Dün akşama doğru bir hastam aradı.

Hem heyecanlanmış, hem meraklanmış hem de kızmış.

Heyecanlanmış, çünkü durduk yere Cumhurbaşkanlığı’ndan aranmak insanı onore eder.

Meraklanmış, çünkü başına ne geleceğini merak etmiş.

Kızmış, çünkü sonuçta ‘’sıfıra sıfır elde var sıfır’’ı görmüş!

Beni arama ihtiyacı hissetmiş.

Kendisini telefonla aramışlar.

Karşısındaki ses, Cumhurbaşkanlığı’ndan bir ismi söylemiş ama tanımadığı için aklında tutamamış. İsminin önünde birtakım titrler sayıldığını öğrenince akademisyen olduğunu anlıyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı’ndan arayan kişi, anketi o kişi adına yapıyormuş.

Anketin konusu ilginç.

Aşıların yan etkileri imiş.

Hangi aşı?

Covid-19 aşısı.

Bana da ilginç geldi.

Hangi soruları sorduğunu merak edip sordum.

Aklında kalanları söyledi.

Hangi aşıyı olduğu sorulmuş.

Kolunun şişip şişmediği, ateşinin, kol ağrısının olup olmadığı, kas ağrısının olup olmadığı gibi sorular sorulmuş.

Biraz daha detaylandırmasını istediğimde, bir aşılamanın olası yan etki ve komplikasyonları ile ilgili bir çalışmaya dahil edildiğini anlayıverdim.

Benim de akademik geçmişim vardır.

Anketin yapılış şekli çok da bilimsel gelmedi ne yazık ki.

Üstelik, aşının komplikasyonlarını telefonla takip etmek veya değerlendirmek, klinik bilimler açısından hiç de doğru veri toplama mantığı ile örtüşmüyor.

Ölçüme dayanmayıp sadece ifadeye dayalı bir anket çalışması olabilir ama eğer bu Covid-19 pandemisi ve aşılama ile ilgili önemli bir süreçle ilgili ise, anket de olsa ayaklarının biraz olsun yere daha bilimsel basması gerekiyordu.

Üstelik böyle bir bilimsel çalışma yapılacaksa, telefonla ulaşılarak değil, alınmış bir etik kurul kararının akabinde Cumhurbaşkanlığı basın biriminin halkımızı ve akademisyenleri doğrudan bilgilendirmesi ile yapılması daha verimli olurdu diye düşünüyorum.

Beni arayan kişi kızgındı, çünkü aşı olmadığı halde aranmış ve sırf kızgınlığı yüzünden aşı olduğunu söyleyerek soruları cevapladığını itiraf etmişti.

İşin bir de bu yönü var.

Her ifade doğru olmayabilir üstelik.

İşte bu yüzden, Cumhurbaşkanlığı’nın hedefinde pandemi ile ilgili herhangi bir bilimsel çalışma yapacaksa, bunu en yakın bilimsel çevresinden başlayarak etraflıca değerlendirmesinde fayda olacaktır.

Sadece Cumhurbaşkanlığı’nın değil, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin, üniversitelerin ve bireysel akademisyenlerin de bilimsel çalışmalarında mutlaka ve mutlaka etik kurul onaylarının, varsa Sağlık Bakanlığı’ndan gerekli izinlerin alınarak kayıt ve takip altına alınması şarttır, gereklidir, stratejik unsurlar içermektedir.

Bunun en basit örneğini 3 sene önce yurt dışına genetik bilgilerimizin aktarılması ile karşı karşıya kaldığımız sözüm ona bir bilimsel çalışmadan da biliyoruz zaten!

Aman dikkat.

Bilim bilim derken işimiz film olmasın!

Sayın Cumhurbaşkanı’mızın dikkati dağıtılmamalıdır, etrafındakiler de kendilerine yardım etmelidir.

Cumhurbaşkanlığı’ndan en sade akademisyenin yapacağı Covid-19 ile ilgili bilimsel çalışmalara kadar tüm çalışmalarda tek elden kontrol ve disiplin elden bırakılmasın….

İletişim: 0542-8529899