EROĞLU: “YUNANİSTAN ŞU ANDA BİZİM MÜZAKERECİMİZİ KABUL ETME NOKTASINDA DEĞİL”
 
GÜL: “ALTERNATİFLER MÜZAKERE EDİLİR. YİNE ULUSLAR ARASI HUKUK/CAMİA İÇERİSİNDE BUNUN GERÇEKLEŞMESİ MÜMKÜNDÜR. DÜNYANIN BAŞKA YERLERİNDE OLMUŞTUR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile TC Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, düzenledikleri basın toplantısında basın mensuplarının sorularını da yanıtladılar.

Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bir soru üzerine, Kıbrıs sorununa adil çözüm bulunamaması halinde alternatiflerin değerlendirileceğini, alternatifin uluslararası hukukta mümkün olduğunu belirtti.

Gül ayrıca, müzakerelerin ucu açık bir şekilde devam etmesinin doğru olmadığını, uzlaşılamayan noktaların Birleşmiş Milletler tarafından doldurulabileceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu ise Yunanistan’ın Kıbrıs Türk müzakerecisini kabul edecek noktada olmadığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Gül, İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkinin gergin olmasının adadaki çözüm sürecini nasıl etkileyeceği sorusuna karşılık, İsrail’in öncelikle Kıbrıs meselesinin bir tarafı olmadığını belirtti.

EN MAKUL PROJE

Türkiye’nin İsrail ile Filistin sorununa yardımcı olmak için çalıştığını kaydeden Abdullah Gül, “Doğu Akdeniz’de barış huzur sağlanırsa adada kalıcı bir uzlaşma sağlanırsa tüm doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden dünyaya dağıtılması en fizable(makul) olan projedir” dedi. Gül, adada kalıcı bir çözümün sadece Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlara değil tüm bölgenin insanlarının refahına katkı sağlayacağını belirtti.

Uluslararası toplumun geçmişte Eroğlu’nun çözüme karşı olduğu yönünde bir algısı bulunduğunu kaydeden Gül, bugün kabul edilebilir ve yaşayabilir bir antlaşma için müzakerelerin Eroğlu tarafından canlı tutulduğunu tüm dünyanın gördüğünü kaydetti.  Bunun olumlu neticeler de doğurduğunu ifade eden Gül, bu çerçevede Amerika Birleşik Devletleri’nin çözüm sürecine olumlu katkısının takdir edilecek derecede olduğunu ifade etti.

Gül, temennilerinin kimse kimseyi suçlamadan, ortak çıkarlar gözetilerek bir antlaşmaya varılması olduğunu ifade etti.

KKTC’NİN TANITILMASI

KKTC’nin tanınması ile ilgili bir soruya karşılık Gül, Kalıcı bir antlaşma için samimi olduklarını bunun 2004’de referandumda da görüldüğünü kaydetti ve “50 senelik ihtilafın bir 50 sene daha gitmesini herhalde hiç kimse arzu etmez” dedi.

Gül, “(Çözüm) Samimi olarak arzu edilmiyor gibi bir durum söz konusu olursa, o zaman tabi ki alternatifler müzakere edilir. Yine uluslararası hukuk/camia içerisinde bunun gerçekleşmesi mümkündür. Dünyanın başka yerlerinde olmuştur” dedi

İsrail’in Filistin bölgesine saldırılarını kınadıklarını ve bunun durdurulması gerektiğini belirten Gül, Türkiye’nin iki devletli bir çözüm şeklini İsrail ve Filistin arasında da görmek istediğini kaydetti. Gül, İsrail’in kadın ve çocuk dahil sivil insanları öldürmesinin iki devletli bir çözüm vizyonunu da tehlikeye attığını belirtti.

VEDA ZİYARETLERİ

KKTC ziyaretinin siyaseten bir veda ziyareti olup olmadığı sorusuna karşılık Gül, “Cumhurbaşkanı olarak tabii ki Kıbrıs Türk Halkına da veda ediyorum” dedi.

BM GÜVENLİK KONSEYİ'NİN TUTUMU

ABD dışında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Daimi Temsilcileri ile Avrupa Birliği’nin Kıbrıs sorununa karşı tutumunda bir değişiklik olup olmadığı sorusu üzerine Gül, “Kıbrıs Meselesi uluslararası toplumun en tartışmalı konularından biridir” dedi.

Kıbrıs’ta ateşkes hukukunun uygulandığını, gerçek durumun bu olduğunu ifade eden Gül, 2004’te referanduma sunulan çözüm planına BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyeleri ile AB’nin birlikte destek verdiğini anımsattı.

Müzakerelerin ucu açık devam etmemesi gerektiğini, iki taraf arasında anlaşılamayan noktaların BM tarafından doldurulması gerektiğini kaydeden Abdullah Gül, “(İki tarafın)Uzlaşamadığı noktalar gerekirse Birleşmiş Milletler’e verilir, Birleşmiş Milletler o boşluğu doldurur, ondan sonra eş zamanlı referanduma gidilir. Bundan daha mantıklı, bundan daha çok ikna edici bir öneri söz konusu olabilir mi?” dedi.

ÇÖZÜMÜ MÜMKÜN KILACAK NOKTA

Kıbrıs müzakerelerindeki en büyük sorunun ne olduğu sorusuna karşılık Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafının çözüm sürecinde hep iyi niyetle yer aldığını kaydetti ve “Rum tarafı da her şeyin kendi istediği şekilde olamayacağını anladığı takdirde, özellikle Barış Harekâtı’nın üzerinden 40 geçtiği dikkate alınırsa, düşüncesini ve müzakere masasındaki tavrını değiştirmesi gerekiyor. 1974 öncesine dönüşün mümkün olamayacağını anladığı takdirde,   geçen 40 yılı gözünün önüne getirdiği takdirde anlaşabiliriz diye düşünüyorum” dedi.

Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum temsilcilerin Ankara ve Atina’ya ziyaretleri çerçevesinde, Müzakereci Kudret Özersay’ın Atina’ya gitmesine engel çıkartılmasıyla ilgili olarak Eroğlu, “Çapraz ziyareti engellemeye kalkan Yunanistan’dır. Yunanistan şu anda bizim müzakerecimizi kabul etme noktasında değil” dedi.

Abdullah Gül ise çapraz ziyaretlerin olumlu adımlar olduğunu, benzer ziyaretlerin iki yıl önce düşünülemez olduğunu ifade etti.