daha birkaç yıl süreyle bu salgınla mücadele etmek durumundadır. Salgın sonrası oluşacak yeni yaşam düzeni kokuşmuş, insanlığa ve dünyaya zarar veren kapitalizm olmamalıdır. Bu anlamda işçi sınıfına düşen görev birleşmek ve güç oluşturmaktır. Birleşip güç oluşturmadan mücadele verilemez. Emeğe ve doğaya değer veren yeni bir düzen kurulamaz.

1 Mayıs İşçi Bayramı bu anlamda önemlidir. Salgınla mücadele kapsamında bu yıl 1 Mayıs’ı meydanlarda kutlayamıyoruz. Bunun yerine tüm işçilere çağrımızdır; yarın saat 20’00'de evlerimizim veranda veya balkonlarına çıkalım ve 1 Mayıs İşçi marşını hep birlikte okuyup, birlik mücadele, dayanışma kararlılığımızı ortaya koyalım. Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın işçi sınıfının uluslararası dayanışması.”